Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler
Talak
Talakı ifade eden lafızlar sarih ve kinaye olmak üzere iki çeşittir.
Sarih: Bu lafızlar; talak, firak ve serah olmak üzere üç lafızdır. Bu üç kelimeden biri kullanıldığında boşama niyeti aranmaz, zahiri anlamıyla iktifa edilir.
Kinaye: Talak manasını verdiği gibi başka manaya gelen lafızlarla olur. Kinaye talakta niyyet şarttır.
Lugatta talak, bağı çözmek, serbest bırakmaktır..
Istılahta ise, kadınla yapılan nikah akdini belirli lafızlarla ortadan kaldırmaktır.
Talakın meşru oluşunun hikmeti: Evlilikte aslolan karı ile koca arasındaki evlilik bağının devam etmesidir .Bu bağın devamını sağlamak, karı ile kocanın karşılıklı her iki tarafın hakkını garanti altına almak üzere Yüce Allah belirli vazifeler yüklemiştir. Ancak bu hak ve vazifeler bazan her iki taraf, bazan biri tarafından yerine getirilmemektedir. Bu nedenle aşırı geçimsizlik ve sıkıntıların oluşu büyük sorunlar meydana getirir. Bazan bütün çabalara rağmen uzlaşma yapmayabilir. İşte bu uzlaşmazlıklar ve geçimsizliklerin önüne geçmek için her iki tarafın haklarının sağlanması koşulu ile talak meşru kılınmıştır.
Talakın meşru oluşunun delili. Yüce Allah Kur´an-ı Kerim´de şöyle buyurmuştur:
"Ey Peygamber! Kadınları boşayacağınız zaman onların iddetlerini gözeterek boşayın ve iddeti de sayın. Rahvanız Allah´tan korkun." (Talak: 65/1)
Sarih ve kinai olmak üzere iki çeşit talak şekli vardır.
Sarih talak:
Sarih talak üç lafızdan ibarettir. Bunlar, talak, firak ve serahtır. Bu üç lafızdan hangisi kullanılırsa boşama niyeti aranmaksızın talak vaki olur. yani boşamaya niyet edilmezse de boşama olur. Bu kelimeler başka bir dildeki karşılığıyla ifade edilse yine boşama olur.
-Talak lafzı için, Allah (c.c.) şöyle buyurmuştur:
"Boşama iki defadır. Bundan sonrası ya iyilikle tutmak ya da güzellikle salıvermektir.." (Bakara: 2/229)
-Firak lafzı için,
"İddet müddetlerini doldurduktan sonra onlara ya meşru ölçüler içerisinde (nikahınız altında) tutun veya onlardan meşru ölçülere göre ayrılın." (Talak: 66/2)
-Serah için,
"Kadınları boşadığınız ve onlar da bekleme müddetlerini bitirdikleri vakit ya onları iyilikle tutun yahut iyilikle bırakın." (Bakara: 2/231)
Yukarıdaki ayeti kerimelerin birincisinde talak, ikincisinde firak (ayrılma), üçüncüsünde de serah (salmak) lafızları kullanılmıştır. Bu nedenle bu üç kelimede niyet aranmaksızın boşama vaki olur.
Kinai talak:
Kinai talak ise hem boşama hem de boşama dışındaki manalara gelen sözlerdir. Ancak kinai manada olan lafızlarda niyet şarttır.
Mesela bir kişi hanımına: ´Evimden çık.´, ´Ailenin yanına git.´, ´Benden uzaklaş.´ , ´Sen bana haramsın.´... gibi sözler kinaidir. Koca bu sözleri söylerken boşama niyeti varsa karısı ondan boş olur. Ama boşama değil de başka manayı kastederse karısı boş olmaz.
Kişi hanımına, ´Sen babanın evine git." ya da ´Ailenin yanına git.´ gibi sözler sarfedip, niyeti de boşamak ise kadın boşanır.
Bunun delili, Hz. Aişe (r.a.)´nın rivayet ettiği şu hadistir:
Cüven kızı Umeyye Resulullah´a nikah olunup huzuruna getirildiği ve Resulullah ona yaklaştığı zaman,
´Senden Allah´a sığınırım.´ dedi. Bunun üzerine Resulullah ona, "Sen şanı büyük olan Allah´a sığındın,artık ailenin yanına git." [1] buyurdu.
Kişi hanımına aynı veya benzer sözleri ifade edip ama talakı (boşamayı) kastetmiyorsa boşanmaz.
Buna da delil olan şa hadistir :Tebuk Gazvesi´ne katılmayan Ka´b bin Malik´e Hazreti Peygamber, hanımından ayrılması için Huzeyme´yi gönderdiğinde; Ka´b bin Malik gelen haberciye (Huzeyme´ye) şöyle sordu:
-Karımı boşayacak mıyım yoksa ne yapacağım?
-Hayır boşama, ama ondan ayrı dur.
Bunun üzerine Ka´b:
´Haydi babanın evine git. Allah bu iş hakkında hükmünü verinceye kadar orada kal.´ [2] dedi.
Bu hadis boşama niyeti olmadan söylenen kinayi laffızlarla boşanmanın tahakkuk etmeyeceğine delalet eder. Daha sonra Allah´u Teala Ka´b bin Malik ve arkadaşlarını affettiğini bildirince hanımını geri almıştır.
Talak, mevcut bulunan nikah hallerini sona erdirmektir.
Allahu Teala´nın en sevmediği boşamadır. Daha sonra büyük sorunlar çıkabileceği ihtimaliyle boşama caiz görülmüştür. Bilmek gerekir ki hak, her zaman Allah´ın yanında saklıdır.
Sarih boşama, boşama manasına gelip başka bir anlam taşımayan kelimelerdir. Bunlar boşamak, ayrılmak ve salmak kelimeleridir.
Şu halde bir kimse karısına ´Seni boşadım´ veya ´Senden ayrı oldum´ ya da ´Seni saldım´ dese niyeti ne olursa olsun karısı ondan boşanır.
Kinayi boşama, hem boşama hem de başka mana taşıyan sözlerden biriyle yapılan boşama muamelesidir.
Bir kimse hanımına ´Sen bana haramsın´ veya ´Babanın evine git´ ya da ´Benden uzaklaş´ gibi sözler sarfederse niyeti boşama ise karısı boşanır, değilse boşanmaz.
Kadın talakta iki kısımdır: Bunlar, Sünni ve Bidî olup hayız gören kadınlar için yapılan talak şekillendir.
Sünni Talak
Tuhur (hayız ve nifas dışındaki temizlik) halinde ve münasebet vaki olmadan evvel yapılan talaktır.
Bidi Talak:
Hayız halinde veya içinde münasebet bulunmuş tuhur halinde vaki olan talaktır. Vaki oluyorsa da haramdır.
Ayrıca sunni ve bid´i olmayan dört talak daha vardır:
1. Küçük yaştaki kadının
2. Yaşlılıktan dolayı doğurmayan kadının
3. Hamile olan kadının.
4. Kendisiyle münasebette bulunulmamış hul´ yapan kadının boşanması. [3]
Sunni Talak
Herhangi bir sebeple koca karısını boşamak istediği zamanı onun temizlik halini bekler. Yanijıayız halinden temizlendikten sonra onunla cinsel ilişkide bulunmadan yaptığı boşanma şeklidir ki sünnette en uygunu olan budur. Zaten sunni ismi de hurdan gelmektedir. Kocanın bu durumda bir veya iki talakla boşaması sünnettir. Bundan sonra iddet süresi dolmadan pişmanlık duyarsa tekrar karı kalan talaklarla nikah altına alınabilir. [4]
Bid´i Talak
Hayız halinde veya hayız hali bittikten sonra temizlik devresine girerken cinsel ilişkide bulunduktan sonra yapılan boşamalıdır.
Bu boşanma şekli geçerli olmakla beraber, haram bir uygulamadır. Çünkü bu boşanma şekli geçerli olmakla beraber, haram bir uygulamadır. Bu boşanma şeklinde kadının aleyhine iddet süresinin uzamasına sebebiyet vardır.
Temizlik süresinde cinsel ilişkide bulunduktan sonra yapılan boşamanın haram oluşu sebebine gelince, kadının hamile çıkma ihtimali olabilir ki hamilelikte de kadının boşanması istenmemekte ve onun aleyhine olmaktadır.
Allahu Teala şöyle buyurmuştur:
"Ey Peygamber! kadınları boşayacağınızda onları (temizleme) vakitlerinde (ve münasebette bulunmadan) boşayın ve iddetini sayın. Rabbiniz olan Allah´tan korkun." (Talak: 66/1)
Kadın hayızlı iken boşanırsa iddet süresi uzar. Kadın cinsi münasebetten sonra boşanırsa o zaman hamile olma ihtimali oluşur. Hamilelik halinde boşanan kadın için pişmanlık olur.
Abdullah İbni Ömer (r.anhuma) Rasulallah (s.a.v) zamanında karısını hayız halinde boşadı. Ömer ibnul Hattab, oğlunun bu boşamasının hükmünü Rasulallah´a sordu. Rasulallah (s.a.v) O´na şöyle buyurdu:
"Oğlun Abdullah´a söyle karısına dönsün, sonra kadın temizleninceye kadar bıraksın. Sonra kadın tekrar adetini görüp tekrar temizleninceye kadar da (onunla birlikte yaşasın) ikinci adetinden temizlendikten sonra-cinsi münasebette bulunmaksızın- boşasın. İşte kadının bu iki kirlenmesi ve temizlenmesi zamanı, erkeklerin kadınları boşamaları için aziz ve celil olan Allah´ın emrettiği iddet müddetidir." [5]
Üçüncü ber talak şekli de sunni ve bidi olmayan boşamadır: Bu da ergenlik çağma gelmeyen küçük kadın, hayizdan kesilen yaşlı kadın, hamile olan kadının ve kendisiyle cinsi münasebetle bulunulmamış hul´ yapan kadın için yapılan boşamadır. Bunların boşanmaları ne sunni ne de bidi boşanmadır. Yapılması caiz olan bir boşamadır. Çünkü küçük ve yaşlı kadının iddet süresi ay hesabı, hamile kadının iddet süresi ise doğum yapması iledir. [6]
Talakın Sayıları
Hür erkek için üç talak, köle için iki talak vardır.
Talaktan sonra hemen yapılan istisna ve talakı herhangi bir sıfata ve şarta bağlamak sahihtir.
Nikah kıyılmadan önce vaki olan talak geçerli değildir.
Dört kişinin talakı geçerli olmaz. Bunlar, çocuk, deli, uykuda olan ve zorlanandır.
Talak ile ilgili Allah-u Teala şöyle buyurmaktadır:
" Boşama iki defadır, (ondan sonrası) ya iyilikle tutmak, ya da güzellikle salmaktır." (Bakara: 2/229)
Yani ondan sonra geri dönme mümkün olan boşama iki defadır.
Resulullah (s.a.v.):
"Helaller içerisinde Allah´a en sevimsiz olanı boşamadır." [7] buyurmaktadır."
Talakı sıfata bağlamakla sıfatlar tahakkuk ettiğinde talak vaki olur. Mesela kişi karısına, ´Yağmur yağdığı zaman boşsun.´ demesi gibi sıfatların tahakkuk edilmesi ile karısı boş olur.
Talakı şarta bağlamakla da o şart tahakkuk ettiğinde yine talak vaki olur. Bunun da misali, mesela kişinin karısına,´ Eğer evden çıkarsan boşsun.´ gibi şartlı lafızlarla o işin tahakkuku halinde yine karısı boşanır.
Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
"Müslüman şartlarının yanındadır" [8]
Nikah akdinden önce yapılan boşama geçersizdir.
Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
"Nikahtan önce talak olmaz." [9]
Başka bir hadiste Rasulallah (s.a.v)
"İnsanoğlunun sahip olmadığı bir şeyi nezretme, malik olmadığı bir köleyi azat etme ve malik olmadığı (nikahlamadığı) bir kadını boşama hakkı yoktur" [10]
Baliğ olmayan çocuğun, aklı başında olmayan delinin ve uykuda olan kişinin talaklarının sahih olmadığını Peygamberimiz (s.a.v) bize şöyle bildirmiştir:
"Üç kişiden kalem kaldırmıştır, Uyanıncaya kadar uyuyan kişiden, buluğ çağına erene kadar çocuktan ve akıllanana kadar deliden." [11]
Zorlanan kişinin de boşanması caiz değildir.
Peygamberimiz (s.a.v):
"Zorlama altında ne boşama geçerlidir. Ne de köle ve cariyeyi azat etmek." [12]
Boşama şu dört halde olur:
1) Vacib olan boşama:
Muti olan kimseye vaciptir. Yani, dört aydan fazla eşiyle münasebette bulunmayacağına dair yemin edendir. Dönmediği takdirde onu boşaması gerekir. Ayrıca karı-koca arasında anlaşmazlık bulunup ta?yin edilen hakemler boşanmalarında maslahat olacağına hükmetmeleri durumunda vacip olan bir boşama şeklidir.
2) Müstehab olan boşamadır ki, "Sünni" olarak da isimlendirilir: Kocanın, karısının haklarında kusurlu olması yahud kadının iffetli olmaması durumunda olup kendisinde cinsi münasebetin yapıldığı temizlik dönemidir. Bu dönemden önceki hayız müddetinde de cima olmamış olmalıdır.
3) Haram olan boşamadır ki, buna ´Bid´i boşama´ da denir: Kadının hayızlı olduğu bir sırada yahut temiz olup, o temizlik döneminde onunla ilişkide bulunmuşsa veya o temizlik döneminden önceki hayız döneminde ilişkide bulunduğu halde vaki olan boşamadır.
4) Mekruh olan boşamadır:
Yukarıdaki durumların dışındaki boşama durumudur.
Talak´ın rükünleri şunlardır:
1) Boşayan:
Boşayanın koca olması, baliğ olması, akıllı olması ve boşama süresinde serbest olması şarttır. Koca olmayanın boşaması sahih değildir. Ayrıca çocuğun, delirme ve bayılma gibi kişinin mazur sayılacağı aklının başında olmama durumu ve haksız yere zorlananın boşaması sahih değildir.
Mazereti olmadan aklı zail olan, mesela zaruret olmaksızın sarhoş edici bir şey içine gelince, onun boşaması geçerlidir.
2) Kast:
Bilerek boşama lafzını kendi manasında kullanmaktadır. Şayet başkasının sözünü naklediyorsa, mesela, "Falan kişi karım boştur, dedi." der yahut bilmeden dili sürçerse, veya başka dilde "Boşama" lafzını kullanıp manasını bilmiyorsa, boşama vaki´ olmaz. Lakin kasdının bu olmadığını reddetmesi, ancak söylediğine delalet eden bir karine ile kabul edilir.
Mesela adı "Tarık" olan bir kadına ´´Talik" der ve:
"Benim kasdım onu çağırmak idi, lakin dilim sürçtü ve ´Tarık´ diyeceğime ´Tâlık´ dedim" demesi gibi.
Yahut "Tallâktuki" deyip "Dilim sürçtü, ´Talebtuki´ diyecektim", demesi gibi.
İşte bu gibi durumlarda, karinenin mevcudiyetinden dolayı kocanın iddiası kabul edilir. Ama şaka olarak yahud karısı karanlıkta olup, onu yabancı biri sanarak böyle bir şey diyecek olursa, boşama vaki´ olur. Çünkü şaka ve onun yabancı biri olduğunu sanma, boşama lafzını başka tarafa çekmeye yeterli değildir. Böyle bir durumda, "Ben, başka bir şeyi kasdettim" diyemez.
3) Zevce:
Velevki ric´iyye ve asli iddeti bittikten sonra muaşerette bulunulan olsun: o da zevce hükmündedir. İddet konusunda bunu daha genişçe anlatacağız.
Mülk-i yemin ile kendisiyle ilişkide bulunulan bundan hariçtir. Ona boşama düşmez.
4) Velayet:
Yani boşanan kadının, boşama esnasında boşayanın karısı yahut onun hükmünde olmasıdır. Yabancı birine yahut muallak veya yerine gelmiş bain talakla boşanmış olana "Boşsun" demenin bir anlamı yoktur. Bu durumdaki birine "Boşsun" yahut "Seninle evlendiğim takdirde boşsun" diyecek olsa, bu hükmü olmayan bir laftan ibarettir.
Bu kişi: "Hangi kadınla evlenecek olsam o, benden boştur" derse durum yine budur. Çünkü henüz velayet hakkı yoktur.
5) Siga´ya gelince, ayrılığa delalet eden lafızdan ibaret olup iki nevidir. Bunlar sarih ve kinayi boşamadır.
Sarih: Boşanmadan başka bir manaya gelmeyen ve dolayısıyla boşanmanın vukuu için niyyete ihtiyaç duymayan lafızdır. Ancak zorlanan kimse bundan hariçtir. Onun için niyyet önemlidir.
Kinaye: Hem boşamaya ve hem de başka manaya gelen ve niyyete ihtiyaç duyan lafızdır. Kişi boşamaya niyyet eder ama, telaffuz etmezse yahud boşama lafzını fısıldar ama, kulakları normal duyuyor olduğu halde kendisi bile duymayacak kadar sessiz söylerse, boşama vaki´ olmaz.
Sarih boşama üç lafızdır:
Talak (boşama), firak (ayrılma) ve serah (salıverip serbest bırakma) ile bunlardan türeyen kelimelerdir.
Tallaktuki (seni boşadım), enti talikun (sen boşsun), ya mutallaka (ey boşanan) farraktuki (senden ayrıldım), enti mufarikatun (sen ayrısın), serrahtuki (seni salıverdim), enti musarrahatun (salıverilmişsin) lafızları gibi.
Şayet koca, "Benim için boşama vaciptir" ya da "Bana boşama düşer" der ve susarsa, bu, sarih boşamadır. Yine, "Allah, seni benden boşattı" diyecek olursa sarih boşama olur.
Kinayenin lafızları çoktur:
"Artık evli değilsin", "Benden uzaksın." "Defol babanın evine git" "Aramızda bir bağ kalmamıştır", "Seni kendime haram kıldım," "Başının çaresine bak", "Haydi git artık", "Benim artık sana ihtiyacım yok.´Vs.
Bu sözleri kullanırken niyeti boşama ise, boşama vaki´ olur. Ama niyetinde boşama yoksa, vaki´ olmaz. Çünkü burada boşama kasdı yoktur.
Hür olan kocanın üç defa boşama hakkı vardır. Velev ki karısı bir cariye olsun. Kölenin ise, karısı hür bir kadın olsun cariye olsun yine iki boşama hakkı vardır. Çünkü talakta kocaya itibar edilir. Nitekim, "Boşama erkeklere ve iddet de kadınlara aittir."
Allahu Teala şöyle buyurmuştur:
"Nikah bağı erkeğin elindedir" (Bakara: 2/237)
Sahih görüşe göre, boşamaları cem´etmek haram değildir ve geçerlidir. Üç boşamayı bir sözle söylemenin yahut tek mecliste üçünü söylemenin sadece bir ric´i boşama olacağını söylemek ise, hem Kitab´a, hem sünnetin sarihine ve hem de icma-ı ümmete muhaliftir. Onun için dört mezhebin alimleri, hakim bu şekilde fetva verdiği takdirde, hükmünün bozulacağını açıkça beyan etmiştir.
Boşamada istisna sahihtir. İstisna, "İlla" (ancak, hariç...) ve benzeri istisna edatlarıyla boşamalardan birini veya ikisini hariç tutmaktır.
İstisnanın sahih olabilmesi için beş şart vardır:
1) Yemin ile onu ifade etmesi.
2) Sözünü bitirmeden önce istisnaya niyyet etmesi.
3) Onunla yeminin hükmünü kaldırmayı kasdetmesi.
4) En azından kendisi duyacak kadar sesini yükseltmesi.,
5) İstisna edilenin kendisinden istisna yapılanı kapsayacak şekilde olmaması.
Nefes alacak kadar susmadan daha uzun bir müddet geçtikten sonra istisna yapılırsa, istisna yapılmamış olur. Nefes almak için, sesin kesilmesi yahut kendisini yakalayan bir öksürük için susar ve hemen ardından söylerse zarar vermez. Yemin ettikten sonra ona niyyet eder yahut ona hiç niyet etmemişse istisna olmaz. Yine onunla yeminin hükmünü kaldırmayı kasdetmez, onunla telaffuz etmez veya telaffuz edip kendisi bile duymayacak kadar sessiz söyler yahud istisna edilen kendisinden istisna yapılanı kapsıyorsa zarar verir.
Mesela, "Seni, üç talak hariç üç defa boşadım" derse üç talakla boşanmış olur. [13]
Ric´i Talak
Bir kişi karısını bir veya iki talak ile boşarsa bu durumdaki kadın iddeti bitmeden önce kocası onu geri alabilir.
Eğer iddet bitmiş ise kocası yeni bir nikah akdi ile karı kocasına helal olur ve kadının geri kalan talakları ile beraber olurlar.
Bu durumdaki kadın (başka bir evlilik geçirmiş olsa bile) baki kalan talakla geri alınır. [14]
Baîn Talak
Erkek üç talakla karısını boşarsa ancak şu beş şart ile tekrar nikahlanması helal olur:
1. İddetinin bitmiş olması.
2. Başkası tarafından meşru bir nikah ile nikahlanmış olması.
3. İkinci kocanın onunla (tam ve inzalli) cinsi temasta bulunmuş olması.
4. İkinci kocası tarafından (sahih bir boşanma) ile boşanmış olması.
5. Bu boşanmadan da iddetinin bitmiş olması. [15]
Ric?i Talak
Erkek karısını bir veya iki talakla boşarsa iddet süresi bitmeden onu tekrar nikahı altına alabilir. Buna ric´i talak denir.
Delili. Yüce Allah Kur´an-ı Kerim´de şöyle buyurur.
"Eğer kocalar barışmak isterlerse, bu durumda boşanmış kadınları tekrar almaya hak sahibidirler." (Bakara: 2/228)
Bir veya iki talakla karısını boşayan koca iddet süresi dolmadan pişmanlık duymasıyla artık ikinci bir nikah yapmaya gerek olmadan karısına dönebilir.
Kocanın iddet süresinde bulunan karısına. ´Seni nikahıma iade ettim´ demesiyle karısı kendisine dönmüş olur. Burda iki şahit tutması sünnettir.
Karısını bu şekilde nikahına alan koca kalan talak veya talaklarla nikahına almış olur. Yani karısını bir talakla boşamışsa kalan iki talakıyla, iki talakala boşamışsa kalan bir talakıyla nikahı devam eder.
Eğer iddet tamamlandıktan sonra karısını nikahına almak isterse o zaman kadının rızası şarttır. Yani kadın razı olursa yeni bir nikah akdiyle nikahlanır. Kadın istemezse arlık olmaz. [16]
Bain Talak
Bir kimse karısını üç talakla boşarsa artık yeni bir nikahla da onunla bir araya gelmesi, karı-koca olması caiz değildir. Buna da bain talak denir Bu iki eş artık tamamen birbirleriunden ayrılmış olurlar. İddet süresi bittikten sonra kadın isterse başka bir erkekle evlenebilir.
Üç talakla birbirinden ayrılan koca ile karının tekrar evlenebilmeleri için şu şartlar gereklidir.
1- Kadının iddet süresinin bitmesi.
2- Başka bir erkekle nikahlanması ve bu erkeğin onunla cinsi münasebette bulunması.
3- İkinci koca olan bu erkeğin de onu boşaması.
4- İkinci kocanın boşamasından sonra iddet süresinin geçmesi. [17]
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Buhari, 4955.
[2] Buhari, 4156, Müslim, 2796.
[3] Kadı Ebu Şuca?, Ğayet?ül-İhtisar ve Şerhi , Ravza Yayınları: 457-460.
[4] Kadı Ebu Şuca?, Ğayet?ül-İhtisar ve Şerhi , Ravza Yayınları: 460.
[5] Buhari, 4953; Müslim, 1471.
[6] Kadı Ebu Şuca?, Ğayet?ül-İhtisar ve Şerhi , Ravza Yayınları: 461.
[7] Ebu Davud, 2178; İbni Mace, 2018.
[8] İbni Mace, 2045.
[9] Hakim, 2/205.
[10] Tirmizi, 1181, Ebu Davud, 2190.
[11] Ebu Davud, 4403.
[12] EbuDavud, 2193.
[13] Kadı Ebu Şuca?, Ğayet?ül-İhtisar ve Şerhi , Ravza Yayınları: 462-466.
[14] Kadı Ebu Şuca?, Ğayet?ül-İhtisar ve Şerhi , Ravza Yayınları: 467.
[15] Kadı Ebu Şuca?, Ğayet?ül-İhtisar ve Şerhi , Ravza Yayınları: 467.
[16] Kadı Ebu Şuca?, Ğayet?ül-İhtisar ve Şerhi , Ravza Yayınları: 468.
[17] Kadı Ebu Şuca?, Ğayet?ül-İhtisar ve Şerhi , Ravza Yayınları: 468.
Eserin yazarı: Kadı Ebu Şuca Eser: DELİLLİ ŞAFİ İLMİHALİ