Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler

Ariyet

Kendisinden faydalanması mümkün olan ve aslı kalıcı olan her şeyin başkasına ariyet (ödünç) olarak verilmesi caizdir. Verilen bu mal kullanıl­makla tükenmeyen bir nesne olmalı ve müddetinde süreli ve süresiz ol­ması da caizdir.

Ariyeti alan kişi, ariyetin telefi halinde telef gününün kıymetiyle so­rumlu (yükümlü) olur.

Ariye, mal sahibinin malının menfaatini başkasına karşılıksız olarak bir süreye kadar mubah kılmasıdır.

Ariye, İslam dininin teşvik ettiği iyi amellerden birisidir. Zira insan­lar her zaman birbirlerine ihtiyaç duyarlar. Birinde bulunan bir mal diğe­rinde bulunmayabilir. Kendisinde bulunmayana yardımcı olunsun diye geçici olarak bir malı verip ondan fayda görmesi iyi işlerdendir.

Delili için Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

"İyilik ve takvada birbirinize yardım ediniz." (Maide: 5/2) Bir diğer ayeti kerimede,

"Maunu (komşuların birbirlerine muhtaç ol­dukları şeyi) esirgerler." (Maun: 107/7) buyurulmuştur.

Hadisten delil. Resulullah (s.a.v.) Huneyn Savaşı için Safvan bin Ümeyye´den bir çok zırh emanet olarak almıştı.[1]



Ariyetin Rükünleri


Ariyetin dört rüknü vardır:

1) Muîr (ariyet veren).

2) Müsteîr (ariyet alan).

3) Muâr (ariyet olarak alınan şey).

4) Siga.

Sigada, bir tarafın sözle söylemesi ve diğer tarafın fiilen yapması ye­terlidir.

Ariyet verenin şartı; akıl, baliğ, hür ve reşit olmasıdır. Müsteîrin şartı, belli bir kimse olması, mutlak olması ve mutlak tasar­ruf edebilecek selahiyete sahip olmasıdır.

Muâr, (ariyet olarak alınan şey) ise, aslı kalıcı olmakla kendisinden fayda görülen her şeydir.

Ariyet olarak alınan şeyin şartı da, ondan faydalanmanın mubah olma­sı ve ondan faydalanırken telef olmayan bir mal durumunda olmasıdır.

Ariyet alınan şeyin kendisinde yahut niteliğinde bir zarar veya bir ku­sur sözkonusu oluşursa; ariyeti alan kişi, kendisine izin verilen sınırda onu kullanmışsa tazmin etmez. Yani o kusur veya zarar için bir şey öde­mez.

Mesela; bir kimse ariyet olarak giymesi için birine bir elbise vermiş ve o da normal şekilde giyip elbise bu normal giyimden dolayı yıpranmışsa, tamamen işe yaramaz duruma düşmüş olsa bile onu tazmin etmez.

Biri, ariyet olarak başkasına bir hayvan vermiş ve hayvan ölecek olur­sa onu tazmin etmez.

Kendisine izin verilen şekilde kullanmışsa hayvanın sırtının yaralan­masından, topal olmasından sorumlu değildir. Ama izin verilmeyen bir hususta kullanmaktan dolayı ona bir zarar gelmişse, onu tazmin etmekle mükellef olup, telef ettiği günkü rayiç üzerinden zararı öder.

Şartlarından birinin ortadan kalkmasıyla ariyet akdi ortadan kalkar. [2]





--------------------------------------------------------------------------------

[1] Ebu Davud, 3562.

Kadı Ebu Şuca?, Ğayet?ül-İhtisar ve Şerhi , Ravza Yayınları: 341.

[2] Kadı Ebu Şuca?, Ğayet?ül-İhtisar ve Şerhi , Ravza Yayınları: 342.











Eserin yazarı: Kadı Ebu Şuca Eser: DELİLLİ ŞAFİ İLMİHALİ

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

DELİLLİ ŞAFİ İLMİHALİ

MollaCami.Com