Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler
Nifak Hastaligi
Muhterem Müslümanlar!
Cenâb-ı Hak biz kullarına maddî nimetler verdiği gibi birçok manevî nimetler de ihsan etmiştir. Bu nimetlerden biri de sıhhattir.
Sağlık nimeti, birçok maddî nimetlerden üstündür. Zira sıhhatimiz yerinde olmazsa yediğimizden ve içtiğimizden tad alamayız. Orucumuzu tutamaz ve namazımızı erkânına riayetle kılamayız.
Birçok kimseler, sağlığı bir nimet olarak bilmedikleri için sıhhatini korumakta gaflete düşerler.
Bunun için Peygamber Efendimiz bir hadîs-i şeriflerinde şöyle buyurmaktadırlar:
«İki (değerli) nimet vardır ki halk bunlar (m kadrini anlamayıp) da aldanmıştır. (Onlar): Sıhhat ve boş (zamandan faydalanmak) dır» (D.
insan, sağlık nimetinin kadrini, ancak ondan mahrum, kaldığı zaman anlar. Fakat sonradan duyulan nedamet fayda vermez.
Yarım asra yakın padişahlık yapan Kanûnî'nin sıhhati saltanata tercih eden şu beyti ne kadar değerlidir:
Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.
însan, sağlıkla geçirdiği demlerin neş'esine doyamaz. Sağlam insan, kuru ekmek yese de tadını alır. Hasta olan bir şahıs ise en lezzetli yemeklerden tad alamaz. Âlemlerin Fahr-i ebedîsi bulunan ,
Peygamber Efendimiz bir hadîs-i şeriflerinde buyurmaktadırlar ki:
«Canı emniyette, cesedi sıhhatte ve günlük nafakası da yanında olduğu halde sabahlayan, sanki dünya (malı) nın hepsi kendisine verilmiş gibi (bahtiyar) dır» (2).
Sağlığımızın korunması, dinî bir vecibedir.
Bu sebeple Resûlullah Efendimiz, «Nefsin senin binitindir, ona acı» buyurmaktadır.
Sıhhatimizi koruyabilmek için, zarurî gıdamızı almak; ibadetlerimizi aksatmayacak kadar, uyku ve istirahatinüze dikkat etmek ve zararlı şeylerden sakmmak lâzımdır.
Allahü Teâlâ, yeryüzündeki «Rahman» sofrasında yeyip içmemize müsaade buyurmuş; «israf etmeyiniz» ihtarı ile oburluğa sed çekmiştir. Bugün tıbben sabit olmuştur ki, birçok hastalıklar, çok yemekten ileri gelmektedir. Doktorlar, oburluktan gelecek zararlara
karşı, hastalarına perhiz tavsiye etmektedirler. Bir hadîs-i şerifte, «Her hastalığın başı oburluktur» buyurulmaktadır (3).
islâm dini, çok yemekten gelecek zararı, asırlarca evvel, en veciz ifade ile işaret etmiştir.
Günlük çalışmalarımızla yorgun ve bitâb düşen vücudumuzu, gecenin istirahatiyle dinlendirecek ve ertesi günkü çalışmalarımız için güç kazandıracağız.
Bir âyet-i kerimede buyuruluyor ki:
«Uykunuzu dinlenme yaptık» (4).
Sağlığımız için bu kadarı da kâfi gelmemektedir. Sıhhatimize zarar verecek ve hayatımızı tehlikeye düşürecek, sulu ve kuru, sarhoç-luk verici maddeleri kullanmaktan kaçınmak gerekmektedir.
Aziz mü'minler! ' .
Sağlığımızın korunması bakımından dikkatle üzerinde duracağımız hususlardan biri de bulaşıcı hastalıklardan sakınmaktır.
Dinimiz; asırlarca evvel, hem de Peygamber Efendimiz'in diliyle, bu hususu ortaya koymuştur. İslâmın haber verdiği bu hakikat, modern tıb, asırlarca sonra teyid etmiş bulunmaktadır, işte bu husustaki hadîs-i şeriflerden birkaçı:
Buhârî'nin Tarih'inde naklettiği hadîste buyrulmaktadır ki:
«Cüzzamlıdan arslandan sakınıldığı gibi sakınınız» (5). «Cüzzam-Iı ile aranızda bir veya iki mızrak boyu (aralık) bulunduğu halde konuşun» (6). «Hasta (develeri) sıhhatli olanların yanına getirmeyiniz» hadîs-i şerifleri bazı hastalıklarda bulaşma bulunduğunun açık vesikalarıdır.
Diğer bir hadîste buyrulmaktadır ki:
«Elinde et ve balık kokusu bulunduğu halde geceleyip de bu yüzden başına bir mu&ibet gelen, kendisinden başkasını ayıplamasını»
(7).
Mikropların en fazla üreme istidadı gösterdiği «Et ve balığa kokan mendil (ve peçeteyi) odalarınızdan çıkarınız. Çünkü o, habis varlıkların durağıdır» buyrulmuştur (8).
Ne mikroskop ne de tıbbî teçhizatın bulunmadığı bir devirde, mikrobu «Habis varlık» tabiriyle beşeriyete haber verip, buna karşı dikkatli olmayı tavsiye eden Peygamber Efendimizin buyruklarına riâyet etmemiz gerekir.
Allahü Teâlâ okuduğumuz âyet-i kerimede buyuruyor ki:
«Kendinizi ellerinizle tehlikeye atmayın...» (9
Dinimiz; hastalığa tutulan kimseye sabır, tevekkül ve takdire rıza tavsiye ederken bir taraftan da şöyle buyruîmustur: «Mirminin hastalık ve ağrısı, hatalarına kefarettir» (10).
Ateş, demirin pasını nasıl temizler ise, ateşli bir hastalık da günah kirlerini öyle temizler.
Hastalık; bazı kimselerin derecesinin artmasına, bazı kimselerin de bağışlanmasına sebep olur. «Allahü Teâlâ kulundan her bir günahı ört (üp bağışla) mal; için hastalığa mübtelâ kılar» (11).
Allah'ımızın Safî ism-i şerifinin tecellisine nail olabilmek, ancak hastalığa tutulduktan sonra müyesser olmaktadır. Büyük nimetlere ermek için küçük zahmetlere katlanmak gerekir. Zahmetlerin ardında rahmetler gizlidir.
Her hastalığın bir devası, ona iyi gelecek ilâcı-mevcuttur. Fakat hastalığın teşhisi ve buna deva olabilecek şeyin bilinmesi gerekir.
Bir hadîs-i şerifte buyrulmaktadır:
«Her hastalığın bir ilâcı vardır. Hastalığın ilâcı denk gelirse. Allah'ın izniyle, (hastalıktan) kurtulur» (2).
İnsanı dünya ve âhirette saadete eriştirmeyi hedef tutan dinimiz, asırlarca önce karantina usulünü koymuştur. Bir yerde bulunurken veba hastalığı çıkarsa oradan çıkmayı, harp sahasından kaçmak gibi, büyük bir günah saymıştır. Bir memlekette veba bulunduğu işitilince artık oraya girmemek gerektiği bildirilmiştir.
Din kardeşlerim!
Sıhhatli olmak için; mutlaka temiz olmak, teiniz durmak ve pislikten korunmak lâzımdır.
Dinimiz su içine, gölgesinden faydalanılan yerlere, meyveli ağaç altlarına, kannca gibi hayvanların yuvalarına, yollara ve umumî yerlere abdest bozmayı veya bu pislikleri yollara atmayı şiddetle yasak kılmıştır.
Peygamber Efendimiz:
«Lanet (ettiri) ci iki şeyden sakının» buyuranca ashab:
«Ö iki lanet (ettiri) ci şey nedir?» dediler. Resûlulîah Efendimiz:
«taşanların yollarını helaya çeviren şey (ler) dir» buyurdu (13).
Yemeğe otururken ve kalktıktan sonra el yıkamayı, cum'a ve bayram namazlarına giderken boy abdesti almayı, beş vakit- namazda abdesti, dişlerin misvakla temizlenmesini emreden dinimiz; hastalıkları önlemek için çok mühim emirler vermiş bulunmaktadır,
Sağlam ve sıhhatli olayım diyen kimse temizliğe ve hastalıklardan korunmaya çok dikkat gösterecektir
Eserin yazarı: Mehmed Emre Eser: Yeni Hutbe Kitabi
Yeni Hutbe Kitabi
- Borc
- Agac dikmenin faydalari
- Adaletin ehemmiyeti
- Akrabalarimiza karsi vazifelerimiz
- Allah'a iman
- Allah Korkusu
- Allah'i zikr etmek
- Berat kandili
- Ana baba Hakki
- Arkadaslik münasebetleri
- Bidatlardan Kacinmak
- Borc alip verme
- Camilerin Imari
- Cennet ve Cehennem
- Cimrilik ve zararlari
- Cömertlik
- Dilimizi koruyalim
- Dünya icin calismak kötümüdür.
- Ehli beyti Sevmek
- Emanet hiyanet etmemek
- Eshabi kiramin fazileti
- Evlat Terbiesii
- Evlenmek
- Evliyaullah ve keramet
- Ezan ve müezzinlik
- Fitne zamaninda ne yapmali
- Giybet etmek
- Giyinip kusanma
- Güzel Ahlak
- Haccin farziyyeti
- Haram ve yasak olan seyler
- Hasedin fenaligi
- Hastaliklardan korunmak
- Hayra delalet etmek
- Ibadet
- Ibadet yapmak
- İcki
- İhtikarin zararlari
- İlmin degeri
- Imanin degeri
- İnsan haklarina saygili olmak
- Insanin dine olan ihtiyaci
- İsrafin zararlari
- İstanbul'un fethi
- Iyi zan Beslemek
- İyiligi tavsiye
- Kabir ziyareti
- Kadir Gecesi
- Kanaatin Degeri
- Kibir
- Kitablara iman
- Kiyametin kopmasi
- Kumarin zararlari
- Kurani kerimin Fazileti
- Kurban bayrami
- Kurban kesmek kimlere vaciptir.
- Meleklere Iman
- Mevlit kandili
- Mirac kandili
- Mümin Nasil olmalidir
- Müslüman türk dostlugu
- Nafile namazlarin ehemmiyeti
- Nefis murakebesi
- Nifak Hastaligi
- Nimete sükür etmek
- Niyetin ibadet teki yeri
- Orucu nasil tutmaliyiz
- Ölüm ve ötesi
- Peygamberlere iman
- Ramazan Bayrami
- Regaib gecesi
- Rizkini helal yollardan kazanmak
- Rüsvetin zararlari
- Sabir
- Sadakanin dinimizdeki yeri
- Salaveti serifenin faydalari
- Sanat
- Selamlasmak
- Sögüp saymanin fenaligi
- Tefrikanin zararlari
- Temizlik
- Tesettür
- Tevbe
- Vatan müdafasi
- Yalanci sahitligi
- Yalancilik ve yalanci sahitligi
- Yeme icme adabi
- Yetim mali yemek
- Zekat
- Zina
- Züht ve Zahitler
- Zulmün Fenaligi