Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler
05. Konu : Yerlerine Göre Sabrın Kısımları
Sabır, iki kısımdır. Biri bedenin sabn, diğeri nefsin sabrıdır. Bunlar da herbiri ihtiyarî sabır ve mecburi ^bır olmak üzere iki nevidir. Buna göre, sabır dört kısımdır.
Birincisi; Bedenin ihtiyarî sabndır. Bu, kişinin kendi ihtiyarı ve iradesiyle bedenine yüklemiş olduğu ağır işlere sabndır.
İkincisi; bedenin mecburi sabrıdır. Bu da, başkasından gelenlere sabırdır. Dövmenin, hastalığın, yaraların, soğuğun, sıcağın ve benzeri şeylerin acılarına, sızıntılanna sabır gibi...
Üçüncüsü, nefsin İhtiyarî sabrıdır. Bu, şer'an ve aklen yapılması güzel olmayanları yapmamaya sabırdır.
Dördüncüsü; nefsin mecburi sabrıdır. Bu da, sevgilisine kavuşması mümkün olmadığında nefsin ona sabn gibidir.
Sabrın bu dört kısmı, insan cinsine mahsustur. Fakat bedenin mecburi sabrı ile nefsin mecburi sabrında hayvanlar da buna ortaktır. Üstelik hayvanların bir kısmı bu sabırda insanlardan daha kuvvetlidir. İnsanlar, hayvanlardan ancak sabnn ihtiyarî ilan kısımlannda aynlırlar. İnsanlardan birçoklan hayvanlarda da ortak olan sabnn kısımlarında kolayca sabrederler ama yalnız insanlara mahsus olan sabnn kısımlannda ise sab-edemezler. «Sabırda, cinler de insanlarla aynı mıdır?» diye sorulursa, «Evet aynıdırlar, çünkü sabır, emir ile nehiyden ibaret °lan Teklifin gereklerindendir, yani bizim mükellef olduğunuz gibi cinler de emirleri yapmaya ve nehiylerden sakınmaya sabretmekle mükellefdirler» diye cevap verilir. «Cinler de bİ-zim mükellef olduğumuz gibi mi mükellefdirler, yoksa başka çeşit bir mükellef midirler?» diye sorulursa, «Sevme, buğzetmc, İman, tasdik, dostluk, düşmanlık gibi nefislerin gereklerinden olanlarda bizimle eşittirler. Fakat cünüplükten yıkanma, ab-destte azalan yıkama taharet etme, sünnet olma, hayızdan yıkanma gibi bedenlerin gereklerinden olanlarda ise, bizim gibi mükellef olmaları lazım gelmez. Onlar, kendi yaradılışlarına ve yaşamlarına uygun bir tarzda mükellefdirler» diye cevap verilir.
«Sabır kısımlarından,herhangi birinde melekler de bize ortak mıdırlar?» diye sorulursa, «melekler, akılları ve dinlerine karşı çıkacak hevâ ve nefis ile imtihan edilmediler, bilakis ibadet ve taat onlar için bizim nefes almamız gibidir. Hevâ ve şehvet kuvveti karşısında din ve akıl kuvvetini hakim kılmaktan ibaret olan gerçek sabır onlar için düşünülemez. Fakat onlara da layık bir sabır vardır ki o da, kendilerine karşı çıkacak hevâ, şehvet ve tabiat kuvvetleri olmalarına rağmen yaradıl-rmş oldukları fıtrat üzere devam ve sebat etmeleridir.» diye cevap verilir.
İnsanın sabrı, hevâ ve şehvet kuvvetine, üstün gelirse meleklere katılır. Fakat hevâ ve şehvet kuvveti sabrına üstün gelirse şeytanlara katılır. Yemek, içmek ve cinsi münasebet gibi tabiatının kuvvetleri sabra üstün gelirse, hayvanlara katılır.
Katâde (r.h.) dedi ki: «Allah Teala melekleri şehvetsiz ve akıllı olarak yaratmıştır. Hayvanları akılsız ve şehvetli olarak yaratmıştır. İnsanları hem akıllı hem şehvetli olarak yaratmıştır. Buna göre, kimin aklı şehvetine üstün gelirse o meleklerle beraberdir. Kimin şehveti aklına üstün gelirse o da hayvanlar gibidir.» İnsanda, doğduğu zaman, yalnız o an için muhtaç olduğu yeme, içme arzusu vardır. Bu haldeki sabrı, hayvanların sabrı gibidir. Temyiz (İyiyi ve kötüyü ayird edecek yaşa gelme) den önce onun için ihtiyarî sabır yoktur. Sonra oyun arzusu gelişir, sonra, zayıf olarak ihtiyarî sabır gelişmeye başlar, sonra cinsî arzu harekete geçer ve ihtiyarî sabır gelişmiş ve kuvvetlenmiş olur, sonra akıl sultanı harekete geçip kuvvetlenince sabır ordusundan yardım ister, fakat bu akıl sultanı-ile ordusu,
hevâ sultanı ile ordusuna karşı duramaz. Sonra iyi ve kötüyü ayirdedccek yaşta hidâyet nurunun pırıltıları kırpışmaya başlayıp, tedrici olarak gelişir ve erginlik çağında olgunlaşır. Bu, tıpkı sabah aydınlığının iplik gibi başlayıp sonra aydınlığın hepten artması gibidir. Sabır, akıl ve hidayet pırıltıları, ahiretin fayda ve zararlarını anlamaya yeterli değildir. Ama ne var kİ bunlar dünyanın bazı fayda ve zararlarını kavrayabilirler. Bundan sonra insan üzerine peygamberlik ve risalet güneşi doğar ve onun aydınlığında dünya ve ahiretin tafsilatlı olarak fayda ve zararlarını ve bunların sonuçlarım görür, mücadele için zıı-hmı giyip çeşitli silahlarım alır, sonra tabiat ve heva kuvvetleri ile akıl ve hidayet kuvvetleri arasında süregelen savaşa katılır. Allah Teala'nın yardım ettiği taraf zafere ulaşır, yardım etrae-d'ği taraf ise mağlup olacaktır. însan, bu iki taraftan birinde yerini almadıkça silahlar bırakılacak değildir. İnsan, bu dünya ile ahiretten hangisi için yaratılmış ise orada yerini alır. [5]
Eserin yazarı: İbn Kayyım El-Cevziyye Eser: Sabredenler ve şükredenler
Sabredenler ve şükredenler
- GİRİŞ
- Sabrın Fazileti
- 1. BÖLÜM: SABIR VE SABREDENLER
- 01. Konu : Sabrın Lügat Manası, Kelimenin Türetilişi Ve Çekimi
- 02. Konu : Sabrın Hakikati Ve Bilginlerin Bu Konudaki Sözleri
- 03. Konu : Sabrın İlişkilerine Göre İsimlerinin Açıklanması
- 04. Konu : Sabretmek Sabrettirmek, Sabrı Kazanmak Ve Karşılıklı Sabrı Tavsiye Etmek.
- 05. Konu : Yerlerine Göre Sabrın Kısımları
- 06. Konu : Hevâ Ordusuna Karşı Koyması, Ondan Aciz Olması - Kuvvetli Ve Zayıf Olmasına Göre Sabrın K
- 07. Konu : İlişkili Olduğu Konulara Göre Sabrın Kısımları
- 08- Konu : Beş Hükme Göre Sabrın Bölümlere Ayrılması
- 09- Konu : Sabrın Derecelenilin Farklılıkları
- 10. Konu : Övülen Ve Yerilen Sabrın Kısımları
- 11. Konu : Şerefli Kimselerle Kötülerin Sabırları Arasındaki Fark
- 12. Konu : Sabra Yardım Eden Sebepler.
- 13. Konu : İnsanın Hiçbir Durumda Sabırdan Uzak Bulunamayacağı Hakkında
- 14. Konu : Safarin Nefislere Çok Ağır Gelmesi
- 15. Konu Sabır Hakkındaki Ayet-İ Kerîmeler
- 16. Konu : Scbur Hakkındaki Hadîs-İ Şerifler
- 17. Konu : Sabrın Fazileti Hakkında Sahabenin Ve Tabiinin Sözleri
- 18. Konu: Musibetler Karşısında Ağlamak -Feryad-U Figan Etmek Elbiseleri Yırtmak Cahiliye Devri Sö
- 19. Konu : Sabır; İmanın Yarısıdır; İman İki Sınıfdir, Bir Sınıfı Sabır, Diğer Sınıfı Şükürdür
- 20. Konu : Sabır İle Şükürden Hangisinin Daha Faziletli Ve Üstün Olduğunun Tartışılması
- Şükrün Faziletli Ve Üstün Olduğunu İddia Edenlerin Delilleri
- Kulun Amelleri Allah'ın Nimetlerinden Birine Bile Karşılık Olamaz
- Şükrün Sabır Üzerine Üstünlüğü
- Şükür Allah'ın Kulu Üzerinde Bir Hakkıdır
- Nimeti Görmek
- 2. BÖLÜM: ŞÜKÜR VE ŞÜKREDENLER