Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler

Mestler Üzerine Meshetmek

Mestler üzerine meshetmek üç şartla caizdir:

1- Abdest tamamlandıktan sonra giyilmesi.

2- Ayaklan aşık kemiklerinin üzerine kadar örtmüş bulunması.

3- Yolda yürüyebilme imkânına sahip olması.

Mukim olan, bir gün bir gece; yolcu olanlar da geceleriyle birlikte üç gün mesheder. Mestleri giydikten sonra müddetin başlangıcı abdestin bo­zulduğu zamandan başlar. Mukim olan biri meshettikten sonra niyet edip yolculuğa çıkarsa veya yolculuk için mesheder sonra mukim olursa (seferini iptal ederse) mukimin mesih müddeti kadar meshedebilir.

Mestler üzerine meshetmek abdestte ayakları yıkamanın yerine geçer.

Meshin sözlük anlamı, eli bir şey üzerinde gezdirmektir.

Mest üzerine meshin ıstılahı anlamı ise su ile ıslatılmış olan eli, özel bir ayakkabıdaki (mestteki) özel bir yere özel bir zamanda değdirmek de­mektir.

Şureyh İbni Hani şöyle anlatmıştır:"Hz. Aişe (r. anha)´ya gidip mestler üzerine meshin müddetinin ne kadar olduğunu sordum. Aişe (r. anha) de­di ki: Ali´ye git o bu hususla benden daha da bilgi sahibidir. Zira o Rasu-lullah ile beraber sefere giderdi. Bunun üzerine soruyu Hazreti Ali´ye sordum. Hz. Ali şu cevabı verdi: "Rasulullah meshin müddetini yolcuya üç gün üç gece, mukime bir gün bir gece olarak tesbit etti. [1]

Şer´an mest: Ayak topuklarını veya daha fazlasını örten deri ve benze­ri şeyden yapılmış olan ayakkabıdır. Özel yerden kastımız, mestlerin alt­larının değil de üst taraflarının meshedilmesidir. Özel zaman ise, mukim kimse için bir gündüz ve bir gece olmak üzere bir gün, yolcu kimse için ise geceli gündüzlü 3 gündür.

Meshin niteliği: Mesh, bir ruhsat olmak üzere meşru kılınmıştır. Dört mezhepte de yolculuk ve mukim durumda olan erkek ve kadınlar için ca­izdir. [2] Mestler üzerine meshetmek müslümanlara kolaylık olsun diye caiz kılınmıştır. Bilhassa kışın yolculuk ve soğuk havalarda olan kimseler için cidden bir kolaylıktır.

Meşruiyyeti için çok hadisi şerif vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:

a) Cerir´in rivayet ettiği hadis: "(9, küçük abdestini bozdu, sonra ab-dest aldı, mestleri üzerine meshetti. O´na; "Sen böylemi yapıyorsun" de­nilince şu cevabı verdi.´Evet, ben Resulullah (s.a.v.)´in küçük abdest boz­duğunu, sonra da abdest alıp, mestleri üzerine meshettiğini gördüm.´ [3]

b) Muğıyre bin Şu´be´nin rivayet ettiği hadis.O dedi ki, Peygamber (s.a.v.) ile birlikte idim, O abdest aldı. Ben ayakkabılarını çıkarmak için davrandım." O: "Onları birakıver, çünkü ben onları abdestli iken giy­dim." [4] dedi. Sonra da onların üzerine meshetti.

Mest üzerine meshetmek şu hadisle de sabittirîbn´ül Münzir Ha-san-i Basri´den şöyle rivayet eder; "Yetmiş sahabi Allah Resulü (s.a.v.yin meshettiğini bana nakletmiştir".Her ne kadar Resulullah (s.a.v.) mest üzerine meshetmiş ise de bu bir ruhsattır. Yani ne vacip ne de sünnettir.



Eserin yazarı: Kadı Ebu Şuca Eser: DELİLLİ ŞAFİ İLMİHALİ

  • Yeni Ekle
Yorumlar (1)