Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler

İMAMA UYAN KİMSENİN ONA TÂBİ OLACAĞI VE OLAMAYACAĞI HUSUSLARI TESBİTTE ÖLÇÜ

İmama uyarak namaz kılan Hanefi mezhebi mensubu bir müslüman; bazı hususlarıda imama mütâbaata mecbur, bazı mes'elelerde muhayyer (serbest), bir kısım fillerde ise onun yaptığını yapmama durumundadır. Bu hususları belirli başlıklar altında açıklamak istiyoruz:
a) Uymaya mecbur olduğu hususlar:
Namazın içindeki rükünlerden "erkân-i fiiliyye" diye isimlendirilen rükû, secde ve ka'de-i ahirede imama mutâbaat göstermesi lâzımdır. Bu mecburiyetten hareket ettiğimiz zaman, imam rükû ve secdeye devam ederken ondan önce başını kaldırmış bulunan bir kimse, imamamın kalkmasını beklemez ve hemen rukûa veya secdeye döner. Böyle hareket etmekle iki rükû veya üç secde yapmış sayılmaz. Ancak mütâbaatını devam ettirmiş kabul edilir. Çünkü bir namazda hem iktidâ hem de infirad ('tek başına namaz kılma hâli) toplanamaz^1'.

Kade-i ahîrede muktedî tehiyyâtı bitirmeden imam selâm verse muktedi tehiyyâtı tamamlar, sonra selâm verir. Çünkü namaza olan hürmet kendisi hakkında bakîdir. "Tehiyyâtı tamamlama vacibi" ile "selâm verme vacibi" nin bu şekilde toplanması mümkündür. Selamdan önce okunan salevât ve dualar kalmış ise, bunları okumaz ve imama tâbi olarak selâm verir. Çünkü sünneti terk, vacibi terk temekten ehvendir.
b) Mutâbaat etmeyeceği rükün:
İmama uyan bir Hanefî, "Kur'ân okuma ruknü"nde imamla birlikte fâtiha ve sureyi okumaz. Cehri namazlarda imamın okuduğunu dinler, kırâetin gizli olduğu namaz veya rek'atlarda sükut eder. Cehri namazlarda cemâatin Kur'ân okuması tahrimen mekruhtur. Gizli okunan namazlarda okuması da mekruh bulunmaktadır. Çünkü imam cemaata riyaset etmekte ve onun okuyuşu, cemâatin de kırâeti olarak kabul edilmektedir.

Kur'ân okumanın dışında kalan "sübhâneke", rükû ve secde teşbihleri ile namaz içindeki duaları muktedi de okur. Şu kadar bir fark vardır: Muktedî rukûda üç defa "süphane rabbiley-azîm", secdede üç defa "sübhâne rabbiyel-alâ" demeden imam başını kaldırsa, sahih olan kavle göre, imama tâbi olarak başını kaldırır .
İmam iftitah tekbirinde ellerini kaldırmasa, rükû ve secde tekbirlerini almasa, buralardaki teşbihleri okumasa, "semiallâhü limen hamideh" demese, tehiyyât okumayı selâm vermeyi, terk etse, teşrik tekbirlerini almasa cemâat bunları ifâ eder.

c) Muhayyer (serbest) olduğu hususlar:
Ka'de-i ûlâda muktedî tehiyyâtı bitirmeden imam üçüncü rek'ate kalkmış olsa, muktedî, "tehiyyât okuma vâcibi"ni tamamlamak ile "imama tâbi olma vacibi" arasında tercihini kullanmakta serbest olur. Dilerse "tehiyyât" okumayı tamamlar, dilerse imama uyarak kalkar. İki vacip taâruz ettiğinde, tercihe şâyân olan görüş muhayyerliktir.
d) Terk edilecek işler:
Esas itibariyle namazda bulunmayan bir hususta, muktedî imama uymayıp bekler. Meselâ imam ka'de-i ahîreden sonra fazlalık teşkil eden bir rek'ate kalksa muktedî onunla birlikte kalkmaz. "Sübhânellah" diyerek imamı uyarır. İmam, kalktığı rek'ati secde ile kayıtlamadan oturuşa dönerse, onunla birlikte selâm verir ve sehiv secdesi yaparlar. İmama oturuşa dönmeyip kalktığı (fazla) rek'ati secde ile kayıtlarsa, imam kendi namazından başka bir namaza çıkış yapmış oluduğu için muktedî ona uymayıp kendi başına selâm verir<4>.
İmam, namazın herhangi bir rek'atinde üçüncü bir secde yaparsa" bayram ve cenaze namazlarındaki tehirlerde fazlalık yapacak olursa, muktedî bu ziyâdeliklerde imama mutâbaat etmezi


(1) Nimetül- İslâm "kitâbüs-salât" s. 237
2) Ebû VlutH Belhu, "tesbihî üçe tamamlar" demiştir. Delili de hadis-i şeriftir. Her iki ictihâdî dikkate alarak teşbihleri biraz daha sür'atlice okur.
(3) Kaide bu olmakla beraber, imam kıyamda iken tehiyyâtı tamamlamak mümkün olacaksa o ciheti tehcih etmek "müftâbih"tir.
(4) İmam kade-i âhire yapmadan fazla rek'ate kalkmış olursa, muktedi kalk
maz ve "sübhânellah" diyerek imamı ikaz eder. İmam oturuşa dönerse be raberce ka'deyi tamamlayıp selâm verir ve sehiv secdesi yaparlar. Muktedi kendi başına selâm verecek olursa farzı fasit olur. İmâm fazla rek'ati secde ile kayıtlamadan önce selâm verecek olursa, muktediliği devam ettiği hâlde. Ka'de-i ahîre rüknünde münferit olarak hareket ettiği için; imam fazla rek'ati secde ile kayıtladıktan sonra selâm verir ise imamın fasit olan namaizi da bozulduğu için namazı fesada varmış olur.
(5) Büyük İslâm İlmihâli, namazla ilgili bölüm, s. 194 mad: 1



Eserin yazarı: Mehmed Emre Eser: Müslümanca yasama sanati 3

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Müslümanca yasama sanati 3

MollaCami.Com