Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler
Kadir Gecesi
Muhterem Müslümanlar!
«İnsana en yakın zaman âtidir» kelâmı, ne kadar yerinde bir söz! Dün denecek kadar yakın bir geçmişte, ramazan-ı şerife kavuşmanın heyecanı ile sevinirken, bayrama yaklaşmışız. Bu mübarek aydan ayrılmanın acısı, bayramın sevinci kadar büyüktür
Islâmın şartlarından bulunan orucun farz kılındığı, Kur'ân gibi muhteşem bir kitabın indirildiği ramazandan ayrılmak çok zor. Lâkin bin aydan hayırlı bir geceye kavuşmak için bu ayrılığa katlanmak gerekiyor. Ayrılıkta vuslat, vuslatta firkat, acı ve tad, birlikte ve iç içe sunulmuş bulunmaktadır.
-Leyle-i Kadr'in bu yüce değeri nereden gelmektedir?
Allah'ın kitabı olan Kur'ân-ı Kerim, Leyle-i Kadir'de inmiştir. Leyle-i Kadir, haddi zâtında, değeri yüksek bir gece idi. Kur'ân'ın bu gecede inmeye başlaması ile kıymeti bir kat daha arttı. Zira sultana saray gerekirdi.
Kur'ân sultanına Kadir gecesi zarf oldu. Kitâbfi İlâhînin ineceği zamanın, diğer vakitlerden daha üstün bir değere sahip olması tabiîdir. Kur'ân-ı Kerim'in bu gecede indirilmesi geceye ikinci bir şeref kazandırmış oldu.
Hutbemizin başında okuduğumuz sûre-i celilede Allahü Teâlâ söyle buyurmaktadır:
«Gerçek, biz onu Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin (o bu" yük fazl u şerefini) sana bildiren nedir? Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır. Onda melekler ve ruh, Rablerinin izniyle, her bir iş için iner de iner. (O gece) tanyeri ağanncaya kadar bir selâmdın) (1).
Leyle-i Kadir'in, kadiri bilinirse ondan istifade edilir. Değeri bilinmedikçe her gece kadir olsa ne istifademiz olur. Bunun içindir ki «Her gördüğünü Hızır bil, her geceni Kadir bil» denilmiştir.
Bir ha-dîs-i şeriflerinde Resûlullah Efendimiz buyuruyorlar ki:
«Kim (faziletine) inanarak ve (Allah'ın rızasını) umarak Kadir gecesinde (ibadet için) kalkarsa geçmiş günahları yarlığanır» (2).
Resûl-i Ekrem Efendimiz geçmiş ümmetlerin ömürlerinin çok uzun olduğunu, içlerinde asırlarca yaşayanların bulunduğunu, bunlara kıyasla kendi ümmetinin ömürlerinin kısalığını düşünür ve üzülürdü.
Teessürü, sadece kendi ümmetinin kısa ömürde fazla hayra koşamayacağından ileri gelmekte idi.
Allahü Teâlâ, Habibl'nin kalbini hoş etmek için bu geceyi ikram etti. Bir gecede bin ayın sevabını lütfedeceğini vaad buyurdu.
Değişik rakamlar taşıyan kâğıt paraların, birbirinden fark ve üstünlüğü, ne kâğıtlarının eb'adından ne de evsafından ileri gelmektedir.' Sadece darbhanenin vurduğu üzerindeki rakamdan doğmaktadır. Bu gecenin değeri de, manevî darbhânede böyle basılmıştır. Mevlâmı-za göre ne güçlük var? Mûtadı daima kerem ve ihsan olan Rabbimiz, böyle lütfetmiş. Sonsuz hamdolsun!..
Aziz mü'minler!
Arzu ederseniz, gelin sizinle birlikte on dört asır öncesi Arap Ya-nmadası'na fikrî bir seyahate çıkıp oymak oymak, kabile kabile insan
yığınlarının hayatını ve davranışlarını seyredelim. Kâbe-i Muazza-ma'nın bulunduğu Mekke şehrine de uğrayalım... O devri görüp, Kur'-ân-ı mûcizü'i-beyâmn inmesiyle insanların nasıl büyük bir değişikliğe uğradığını anlamış ve her iki devri, vicdan terazisinde tartmış olalım.
Cahiliyet devrinde insan, Mâbud-i Hakikî'yi unutmuş, taşlardan mâbud imâl ediyordu. Nalın yontar gibi, put yapıyor o nesnsye tapıyordu. Kafasına vura vura imâl ettiği puta, Rabbim diyordu. Yeryüzünün en şerefli varlığı olması gereken insan, taşların ve odunların oyuncağı hâline gelmişti.
İnsanoğlunun iki eli, bir boğazı besleyemeyecek kadar, san'at ve ziraattan uzaktı. Onun tek geçim yolu; vurup kırmak, öldürüp soymaktı, însan, perişan ve insanoğlu açtı.
Mâbud olarsa taş, ağaç; insanoğlu kalmaz mı aç!
Fuhuş memduh, edep makdûh, vicdan mecruh, idrak mefluç idi. Merhamet, ,insan sellerinin kalblerinde değil, dillerinde bile dolaşmaz olmuştu. Kendi öz kızını diri olarak toprağa gömen insanın, diğer kimselere merhameti olur mu hiç?
Erken kalkan birtakım kimseler, ulvî bir mefkure için değil, nefsi için vurguna çıkarlardı. Erkekleri kılıçtan geçirip, mallarını yağma; kadın ve kızlarını esir ederlerdi.
Kabe'nin etrafında çırılçıplak dolaşmayı, ibadet diye yapan; ıslık çalmayı, el çırpmayı dua sanan bu güruhun hayâsızlığını anlatmaya kitap dolusu söz gerek!
İnsan, bu perişanlıklar içinde uğraşırken Hira'dan bir nur parladı ve bir ses yükseldi. Bu nur, İslâmın nuru; bu ses,
Hazret-i Muhammed'-in ağzından dökülen Kelime-i Tevhid idi.
«La ilahe illallah!»
Kimi koşup iman etti coşarak, bazı kalbler ise pek çok! Kurân-ı Kerim, her türlü kötülüğe galebe etti. Güneş doğunca karanlık dayanabilir mi hiç?
Küfrün yerini iman, cehlin makamını ilim, zulmün mevkiini adâ-!et almış, âlem başka bir âlem olmuştu.
Kur'ân'ın getirdiği bu değişiklik ve zafer, beşere şahsiyet kazandırdı ve dünya selâmetiyle birlikte âhiret saadetine eriştirdi. Bunun içindir ki Kur'ân-ı Kerimin inmeye başladığı Leyle-i Kadir'in kadri, pek yücedir. O gece gelince camiler dolup taşmakta, mü'minler guf-rân-ı İlâhîye koşmaktadırlar.
Hazret-i Âişe (r.a.) validemiz diyor ki: «Ramazanın son on günü girince Peygamber (s.a.v.) izarını bağlar, gecesini (ibadetle) ihya eder ve ehl-i (beyti) ni de uyandırırdı». Resûlullah Efendimiz diğer günlerden daha çok gayret ederdi.
Din kardeşlerim!
Leyle-i Kadir'in senenin diğer günleri içinde bulunacağı görüşünde olan ilim erbabı da bulunmakla beraber, cumhûr-i ulemâ, ramazanın son on günü üzerinde durmaktadırlar. Bu hususla ilgili hadislerin birbirini teyid etmesi sebebiyle, ilim adamları arasında bir ekseriyet ittifakı vücut bulmuştur.
Peygamber (s.a.v.) ramazanın son on gününde itikâfa girer ve şöyle buyururdu: «Leyle-i Kadir'i, ramazanın son on (gün) ü içinde arayınız» (3).
Hazret-i Ömer'den nakledilen bir hadîs-i şerifte, «Kim Leyle-i Kadr'i ararsa son yedi (gün) içinde arasın» (4), buyurmuşlardı.
Hazret-i Âişe'nm naklettiği diğer bir hadîs-i şerifte şöyle ifade edilmektedir: «Leyle-i Kadr'i ramazanın son onunun tek günlerinde arayınız» (5).
Halkın arasında yaygın ve meşhur olan,
Kadir Gecesi'nin ramazanın yirmi yedinci gecesi olmasıdır. İbn-i Hubeyş (r.a.) diyor ki: Ben, Übeyy b. Kâ'b'a: Kardeşin İbn-i Mes'ud «Kim sene (nin her gecesin) de (ibadet için) kalkarsa Leyle-i Kadir'e tesadüf eder» demektedir, (sen ne dersin?) diye sordum. Ubeyy (r.a.):
«Allah ona merhamet etsin, o, halkın tembellik etmemesini diliyor (da onun için böyle söylüyor). Haberin olsun! O, Leyle-i Kadr'in ramazanda olduğunu muhakkak biliyor. O (gece) muhakkak son on gündedir. Leyle-i Kadir muhakkak yirmi yedinci gecedir» dedi. Sonra bir istisna yapmadan (6)
Kadir Gecesi'nin yirmiyedinci gece olduğuna yemin etti. Ben Übeyy'e (lâkabı ile hitap ederek):
«Ey Ebî Münzir, hangi şey sebebiyle bunu (bu kadar kat'iyetle) söylüyorsun?» dedim. O:
«Resûlullah'ın bize haber verdiği işaretle (biliyor ve ifade ediyorum). O gün (ün sabahında güneş yükselesiye kadar tabak gibi) şuâ-sıadır» cevabını verdi (7).
Ebû Dâvud ve Ahmed b. Hanbel'in rivayet ettikleri hadîs-i şerifte de:
«Kadir Gecesi, (ramazanın) yirmiyedinci gecesidir» (8), buyurmuşlardır.
Allahımıza hamd ü senalar olsun ki, bizi mü'min olarak yaratmış ve bu mübarek günlere eriştirmiştir. Hüner, bunu ihya edebilmek ve bu zaman içinde iyi ve hayırlı işler yapmaktır
Eserin yazarı: Mehmed Emre Eser: Yeni Hutbe Kitabi
Yeni Hutbe Kitabi
- Borc
- Agac dikmenin faydalari
- Adaletin ehemmiyeti
- Akrabalarimiza karsi vazifelerimiz
- Allah'a iman
- Allah Korkusu
- Allah'i zikr etmek
- Berat kandili
- Ana baba Hakki
- Arkadaslik münasebetleri
- Bidatlardan Kacinmak
- Borc alip verme
- Camilerin Imari
- Cennet ve Cehennem
- Cimrilik ve zararlari
- Cömertlik
- Dilimizi koruyalim
- Dünya icin calismak kötümüdür.
- Ehli beyti Sevmek
- Emanet hiyanet etmemek
- Eshabi kiramin fazileti
- Evlat Terbiesii
- Evlenmek
- Evliyaullah ve keramet
- Ezan ve müezzinlik
- Fitne zamaninda ne yapmali
- Giybet etmek
- Giyinip kusanma
- Güzel Ahlak
- Haccin farziyyeti
- Haram ve yasak olan seyler
- Hasedin fenaligi
- Hastaliklardan korunmak
- Hayra delalet etmek
- Ibadet
- Ibadet yapmak
- İcki
- İhtikarin zararlari
- İlmin degeri
- Imanin degeri
- İnsan haklarina saygili olmak
- Insanin dine olan ihtiyaci
- İsrafin zararlari
- İstanbul'un fethi
- Iyi zan Beslemek
- İyiligi tavsiye
- Kabir ziyareti
- Kadir Gecesi
- Kanaatin Degeri
- Kibir
- Kitablara iman
- Kiyametin kopmasi
- Kumarin zararlari
- Kurani kerimin Fazileti
- Kurban bayrami
- Kurban kesmek kimlere vaciptir.
- Meleklere Iman
- Mevlit kandili
- Mirac kandili
- Mümin Nasil olmalidir
- Müslüman türk dostlugu
- Nafile namazlarin ehemmiyeti
- Nefis murakebesi
- Nifak Hastaligi
- Nimete sükür etmek
- Niyetin ibadet teki yeri
- Orucu nasil tutmaliyiz
- Ölüm ve ötesi
- Peygamberlere iman
- Ramazan Bayrami
- Regaib gecesi
- Rizkini helal yollardan kazanmak
- Rüsvetin zararlari
- Sabir
- Sadakanin dinimizdeki yeri
- Salaveti serifenin faydalari
- Sanat
- Selamlasmak
- Sögüp saymanin fenaligi
- Tefrikanin zararlari
- Temizlik
- Tesettür
- Tevbe
- Vatan müdafasi
- Yalanci sahitligi
- Yalancilik ve yalanci sahitligi
- Yeme icme adabi
- Yetim mali yemek
- Zekat
- Zina
- Züht ve Zahitler
- Zulmün Fenaligi