Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler

Kumarin zararlari

Muhterem Müslümanlar!

İslâm dini, Müslümanlara kumarin her çeşidini haram kılmıştır. Herhangi bir kimsenin menfaatim, haksız olarak ve oyun ile kendi­mize aktarmak haramdır.
Kumar oynamakta kullanılan vasıta; ne olursa olsun, ne şekilde bir oyun takip edilirse edilsin hep kumardır.
Kumarda zahmetsizce mal çarpmak veya çarptırmak olduğundan kumarın her çeşidine, Kur'ân-ı Kerim lisanında MEYSÎR adı veril­miştir.
Kumar; zar gibi ne olacağı belli olmayan muhataralı bir şeye bağlı olarak mal almak veya vermek demektir.
Arablar îslâmiyetten önce tavla, satranç oyunları ile kumar oy­narlardı. «Ezlâm-ü aklâm» denilen fezz, tev'em, rakib, hils, nâfis, müs-bil, muallâ, menih, sefih, vağd adındaki kumar kalemleri ile kazan­dıklarını hayra dağıtmak üzere, piyango çekerlerdi.
Sûre-i Bakara Jda içki ve kumarda büyük günah bulunduğu beyan edilerek,

Müslümanların günahtan kaçınmalarına işaret edilmiş; Sû­re-i Mâide'de ise, «Şeytanın amelindendir. Ondan uzaklasınız» buy-rulmuştur.
Günahın küçüğüne bile heves etmeyen mü'min, büyüğünden uzaklaşmak isteyecek, hele kumarın şeytanın işinden olduğunu, Allah'­ın kelâmından öğrendikten sonra kumardan tamamen el çekecektir. Zira dünya ve âhirette felah, kumardan kaçmakla mümkindir.

Aziz mü'minler!

Kumarın müptelâsı olan insanlar, ya çoluk çocuğunun rızkım kumarbazlara kaptıracak veya başkasının aile efradına mahsus ekmek parasını, oyunla elinden alıp çocuklarını aç bırakacaktır.

Kumara alışmış olan kimsenin çocukları yetim, ailesi dul gibi perişandır. Gece yarılarına kadar kocasının gelmesini bekleyen kadın onun bir cinayete kurban gideceğinden endişeli olarak, gündüz kor­ku gece kâbus içinde yaşar.
Kapının vurulduğunu duysa, «acaba gelen bir kara haber mi, yoksa kocam olacak derbeder mi?» diye kalbi çarpar, gözü kararır, korkulu ve heyecanlı anlar yaşar.
Ayakta çorap, sırtta giyecek, evde yiyecek bulamayan çocuklar yan aç, yarı tok bir ömür geçirirler. Yaşamaları, akrebin kıskacında hayat sürmek kadar zordur. Buna yaşamak değil, ölmemek için çır­pınmak ve çare aramak denilmesi gerekir.
Kumarbaz; yalnız ailesini değil kendi sıhhatini de düşünmez. Ha­vasız, ışıksız ve gıdasız kalarak Allah'ın emanet ettiği canına zulme­der; yâ bir hastanede yatak esiri olup inleyerek veya bir cinayete kurban giderek can verir. Kendini hayırla andıracak bir nam bı­rakmadığı için kimse onu rahmetle anmaz.

Şeytan, insanı tuzağa düşürmek için bazı şeyleri vasıta kılar. Ku­mar da bu tuzaklardan biridir. Bir âyet-i kerimede buyruluyor ki:
«Şeytan, içkide ve kumarda ancak aranıza düşmanlık ve kin dü­şürmek ister» (1)
.
Şeytan, kumar vasıtasiyle kalblere düşmanlık tohumu eker, öfke ile sular ve cinayetle meyvesini dermiş, muradına ermiş olur. Zira iki kişinin biri mezarı, diğeri hapishaneyi boylamış olur.

Kumar, içinde her felâketi gizleyen belâ, kumarbaz da cinayetin her çeşitine müsaid bir belâdır. Kızdığı zaman, elini din kardeşinin kanına bulaştırmaktan çekinmez.
Can sıkıntısını dağıtmak için tavla ve benzeri şeyleri oynamakta mahzur görmeyenlere şu hadîs-i şerif açık bir ikazdır.
«Tavla oynayan, sanki elini domuz etine ve kanına bulamış gibi­dir» (2).

«Sim tavla oynarsa muhakkak Allah ve Resulüne isyan et­miştir» (3).
Böylesine kirli ve mülevves bir işin müptelâsı olan kimsenin ku­lağı, hakkı ve hakikate kapalıdır. Okunan ezanları duymaz hâle ge­lir. Şeytan kumar vasıtasiyle Allah'ı anmaktan ve namaz kılmaktan insanı alıkoyar.
Bazı kimseler, satrancın oynanmasında mahzur olmadığı iddia­sındadır. Fakat menfaat teminine vasıta olan her oyun gibi, satranç da kumar sayılmıştır.

Hazret-i Ali (r.a.), satrancın, kumar olduğunu ifade etmiştir. îmam Azam, îmam Mâlik ve Ahmed bin Hanbel, satrancın haramlı-ğında ittifak etmişlerdir (4) .
Resûlullah Efendimiz, kuşbazların kuş yarıştırmalarını kumar saymıştır. Bu oyun şöyledir: İki kuşbaz, kümeslerinden birer güver­cin alarak orta bir mesafeden uçururlar. Bir kuş diğerini kandırıp ge­tirir. Kuşbaz, gelen güvercine sahip çıkar. Fahr-i Kâinat Efendimiz bu gaye ile kuşun, peşinden koşan kimseyi görünce:
«Bir şeytan, bir şeytanın peşine takılmış (koşuyor)» buyurdular (5).

Din kardeşlerim!

Kumarda ortaya konan menfaat, az veya çok olsun, haramhk hükmünde bir fark yoktur.
Çocukların sokaklarda oynadıkları ceviz oyunu (6), kaynamış yu­murta ile «kıran kırılanı alır» şeklindeki oyun, tombalalar ve her tür­lü şans ve talih oyunları kumardır.
tki kişi bahse girerek «Şu kadar yumurta yiyebilirsen şu para se­nin olsun» diye iddiada bulunmuşlar fakat bunun doğru olup olmadı­ğını sormak için Hazret-i Ali'ye vardıklarında, bu büyük İmam, ken­dilerine müsaade vermemiş ve «Bu kumardır» demiştir.
Bazı muhitlerde LÂDES adı verilen bir oyun vardır. Tavuğun göğsünden çıkan çatal kemiği tutan iki kişi, bir menfaat üzerine bah­se tutuşup kemiği ikiye ayırırlar. Bu oyun kumar ve aldatanın alda-nan kimseden aldığı şey de haramdır.
Bu oyunlar, ortaya hiçbir para ve mal konulmadan oynanmış ol­sa bile gene günahtır. Çünkü ömür sermayesi kumara basılmış demek­tir. Allah'ın verdiği sayılı nefeslerin boşa geçmesi ve heder olmasın­dan daha büyük bir zarar olur mu?
«Seni Allah'ın zikrinden ve namazdan alıkoyan her şey kumar­dır» (7).

Hutbemizin başında okuduğumuz âyet-i kerime ile sözlerimize ni­hayet verelim:
(5)Ebû Dâvûd.
(6)Tefsir-i İbn-i Kesir. c. 2, s. 91.
(7)Aynı kitap, aynı cilt ve sahife.
(8)Sûre-i Mâide. 90.

«Ey iman edenler! içki kumar, (tapınmaya mahsus) dikili taşlar, fal okları ancak şeytanın amelinden birer murdardır. Onun için bun-(lar) dan kaçının ki muradınıza eresiniz» (8).


Eserin yazarı: Mehmed Emre Eser: Yeni Hutbe Kitabi

  • Yeni Ekle
Yorumlar (25)