Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler

Şahitlikler

Şahitte bulunması gereken şartlar beş tanedir:

1. Müslüman olmak.

2. Baliğ olmak (ergenlik çağında olmak).

3. Akıllı olmak.

4. Hür olmak.

5. Adil olmak (adaletli olmak).




Adil Olmanın Şartları


Adil olmanın beş şartı vardır:

1. Büyük günahlardan sakınmak.

2. Küçük günahları sürekli işlememek.

3. Ahlakça olgun olmak.

4. Hiddet anında kendine hakim olmak.

5. Mürüvvetli olmak (haysiyyet ve onur sahibi olmak).

Şahitlik, özel bir sözle herhangi bir şeye tanık oluduğunu bildirmektir. Kuran-ı Kerim sünnet ve icma´ şahitliğin meşru oluşunu bildirmiştir. Allahu Teala şöyle buyurmuştur:

"Erkeklerinizden iki kişiyi şahit tutun" (Bakara: 2/282)

Başka bir Ayeti Kerimede yüce Allah,

"Şahitliği gizlemeyin, onu kim gizlerse şüphesiz günah işlemiş olur." (Bakara: 2/283)

Eş´as bin Kays. (r.a) demiştir ki, ´benimle bir adam arasında bir kuyu davası oldu. Davamızı Resulullah (s.a.v.)´ye götürünce şöyle buyurdu:

"İki şahit getir veya davalı yemin eder."

İcma´dan delil, şahitliğin meşruiyeti hususunda görüş birliği mevcut­tur. Hiç bir alim bu konuda muhalefet etmemiştir.

Şahitlikte bulunması gereken şartlardan müslüman olmanın delili, yu­karıdaki birinci ayeti kerimedir.

Akıllı, baliğ ve hür olmak için de mükellefliğin esasları bölümünde açıklandı.

Adil olmak ise şu ayeti kerimeye göre gereklidir.

"İçinizden iki adil kimseyi şahit tutun" (Talak: 65/2)

Şahitlik bir velayet ve hüküm olduğu içn kafirin mümin üzerine hük­mü geçerli değildir.

Kölenin şahitliği de geçerli olmaz, çünkü köle velayet sahibi değildir.

Adil olmak için gerekli şartlar şunlardır:

Büyük günahları işlemek dinde gevşeklik olduğuna delalet eder, bu nedenle içki içen, faiz muamelesinde bulunan iffetli kadınlara zina iftira­sı atan, fuhuş işleriyle uğraşan ve buna benzer büyük günahlar işleyen kimsenin adilliği gider ve şahitliği kabul olunmaz.

Allahu Teala Kuranı Kerim´de şöyle buyurur:

"Onların şehadetlerini ebediyyen kabul etmeyin, onlar fasık kimseler­dir." (Nur, 24/4)

Küçük günahlara sürekli devam etmekte şahitlik hakkını kaldırır. Bu nedenle şahitlik konusunda çok duyarlı olmak lazım. Şahitlik gerekecek konularda adil, olgun, temiz ahlaklı ve mürüvet sahibi kimseleri seçmek yerinde olacak bir karardır.





HAKLAR VE ÇEŞİTLERİ


Haklar, Allah hakkı ve kul hakkı olmak üzere ikiye ayrılır:

1) Kul hakkı:

Kul hakkı kendi aralarında 3´e ayrılır.

a) Neseb ile ilgili konular.

Mal konusu olmayan durumlardır ki burda en az iki erkeğin vereceği şahitlik geçerlidir.

b) Mal ile ilgili haklar.

Burda iki erkek şahit veya 1 erkek, 2 kadın şahit yahut yeminiyle bir­likte bir erkek şahit geçerlidir.

c) Erkeklerin bilmeyip ancak kadınların bildiği doğum gibi konular. Bu konularda bir erkek ve iki kadın şahit, ya da dört kadının şahitliği geçerlidir.

a) Kul haklarından talak, vasiyet ve benzeri meseleler bu şıkka girer. Yüce Allah şöyle buyurmuştur:

"Ey iman edenler herhangi birinize ölüm geldiği zaman vasiyet anın­da aranızda sizden iki adil kimseyi şahitlik için tutun." (Maide: 5/106)

Talak konusu için de yüce Allah şöyle buyurmuştur:

"... sonra iddetlerinin sonuna yaklaştıkları zaman onları güzellikle tu­tun veya güzellikle onlardan ayrılın.

içinizden iki adil kimseyi şahit tu­tun." (Talak: 65/2)

Nikah konusunda da peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

"Nikah ancak veli ve iki adil şahitle olur." [1]

b) Mal ile ilgili haklar alış veriş, icare, rehn ve benzeri konular bu bö­lüme girer.

Yüce Allah şöyle buyurmuştur:

"Erkeklerinizden iki kişiyi şahit tutun. Eğer iki erkek bulunamazsa şa­hitliklerine razı olacağınız bir erkek ile iki kadın şahit olabilir. Kadınlar­dan biri unutursa diğeri ona hatırlatır, şahitler çağrıldıklarında (şahitlik­ten) çekinmesinler." (Bakara: 2/282)

İbni Abbas´tan rivayete göre Hz. Peygamber yeminiyle beraber bir şa­hit için hüküm verdi. [2]

c) Erkeklerin bilmeyip sadece kadınların bildiği doğum gibi konularda bir erkekle birlikte iki kadın şahit ya da dört kadının şahitliği için İbni Ebi Şeybe´nin ez-Zuhri´den rivayet ettiği şu görüştür:

Sünnet, kadınlardan başkasının muttali olmadığı, doğum ve benzeri konulardan kadınların şehadetinden başka bir kimsenin şehadetinin kabul edilmeyeceği şeklinde cari olmuştur. [3]

2) Allah hakkı:

Bu haklarda kadınların şahitliği kabul edilmez. Bunlar üç tanedir.

a) Zina. Zina´da 4 şahitten aşağı kabul edilmez.

b) Zina dışındaki diğer had konulan. 2 erkek şahit lazımdır.

c) Ramazan ayı başındaki rü´yet-i hilal konusunda. Bunun için bir şa­hit kâfidir.



Allah Hakki


Allah hakkı olan konularda kadınların şahitliği geçerli değildir. Çünkü kadınlar genellikle şüpheden, unutkanlıktan ve hatadan hali olamazlar, halbuki bu haklar konusunda çok ihtiyatlı davranmak gerekir. Gecen ko­nularda belirtildiği gibi kadınların şahitliklerinin geçerli olduğu mesele­ler genellikle erkeklerin muttali olamadığı, doğum ve emzirme gibi ka­dınlarla ilgili meselelerdir.

İmam Zühri şöyle diyor:

"Sünnet olan kadının şehadetinin cezalarda kabul edilmeyeeği şeklin­dedir." [4]

Kadınların şahitliklerinin kabul edilmeyeceği Allah hakları metinde ifade edildiği gibi üç çeşittir.

a) En az dört şahitle sabit olan haklar. Buna delil olarak Allahu Teala şöyle buyurmuştur: "Namuslu kadınları (zina ile) itham ettikleri halde dört şahit getireme­yen kimselere (iftira cezası olarak) seksen değnek vurun." (Nur: 24/4)

Burda görüldüğü gibi zina konularında ancak dört şahitle sabitliği ge-rekmektedir.

İfk (Hazreti Aişe´ye yapılan zina iftirası) hadisesi hususunda Allahu Teala şöyle buyurmaktadır:

"0 (iftirayı ata)nlar bu sözlerine karşı dört şahit getirmeleri gerekmez miydi? Madem şahitleri getiremediler o halde onlar Allah nezdinde ya­lancıların ta kendileridir." (Nııı: 24/13)

Bu ayetlerin tümü zinanın sabit olması için dört şahidi zorunlu kılar.

b) En az iki şahitle sabit olan haklar.

Bunlar da zina dışındaki had konularıdır. Hırsızlık olayları, içki içme, adam öldürme, yol kesme ve irtidat olayları gibi konular için iki şahit ye­terlidir.

Bunların delili de şu ayeti kerimedir:

"Erkeklerinizden iki kişiyi şahit tutun." (Bakara 2/282)

c) Bir kişinin şahitliğiyle sabit olan haklar.

Bunların başında Ramazan ayı hilalini görmek gelir. îbni Ömer (r.a.) şöyle rivayet eder:

"Halk hilali görmek için bakıyordu. Ben Resulullah´a hilali gördüğü­mü haber verdim. Hazreti peygamber oruç tuttu ve halka da oruç tutmala­rını emretti." [5]

Burda ihtiyat nedeniyle bir kişinin şahitliği yeterlidir.



A´manın Şahitliği


A´mamn şahitliği beş hususta geçerlidir:

1. Ölüm hususunda.

2. Neseb hususunda.

3. Mülkiye konulan hususunda,.

4. Hal terce melerinde.

5. A´rna olmadan önce şahit olduğu durumlarda. Kulak duyumu, tarif­ler veya nesebi konularda hafızasına işlemiş durumlarda şahitlik edebilir.

Bir kimsenin kendine bir menfaat çekmek veya kendinden bir zararı gidermek için vereceği şahitlik kabul edilmez.



A´manın (Gözü Görmeyenin) Şahitliği


Gözleri görmeyen kişinin şahitliği ölüm hususunda, neseb hususunda ve mülki konularda geçerlidir.

Gözleri görmeyen kişinin şahitliği tercüme konularında da geçerlidir. Çünkü burda beyan ve telafuz söz konusu olmaktadır ki körlük buna en­gel değildir, görmeye gerek yoktur. ´ma olmadan önceki bütün konular­da şahitliği mu´teberdir.

İkrar, talak ve benzeri tüm hususlarda a´mamn kulağına bir sır gibi söylenen tüm sözler için şahitlik muteberdir.

Şahitliğiyle kendi nefsine bir menfaat sağlamak sebebiyle şahitlik ge­çerli olmaz. Aynı şekilde kişinin kendi nefsinden bir zararı defetmek için yaptığı şahitlik te kabul olunmaz.

--------------------------------------------------------------------------------

[1] Muğnil Muhtaç, 3/155.

[2] Müslim, 1712; El-Umm, 6/156.

[3] El-İkna,2U97.

[4] El-İkna, 21296.

[5] Ebu Davud, 2342











Eserin yazarı: Kadı Ebu Şuca Eser: DELİLLİ ŞAFİ İLMİHALİ

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

DELİLLİ ŞAFİ İLMİHALİ

MollaCami.Com