Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler
İhtikarin zararlari
Muhterem Müslümanlar!
Allahü Teâîâ'nın haram kıldığı davranışlardan biri de ihtikârdır. İhtikâr, halkın muhtaç oulunduğu şeylerin stokçuluğunu yapmaktır.
İhtikâr; bulundu?;v. memleketin piyasasından, umumun ihtiyacına ait maddeleri toplayıp pahalandığı zaman satmak gayesini gütmektir.
îhtikâç, Allah'ın lanetini celbedecek kadar büyük bir fenalıktır.
İhtikâr haramdır ve muhtekir de günahkârdır. Halkın ihtiyaçlarını başka bir şehirden getirip de aynı maksatla saklamak da İmam Ebû Yusuf'a göre ihtikâr sayılmıştır
İnsanların hayırlısı, halka hayırlı olandır. Mü'min olan bir ferd, halkın muhtaç bulunduğu gıda ve sair ihtiyaç maddelerim dışardan temin ederek, insani an darlıktan kurtarırsa hem faydalı bir iş görmenin ecrine hem de rızık bolluğuna erişmiş olur. Zira halkı darlıktan kurtarana Allah bol rızık ihsan eder.
Bir kimsenin kalbinde taşıdığı mürüvvet duygusu, önün yücelmesine sebep olur.
«Adem olanın hayrolur âdemlere kasılı».
İyi niyetli bir kimse, ne ihtikâra ne de buna benzer şeylere asla tenezzül etmez ve haram yemez. Okumuş olduğum âyet-i kerimede buyruluyor ki:
«Ey iman edenler, birbirinizin mallarını haram sebeplerle yemeyin. Meğer ki (o maUar) sizden karşılıklı bir rızadan (doğan) bir ticaret (malı) ola...» (1).
İhtikâr yapan, başkasının sefaleti pahasına saadet arayan kimsedir. Din kardeşini perişan edip kendisine şan aramak, çınar ağacından meyve ummak gibi bir hayâlin peşine takılmak olur. Haramın harmanı olmaz ki, dermanı olsun!
Hırs ve gaddarlıkla yanan ve piyasadan malları toplayan, halkı darda bırakan muhtekir, muhayyel kazancı elde edemediği zaman, kederlenir, yas tutar. Fakat piyasadaki malların rayici yükselince sevincine hudut çizilemez. Resûlullah Efendimiz buyurmuşlardır ki:
«İhtikâr yapan kul, ne kötüdür ki Alîah, (piyasadaki) mallara ucuzluk verse tasalanır, pahahlaştırsa sevinir» (2).
Aziz mü'minler!
Allah'ın lanetine ve azabına sebep olan ihtikârın getirdiği kazanç, kâr değil, ağır bir mes'uliyetin sebebidir.
Bir kene gibi, halkın kanını emen muhtekir, yediği lokmayı kan ve gözj'aşı ile karışmış bilmelidir. Zira o, halkın ihtiyacını saklayıp onları aç bırakmak pahasına kendini tok tutma yolunu tutmuştur.
Yaptığı iş, yüz karasıdır, kâr değil; Ve vurduğu din kardeşidir, şikâr değil!
İmanlı, namuslu ve insaflı bir tüccar, kıyamet günü arşın gölgesinde bulunacaktır. Muhtekir ise işlediği suç yüzünden mes'uliyeti boylayacaktır. Resûlullah Efendimiz, «İhtikârı, günahkârdan başkası yapmaz» buyurmuştur (3).
Stokçu bir madrabaz, yaptığı bu hareketle ticarî ve sınaî hayatı da baltalamış olur. Muhtekirin istediği parayı veremeyen ve bu yüz-
den sefalete, açlığa ve hatta ölüme mahkûm olan kimsenin vebali, muhtekirin boynunadır. Allah'ın emrinden uzaklaşarak ihtikâr yapan, Resûlullah'ın dilinde şöyle beyan edilmektedir:
«Kim bir yiyeceği kırk gece (satmayıp) saklarsa Allah'tan uzaktır, Allah da ondan uzaktır» (4) .
Kırk günlük madrabazlığın sonunda o malın tamamını sadaka olarak dağıtsa bile kabul olunmaz. Girdiği günahtan temizlenmek için o malı verse günahına kefaret olamaz. Çünkü «Muhtekir, mel'-undur» (5) .
Dışarıdan yiyecek maddesi celbeden ve geçer fiatiyle satan kimsenin dinî emirlere bağlılığı, doğrulukla hareket etmesi, sadakadan sayılmıştır. Bir hadîs-i şerifte buyrulmaktadır ki:
«(Halka hizmet gayesiyle) dışarıdan mal getiren (bol kazançla) nzıklandırılmış olur. İhtikâr yapan da mel'ûııdur» (6)
Müslümanların gıda ve ihtiyaç maddelerine ihtikâr yapan en sonunda perişan olur. Allah'ın kullarını mağdur eden muhakkak mahzun olur. Şâir ne güzel söylemiş:
İhtikârın sonu iflâsa çıkar, Yapar evvel bir evi sonra yıkar!
insan, Allah korkusundan ve âhiret sorumluluğundan ne derece uzak olmalıdır ki ihtikâr yapabilsin. Hazret-i Ali (r.a.) diyor ki: «Kim ihtikâr yaparsa kalbi kararır».
Din kardeşlerim!
(4) Müslim ve Ebû Dâvûd.
(5) Feyzü'l-Kadir, c. 6, s. 262.
(6) Ifan-i Mâce.
Âhirette mes'ul olmak istemezsen, hâlinin harap ve lokmanın haram olmasını istemezsen, Allah'ın rahmetinden uzak ve lanetine müstehak olmak istemezsen sakın ihtikâra kalkma! Az olsun fakat helâl olsun. Meşru kârla sattığın malı, çabuk satarsın ve cirodan kazanırsın. Hem ecir hem de bol nzık sahibi olursun
Eserin yazarı: Mehmed Emre Eser: Yeni Hutbe Kitabi
Yeni Hutbe Kitabi
- Borc
- Agac dikmenin faydalari
- Adaletin ehemmiyeti
- Akrabalarimiza karsi vazifelerimiz
- Allah'a iman
- Allah Korkusu
- Allah'i zikr etmek
- Berat kandili
- Ana baba Hakki
- Arkadaslik münasebetleri
- Bidatlardan Kacinmak
- Borc alip verme
- Camilerin Imari
- Cennet ve Cehennem
- Cimrilik ve zararlari
- Cömertlik
- Dilimizi koruyalim
- Dünya icin calismak kötümüdür.
- Ehli beyti Sevmek
- Emanet hiyanet etmemek
- Eshabi kiramin fazileti
- Evlat Terbiesii
- Evlenmek
- Evliyaullah ve keramet
- Ezan ve müezzinlik
- Fitne zamaninda ne yapmali
- Giybet etmek
- Giyinip kusanma
- Güzel Ahlak
- Haccin farziyyeti
- Haram ve yasak olan seyler
- Hasedin fenaligi
- Hastaliklardan korunmak
- Hayra delalet etmek
- Ibadet
- Ibadet yapmak
- İcki
- İhtikarin zararlari
- İlmin degeri
- Imanin degeri
- İnsan haklarina saygili olmak
- Insanin dine olan ihtiyaci
- İsrafin zararlari
- İstanbul'un fethi
- Iyi zan Beslemek
- İyiligi tavsiye
- Kabir ziyareti
- Kadir Gecesi
- Kanaatin Degeri
- Kibir
- Kitablara iman
- Kiyametin kopmasi
- Kumarin zararlari
- Kurani kerimin Fazileti
- Kurban bayrami
- Kurban kesmek kimlere vaciptir.
- Meleklere Iman
- Mevlit kandili
- Mirac kandili
- Mümin Nasil olmalidir
- Müslüman türk dostlugu
- Nafile namazlarin ehemmiyeti
- Nefis murakebesi
- Nifak Hastaligi
- Nimete sükür etmek
- Niyetin ibadet teki yeri
- Orucu nasil tutmaliyiz
- Ölüm ve ötesi
- Peygamberlere iman
- Ramazan Bayrami
- Regaib gecesi
- Rizkini helal yollardan kazanmak
- Rüsvetin zararlari
- Sabir
- Sadakanin dinimizdeki yeri
- Salaveti serifenin faydalari
- Sanat
- Selamlasmak
- Sögüp saymanin fenaligi
- Tefrikanin zararlari
- Temizlik
- Tesettür
- Tevbe
- Vatan müdafasi
- Yalanci sahitligi
- Yalancilik ve yalanci sahitligi
- Yeme icme adabi
- Yetim mali yemek
- Zekat
- Zina
- Züht ve Zahitler
- Zulmün Fenaligi