Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler

Nafaka-Hedane

Akrabalardan olan baba ve dedelerin nafakası baba ve oğullara aittir. Ana-babaya iki şartla nafaka vacip olur:

1. Fakirlikle birlikte sürekli hastalık.

2. Fakirlikle birlikte delilik.

Çocuklara üç şartla nafaka vacip olur:

1. Fakirlikle birlikle küçüklük.

2. Fakirlikle birlikte sürekli hastalık.

3. Fakirlikle birlikte delilik.

Köle, cariye ve hayvanların nafakası da vaciptir. Yapamayacağı işten yükümlü değildirler.

Nafakası vacip olanlar şunlardır: Ana-babalar, öz çocuklar, karı, köle ve hayvanlardır.

-Anne-babanın nafakası yukarıda açıklandığı gibi fakir ve muhtaç ol­dukları takdirde oğluna aittir.

Burda şu hususu belirtelim: Ana-babanın oğullarının mallarından al maları, oğulların izni olsun olmasın caizdir.

Hz. Aişe (r.anha) peygamberimizden şöyle rivayet eder:

" Kişinin yediklerinin en temizi, kendi kazancından ve oğlunun kazan­cından yediğidir." [1]

-Ana-babanın ihtiyaçları oldukları takdirde israf ve savurganlık yap­mamak şartıyla oğullarının mallarından yukarıda temas etliğimiz gibi ya­rarlanmaları caizdir.

Bir adam, ´Ey Allah´ın Resulü! benim malım ve çocuklarım var. Ba­bam malımı yok etmek (almak) istiyor, dedi.

Allah Resalu (s.a.v.) şöyle buyurdu:

"Sen ve malın babanındır."

Burdaki ´babanındır´ lafzı, elbetteki ki temlik için değil, mubah oldu­ğunu belirtmek için. Yoksa mal çocuğundur. Zekatı o verir. Malı miras bı­rakan da odur.

Ana baba için çocukları üzerinde nafaka şu şartlarla vacip olur:

a) Ana baba fakir olmalıdır.

b) Çocuğunun eli varlıklı olmalıdır.

c) Çocuğun yanında onun, kendisinin, karısının ve çocuklarının bir gün ve bir gece yiyecek ihtiyaçlarından fazla bir şeyin bulunmasıdır. [2]

Kişi köle ile cariyesine memlekette çoğunlukla geçerli olan yiyecek ve giyeceklerden yedirip giydirmesi vaciptir.

-Hayvanların nafakasını temin etmek gücünden fazla iş yüklememek vaciptir. Köle ve cariyelere de fazla ve gücünden ziyade iş yaptırmamak vaciptir. Köle ve hayvanların nafakası için Hazreti Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

"Kölelerin yiyecek ve giyecekleri verilmelidir. Onlara kaldırabilecekleri kadar yük yüklenmelidir." [3]

Ebe Zerr (r.a.)´dan rivayetle Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

"Hizmetçileriniz sizin kardeşlerinizdir. Kimin eli altında hizmetçisi (kölesi) varsa yediği yemekten ona yedirsin ve giydiği elbiseden ona giy­dirsin. Onları zorda bırakacak bir yük de yüklemesin." [4]

Ebu Hureyre (r.a.)´dan rivayet edildiğine göre Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur.

"Bir kadın kendine ait olan bir kediden dolayı cehen­neme girmiştir. Kadın onu bağladı da ne yiyeceğini verdi ne de yerin ha­şerelerinden tutup yemesi için salıverdi, nihayet kedi açlıktan öldü." [5]



Zevcelerin Nafakası


Kocasına itaat eden kadının nafakası, imkânlar ve kudret dahilinde va­cip olur.

Koca zengin ise; çoğunlukla tüketilen gıda maddesinden iki müd´dür. Yiyim ve giyimler ise adetlere göre karşılanır.

Koca fakir ise; Oturduğu memlekette çoğunlukla tüketilen gıda mad­desinden bir müd´dür.

Yicecek ve giyecekler ise, fakirlerinkine tabidir.

Koca orta halli ise; verilecek nafaka bir buçuk müd´dür. Yiyecek ve gi­yeceklerde orta halli sınıfa tabi tutulur.

Eğer kadın kendisine hizmet edilecek durumda ise hizmetçisinin nafa­kası da verilir. Eğer koca nafaka veremiyecek durumda ise, karısı nikahı feshedebilir. Cinsi temasta bulunmadığı karısının mehrini veremeyecek duruma düşerse, yine kadın nikahını feshedebilir.

Kadının nafakası kocası üzerine vaciptir. Burdaki nafakadan maksat kadın zengin bile olsa ona yemek, ev, hizmet ve tedavi gibi ihtiyaç duy­duğu şeyleri temin etmektir.

Nafaka; kitap, sünnet ve icma-ı ümmet ile sabittir. Kitaptan delil Kuran-ı Kerim´in şu ayet-i kelimesidir:

"Boşadığınız, fakat iddeti dolmamış kadınları gücünüz nisbetinde ken­di oturduğunuz yerde oturtun. Onları sıkıntıya sokmak için zarar yerme­ye kalkışmayın. Eğer hamile iseler doğurmalarına kadar nafakalarını ve­rin" (Talak: 65/6)

Nafaka´nın sünnetteki deliline gelince, Resulullah (s.a.v.) Veda Hacc´ında şöyle buyurmuştur:

"Allah´ın sözleriyle onları kendinize helal kılmışsınız. Kadınlar hak­kında Allah´tan korkun. Arzu etmediğiniz kişileri evlerinize almamaları sizin onlar üzerinde olan hakkınızdır. Bunu yaparlarsa hafifçe onları dö­vebilirsiniz. Onların da sizin üzerinizde uygun ve makul bir şekilde nafa­ka ve giyim hakları vardır." [6]

Muaviye El Kuşeyri´den rivayet olduğuna göre bir zat Resullullah (s.a.v.)´a şöyle sordu:

-Ya Resulallah hanımlarımızın üzerimizde hakkı nedir?

Resulullah (s.a.v.):

´´Yediğinden ona yedirmen, giydiğinden ona giydir­men, yüzüne vurmaktan sakınman, onu kötülememen ve gerekirse ancak onu evinde tutmandır" [7] buyurdu.

Kocanın, karısının nafakasını temin etmesi gerekir. Bu nafaka, kocası üzerine vaciptir.

Koca üzerine vacip olan nafakanın ölçüsü şudur:

Koca zengin ise, örf-adete göre memleketteki zenginlerin yiyecek ve giyeceklerinden,

Koca orta halli ise, aynı şekilde orta hallilerin yiyecek ve giyeceklerin­den,

Koca fakir ise, fakirlerin yiyecek ve giyeceklerinden karşılaması va­ciptir. Ebu Kureyre (r.a) şöyle rivayet eder: Hz. Peygamber, hanımının na­fakasını karşılamayan kişinin hannımından ayrılmasını buyurmuştur."[8]

--------------------------------------------------------------------------------

[1] Ebu Davud, 3528; Tirmizi, 1358.

[2] Kitabul fikh Ala Mezahibil Erbaâ , 6/452.

[3] Müslim, 1662.

[4] Müslim, 1661.

[5] Buhari, 3295; Müslim, 2242.

Kadı Ebu Şuca?, Ğayet?ül-İhtisar ve Şerhi , Ravza Yayınları: 486-487.

[6] Müslim, 1218.

[7] Ebu Davud, 2144.

[8] Darekutni, 3/297.

Kadı Ebu Şuca?, Ğayet?ül-İhtisar ve Şerhi , Ravza Yayınları: 488-489.



Eserin yazarı: Kadı Ebu Şuca Eser: DELİLLİ ŞAFİ İLMİHALİ

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

DELİLLİ ŞAFİ İLMİHALİ

MollaCami.Com