Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler
Tesettür
Muhterem Müslümanlar!
Dinimiz, avret sayılan uzuvların örtülmesini farz kılmıştır. Ca-hiliyet devrinin kalıntısı bulunan çıplaklığı yasaklamıştır. İslâm dini gelmezden önce, müşrik kadınlar, başlarına bir örtü koyarlar fakat uçlarını iki omuzları arasından arkaya sarkıtarak gerdanlarını açıkta bırakırlardı.
O günkü kadınlarda erkekten sakınma diye bir şey yoktu. Evlerinde süslenip dışarı çıkarlar, erkeklerle karışık otururlar ve görüşüp konuşurlardı. Nihayet tesettürle ilgili âyetler inerek İslâm kadınının tavır ve hareketini tesbit etti. Cenâb-ı Hak buyuruyor ki:
«Mü'min kadınlara da söyle: Gözlerini (haramdan) sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Ziynetlerini açmasınlar. Bunlardan görülen kısmı müstesna:
Başörtülerini yakalarının üstünü (kapayacak surette) koysunlar. Ziynet (mahal) lerini kendi kocalarından, yahut kendi babalarından, yahut kocalarının babalarından, yahut kendi ogullanndan, yahut kocalarının oğullarından, yahut kendi biraderlerinden, yahut kendi biraderlerinin ogullanndan, yahut kızkardeşlerinin oğullarından, yahut kendi kadınlarından, yahut kendi ellerindeki memlûkelerden, yahut erkeklerden yana ihtiyacı olmayan (erkeklikten kalmış bulunan) hizmetçilerden, yahut henüz kadınların gizli yerlerine muttali' olmayan çocuklardan başkasına gösterınesinler. Gizliyecekleri ziynetleri bilinsin diye ayaklarını da vurmasınlar. Hepiniz Allah'a tevbe edin ey mü'minler. Tâ ki korktuğunuzdan emin, umduğunuza nail olasınız» (1).
Diğer taraftan Ahzâb sûresinin 33. âyet-i celilesinde de kadınların iffet ve vakarının korunması bakımından şöyle buyfulmuştur:
««(Vakar ile) evlerinizde oturun. Evvelki câhiliyet (devri kadınlarının kınla döküle, süslerini göstere göstere) yürüyüşü gibi yürümeyin. Namazı dosdoğru kılın. Zekâtı verin. Allah'a ve Resulüne itaat edin. Ey ehl-i beyt, Allah sizden ancak kiri gidermek için ve sizi tertemiz yapmak ister».
Aziz mü'minier!
Haya, imanın bir şubesi; tesettür de utanmanın ayrılmaz bir lâzımıdır. Hayâsızlık iman zafiyetine delildir, îmanın yokluğu, birçok duygularla birlikte, insandan utanmayı da siler götürür.
îman-ı hakikînin tebliğcisi ve vicdanların mürebbisi Hazret-i Muhammed (s.a.v.) Efendimiz, «Avret mahallimi, içimdeki elbiseden saklamaya güç yetirebilseydim elbette saklardım» (2) buyurmuşlardır.
islâm dininin kadın ve erkeğe emrettiği tesettür, sadece namaz kılacağı zamana mahsus değildir. Namaz dışındaki vakitlerde ve hatta kendi başına bulunduğu zamanlarda bile avret mahallini kapalı tutacakdır. Hazret-İ Ebûbekir (r.a.) def-i hacet için helaya çıktığında, Rabbim beni bu açılmış hâlimle görüyor, diye utancından başını örterdi.
imanın kemâl derecesinde bulunan zatlardan Hazret-i Ali (r.a.) diyor ki: «insan avret mahallini açınca, yanındaki melekler utancından yüz çevirirler».
Bir erkek, hamamda yıkanırken göbekten diz kapağı altına kadar olan uzuvlarını örtmek mecburiyetindedir;
Müslüman bir kadının, mü'min kadınlara karşı, tesettürü de böyle olacaktır.
Kadınlar; el, ayak ve yüzlerinden başka bütün uzuvlarını, altını göstermeyen ve vücut hatlarını belli etmeyen, bol bir elbise ile örtmek mükellefiyetindedir.
Hazret-i Ebûbekir'in kızı Esma (r.a.) bir gün Hazret-i Âişe'yi ziyarete gelmişti. Üzerindeki elbise ince olduğu için, Peygamber Efendimiz hemen başını aksi istikamete çevirdi ve, «Yâ Esma! Kadın, hayz (görecek yaş) a ulaştığı vakit şunlardan başka bir yerini göstermesi iyi olmaz» buyurdu ve bunu söylerken ellerine ve yüzüne işaret ettik
Kadınlar; namazda yüz, el ve ayaklarından başka vücutlarının tamamını ve hatta baştan aşağı sarkan saçlarını örteceklerdir.
Bir kadın, elbise varken giyinmeyip, kimsenin bulunmadığı bir yerde, çıplak olarak namaz kusa İslâm fukahâsının ittifakı ile namazı caiz değildir.
Kadın vücudunun her bir parçası, ayn bir avret mahalli kabul edilmiş bulunmaktadır. Bu itibarla: Topuklar dahil olmak üzere incikler, dirseklerle birlikte pazular, kulaklar, gerdan, dirseklerden bileğe kadar kollar, baş, saç, boyun hep müstakil birer uzuv kabul edilmiştir. Avret sayılan uzuvlardan birinin dörtte biri, namaz içinde açılsa ve üç defa «Sübhânellah» diyecek kadar açıkda kalsa namazı bozulur.
Müslüman bir kadın, gayrimüslim kadın yanında erkekten sakınır gibi örtünmek mükellefiyetindedir.
Din kardeşlerim!
Müslüman kadınlar, yabancı erkeklerle park, bahçe, salon ve evlerde karışık olarak oturamazlar: Avret sayılan uzuvlarını onların yanında açığa koyamazlar.
Kadının örtünmesi, iffetini korumak, şerefine dil ve namusuna el uzatılmasını önlemek için farz kılınmıştır. Cenab-ı Hak Ahzâb sûresinin 59. âyet-i kerimesinde şöyle buyurmaktadır:
«Ey Peygamber, zevcelerine, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına dış elbiselerinden üstlerine giymelerini söyle. Bu, onlann tanılıp eza edilmemelerine daha uygundur. Allah, çok yarlığayıcıdır, çok esirgeyicidir».
Bir kadının, kızkardeşinin kocasına ve kayınbiraderine nâmahrem olduğu, görünmesinin caiz olmadığı ALİ EFENDİ ve NETİCE fetvalarında tasrih edilmiştir. Fitne korkusu olduğu zaman kadın süt biraderine bile görünemez.
Resûlullah Efendimiz bir gün:
«(Yabancı) kadınların yanlarına girmekten sakının.» buyurmuş-du. Ensardan bir adam:
«Kadının kocası tarafından olan erkek hısımı (hakkında) görüşünüz nedir?» dedi. Hazret-i Peygamber (s.a.v.) Efendimizin cevabı şöyle oldu:
«Bu erkek (ile başbaşa kalmak), ölüm (e sebep olan hallerden) dir.» (Buhârî ve Müslim).
Muhterem din kardeşlerim,
Çıplaklık; ahlâkın bozulmasına, zinanın çoğalmasına, şehvanî hislerin kamçılanmasına sebep olmaktadır. Açılan bir çiçek, nasıl arılan kendine davet etmekte ise örtünmeyen bir kadın da erkeklerin gözlerini üzerine çekmiş olur.
Müslüman bir kadın, bütün meziyet ve güzellikleri ile, evinin ve erinin kadını olacaktır. O, satılık bir mal değildir ki, giyindiği zaman elbisesini, soyunduğu vakit sinesini teşhir etsin!
Örtünme, ilâhî bir edep kaidesidir. Hiçbir sorumluluğu olmayan .canlılarda bile bunun izlerine tesadüf edilmektedir.
Kadının haya ve tesettürü onun için manevî bir hayattır. Bundan yoksun bir kadın her ne kadar nefes alıp verse de ölüden farkı yoktur.
Eserin yazarı: Mehmed Emre Eser: Yeni Hutbe Kitabi
Yeni Hutbe Kitabi
- Borc
- Agac dikmenin faydalari
- Adaletin ehemmiyeti
- Akrabalarimiza karsi vazifelerimiz
- Allah'a iman
- Allah Korkusu
- Allah'i zikr etmek
- Berat kandili
- Ana baba Hakki
- Arkadaslik münasebetleri
- Bidatlardan Kacinmak
- Borc alip verme
- Camilerin Imari
- Cennet ve Cehennem
- Cimrilik ve zararlari
- Cömertlik
- Dilimizi koruyalim
- Dünya icin calismak kötümüdür.
- Ehli beyti Sevmek
- Emanet hiyanet etmemek
- Eshabi kiramin fazileti
- Evlat Terbiesii
- Evlenmek
- Evliyaullah ve keramet
- Ezan ve müezzinlik
- Fitne zamaninda ne yapmali
- Giybet etmek
- Giyinip kusanma
- Güzel Ahlak
- Haccin farziyyeti
- Haram ve yasak olan seyler
- Hasedin fenaligi
- Hastaliklardan korunmak
- Hayra delalet etmek
- Ibadet
- Ibadet yapmak
- İcki
- İhtikarin zararlari
- İlmin degeri
- Imanin degeri
- İnsan haklarina saygili olmak
- Insanin dine olan ihtiyaci
- İsrafin zararlari
- İstanbul'un fethi
- Iyi zan Beslemek
- İyiligi tavsiye
- Kabir ziyareti
- Kadir Gecesi
- Kanaatin Degeri
- Kibir
- Kitablara iman
- Kiyametin kopmasi
- Kumarin zararlari
- Kurani kerimin Fazileti
- Kurban bayrami
- Kurban kesmek kimlere vaciptir.
- Meleklere Iman
- Mevlit kandili
- Mirac kandili
- Mümin Nasil olmalidir
- Müslüman türk dostlugu
- Nafile namazlarin ehemmiyeti
- Nefis murakebesi
- Nifak Hastaligi
- Nimete sükür etmek
- Niyetin ibadet teki yeri
- Orucu nasil tutmaliyiz
- Ölüm ve ötesi
- Peygamberlere iman
- Ramazan Bayrami
- Regaib gecesi
- Rizkini helal yollardan kazanmak
- Rüsvetin zararlari
- Sabir
- Sadakanin dinimizdeki yeri
- Salaveti serifenin faydalari
- Sanat
- Selamlasmak
- Sögüp saymanin fenaligi
- Tefrikanin zararlari
- Temizlik
- Tesettür
- Tevbe
- Vatan müdafasi
- Yalanci sahitligi
- Yalancilik ve yalanci sahitligi
- Yeme icme adabi
- Yetim mali yemek
- Zekat
- Zina
- Züht ve Zahitler
- Zulmün Fenaligi