Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler

MUTEZİLE'NİN BU YOLU TUTUMU ÇOK HATALI

Hristiyanların bu tutumları, diğer din erbabiyle ve zındıklarla mücadele eden Mutezile'nin gözünden kaçmış değildir. Onlar biliyordu ki, Kur'an kadîmdir, mahluk değildir, diyenler, Müslümanlarla mücadele etmeleri için hristiyanların eline silâh vermiş oluyordu. Öyleyse bu sözü söylemeyi ortadan kaldırmalıdır, tâki düşmanın eline İslâmın aleyhine kullanılacak bir delil geçmesin. İslâm'a hücum için bir gedik açılmasın. Kur'an kadîmdir diyen, hristiyanların İsâ hakkındaki sözünü taklîd ediyor, kadîmlerin çokluğunu kabul ediyor, insanların diliyle söyledikleri Kur'an'ı âdeta kadîm kılmış oluyor, demektir.

Mes'ele, Mutezile'nin bakış açısından böyle. Bu İslâmda vahdaniyet inancını korumak için son derece ihtiyatlı ve derin bir bakış. Bu takdire değer bir tutum ve selîm bir iman yolu! Ahmed b. Hanbel de dinde çok ihtiyatlı davranan bir zat, Selef-i Salihin'in dalmadığı bir konuya dalmak istemez. Mutezile de dini korumak için ihtiyatlı davranmak arzusunda. İslama hücum için tuzak kurmak isteyenlerin yüzüne kapıları kapamak istiyorlar. En iyisi bu mahlûk mu, değil mi konusunu hiç kurcalamamak, onu karıştırmamaktı, nasıl ki Ahmed b. Hanbel bu kanaattadır, fakat İslâm'ın hayrını istemeyenler, bunu yaptılar, farkına varmadan buna hizmet edenler oldu. İslâmı gerçek haliyle korumak isteyenlere hakikati olduğu gibi anlatmak düştü. İşte Mutezile de bunu yapmaya çalıştı, fakat çizdiği yol yanlıştı.
Buraya kadar Ahmed Ebi Duâd'ı ve Mutezile'yi görüş bakımından haklı bularak onlara insaflı davrandığımız belli. Fakat tatbikat bakımından onları çok hatalı bulmaktayız. Çok aşırı gittiler, çok sert davrandılar. Nedir o kılıç ve sopa oyunları? Nedir o Ahmed b. Hanbel gibi takva sahibi, faziletli, temiz yürekli, alçak gönüllü bir adama ettikleri? O kadar ileri gittiler ki, dayak attılar, bayılıncaya kadar dövdüler, kelepçeli yollara düşürdüler, hapse attılar, zindana tıkdılar!

Bu; Kur'an mahlûk mu işini o kadar çığırından çıkardılar ki, halk nazarında bu bir fikir ve görüş mücadelesi olmaktan çıktı. Meydan dayağı kavgasına dönüştü. Allah'ın herşeyden münezzeh, ondan başka kadîm olmadığını isbat böyle mi olur? Bu İslama inen bir darbe, müslümanlara yapılan bir eziyet ve işkencedir. Din ve hidayet rehberlerine zulümdür. Vicdanlara ve kalblere baskıdır. Gönüllerin gizlediği şeyleri araştırmak, sırları teftiştir, hatayı zorla
kaldırmağa çalışmak, bundan hayır gelmez. Düşünceler, şiddet, cebir ve zorla öldürülemez. Zor tepki yaratır, halk kuvvetle zorla davet olunan şeyi benimsemez, onu kötü bilir. Burada da öyle oldu. Kuvvetle, şiddet kullanarak yerleştirmek istenen görüşler, galip gelemez. Açık bir hak olduğu meydanda olsa bile, benimsenmez, zorla güzellik olmaz. Mutezile baskısını arttırdıkça, halkın idarecilerden nefreti arttı, sorguya çekilenler gözlerinde büyüdü de büyüdü, onları evliya saydılar ve onlara bağlılıkları arttı. Eğer bu dâvet ettikleri şey hayırlı bir iş olsaydı, ona böyle azapla dâvet etmezlerdi, onun yolu böyle zindan ve zincire vurulmak olmazdı, dediler ve ondan uzak durdular.


Eserin yazarı: Osman Keskinoğlu Eser: Kuranı Kerim Bilgileri

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Kuranı Kerim Bilgileri

MollaCami.Com