Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler
Kitablara iman
Din kardeşlerim!
İnsanoğlunun ruhunu saran buhranları dağıtacak; ilme, araştırmaya kapılarını açacak, göklerde ve yerlerde fikrî seyahetlere çıkaracak bir kitabı insanoğlu dört gözle beklemekteydi.
Ahkâmı eskimeyecek, ilimlere mevzu teşkil edecek ve terakkinin teşvikçisi olacak kitabı, Cenab-ı Hak «Kur'ân» adını vererek gönderdi ve indirildiği gündenberi hiçbir harfine zarar ve tağyir eriştirmedi.
Allah'ımızın koruması ile, kıyamete kadar payidar olacaktır.
O; hasta ruhlara şifa, ye'se düşmüşlerin ümid kaynağı, yoksulların hamisi, taliplerin ilim meş'alesi olarak fikirleri süslemekte devam edecek ve gönlünü açanın kalbine güneş gibi doğacaktır.
Aziz mü'minler!
Bugün, elde dolasan Tevrat, Zebur ve İncil ile Allah tarafından gönderilenler arasında isim benzerliğinden başka müşterek bir taraf yoktur. Bugün, «mukaddes» diye piyasaya sürülen kitaplar, ya insanlar tarafından yazılmış bulunan bir tarih kitabı mahiyetinde veya muharref kitap hüviyetindedir.
Bu kitapların kimler tarafından yazıldığını ve yazarların nerede doğup nerede öldüklerini bile söylemek mümkün olmamaktadır.
Şayet bozulmamış olsaydı İslâm dininin gelmesi ve Kur'ân-ı Ke-rim'in inmesi ile yine hükümden kalkmış ve neshedilmiş olacaktı.
Biz Allah tarafından gönderilmiş sahif elere ve indirilen Tevrat, Zebur ve İncil adındaki kitaplara iman ederiz. Ancak, bugün elde mevcut olanları Allah tarafından gönderilmiş Tevrat, Zebur ve İncil olarak kabul edemeyiz.
Bugün Tevrat'ın aslı mevcut değildir. İsrailoğullarının uğradığı tarihî bozgunlar, esaret ve hakaretler zamanında Tevrat nüshaları heder olmuştur. Benî İsrail, sabırsız ve kararsız bir kavim olduğu için aralarında Tevrat nüshalarını ezberleyen çıkmadı, esasen okuyabilen de azdı. Neticede de Tevrat ortadan kalkmış oldu.
İncil'e gelince, bu kitabın içinde ahkâma dair fazla âyet yoktu. Ekserisi vâ'z ve nasihatten ibaretti. Hazret-i İsa, amel noktasından, Tevrat'ın hükümleriyle âmil bulunmuş ve ümmetlerine de onları tebliğ etmişti.
Üç senelik peygamberlik devresinde on iki havariden başka kendisine iman eden çıkmadı. Bugün Hıristiyanların ellerindeki İnciller, sekiz muharrir tarafından yazılmış risalelerden ibarettir.
Bir zamanlar, önüne gelen kaleme sarılıp İncil yazmaya başlamış ve o kadar çok İncili er türemiştir ki Şarkî Roma İmparatoru Kostantin tarafından milâdi 325 yılında İznik şehrinde bir konsül (dinî toplantı) icra edildi. Bu toplantıda, pek çok nüshaları arasından, dört adet İncil seçildi. Metta İncili, Yuhanna İncili, Luka İncili, Markos İncili...
Dikkat edilirse İnciller mutlak olarak değil, yazarlarına göre anılmaya başlamıştı.
Bahsi geçen İncil nüshaları çelişmelerle doludur. Hatta kendi kendine tenakuzlar içinde bulunan İnciller, ilâhî bir üslûp ve semavî bir beyan tarzından uzaktır.
Tahrif edilen bu kitaplar, ulvî mahiyetini kaybetmiş olup en küçük bir topluluğu idare edecek hikmet ve hükümden uzaktır. Akl-ı selime cevap veremeyen ve aklın düşüncesine set çeken kilise, «inan fakat araştırma» diyerek tefekkür kapılarını kilitlemişti.
Din kardeşlerim!
İnsanoğlunun ruhunu saran buhranları dağıtacak; ilme, araştırmaya kapılarını açacak, göklerde ve yerlerde fikrî seyahetlere çıkaracak bir kitabı insanoğlu dört gözle beklemekteydi.
Ahkâmı eskimeyecek, ilimlere mevzu teşkil edecek ve terakkinin teşvikçisi olacak kitabı, Cenab-ı Hak «Kur'ân» adını vererek gönderdi ve indirildiği gündenberi hiçbir harfine zarar ve tağyir eriştirmedi.
Allah'ımızın koruması ile, kıyamete kadar payidar olacaktır.
O; hasta ruhlara şifa, ye'se düşmüşlerin ümid kaynağı, yoksulların hamisi, taliplerin ilim meş'alesi olarak fikirleri süslemekte devam edecek ve gönlünü açanın kalbine güneş gibi doğacaktır
Eserin yazarı: Mehmed Emre Eser: Yeni Hutbe Kitabi
Yeni Hutbe Kitabi
- Borc
- Agac dikmenin faydalari
- Adaletin ehemmiyeti
- Akrabalarimiza karsi vazifelerimiz
- Allah'a iman
- Allah Korkusu
- Allah'i zikr etmek
- Berat kandili
- Ana baba Hakki
- Arkadaslik münasebetleri
- Bidatlardan Kacinmak
- Borc alip verme
- Camilerin Imari
- Cennet ve Cehennem
- Cimrilik ve zararlari
- Cömertlik
- Dilimizi koruyalim
- Dünya icin calismak kötümüdür.
- Ehli beyti Sevmek
- Emanet hiyanet etmemek
- Eshabi kiramin fazileti
- Evlat Terbiesii
- Evlenmek
- Evliyaullah ve keramet
- Ezan ve müezzinlik
- Fitne zamaninda ne yapmali
- Giybet etmek
- Giyinip kusanma
- Güzel Ahlak
- Haccin farziyyeti
- Haram ve yasak olan seyler
- Hasedin fenaligi
- Hastaliklardan korunmak
- Hayra delalet etmek
- Ibadet
- Ibadet yapmak
- İcki
- İhtikarin zararlari
- İlmin degeri
- Imanin degeri
- İnsan haklarina saygili olmak
- Insanin dine olan ihtiyaci
- İsrafin zararlari
- İstanbul'un fethi
- Iyi zan Beslemek
- İyiligi tavsiye
- Kabir ziyareti
- Kadir Gecesi
- Kanaatin Degeri
- Kibir
- Kitablara iman
- Kiyametin kopmasi
- Kumarin zararlari
- Kurani kerimin Fazileti
- Kurban bayrami
- Kurban kesmek kimlere vaciptir.
- Meleklere Iman
- Mevlit kandili
- Mirac kandili
- Mümin Nasil olmalidir
- Müslüman türk dostlugu
- Nafile namazlarin ehemmiyeti
- Nefis murakebesi
- Nifak Hastaligi
- Nimete sükür etmek
- Niyetin ibadet teki yeri
- Orucu nasil tutmaliyiz
- Ölüm ve ötesi
- Peygamberlere iman
- Ramazan Bayrami
- Regaib gecesi
- Rizkini helal yollardan kazanmak
- Rüsvetin zararlari
- Sabir
- Sadakanin dinimizdeki yeri
- Salaveti serifenin faydalari
- Sanat
- Selamlasmak
- Sögüp saymanin fenaligi
- Tefrikanin zararlari
- Temizlik
- Tesettür
- Tevbe
- Vatan müdafasi
- Yalanci sahitligi
- Yalancilik ve yalanci sahitligi
- Yeme icme adabi
- Yetim mali yemek
- Zekat
- Zina
- Züht ve Zahitler
- Zulmün Fenaligi