Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler

İLİM VE DİN BİRBİRİYLE BAĞDAŞAMAZ MI?

Bazı keşifleri insanlar dün hayâl sayardı. Bugün birer hakikat oldular. Bazı fen adamları bile yeni keşiflere karşı gelmişlerdir. Yeni keşiflere inanmamışlar, alay etmişlerdir. Yakın ilim tarihinde bile bu kabilden bir çok hâdiselere şahit oluyoruz. İlim cereyanına karşı giden âlimler de var. Akliyet ve zihniyet değişiyor, eğer değişen aklı görüş ölçüsü tutarsak bir çok şeyleri ters görürüz. Aklın ilmi izahı her asırda başka türlü. Aklın hakemliği her şeyde doğru çıkmıyor. İlmin bir nazariyesi düşüyor, diğeri yükseliyor. Tecrübeye müstenid müsbet ilimlerde bile böyle. Bir kayıt ve kaide altına alınamıyan ruhun ahval ve tezahürleri hakkında akıl şunu kabul eder, bunu kabul etmez, demek akıl kârı değildir. Aklım almıyor, havsalama sığmıyor demek akıl sahibine yakışmaz. Onun için Kur'an-ı Kerim'in vahyi ilâhî olduğunu kabul etmeğe hiç bir zaman mâni yoktur.

Burada şuna da işaret etmek isterim: Din ile ilim barışamaz deyip gidiyorlar. Hangi din ile barışamaz, evvelâ onu bir anlayalım. Bu lâflar garptan geliyor. Oradan aynen alınıp tekrarlanıyor. Bu hususta yazılan eserlere bak. Hep söz geçerken Hıristiyanlık karşımıza çıkıyor. Avrupa müelliflerinin sözleri böyle olacak. Avrupa zaten Hıristiyanlıktan başka bir din tanımıyor ve anlamıyor. O mübarek Hazreti İsa'nın dini de beceriksiz papazların elinde ilme karşı gelmiş. Hıristiyanlık tefekkürü, ilme düşmandır.

İlim ve din kavgalarında giden kurbanların sayısı 33 milyona baliğ oluyorsa çoğunun kanına girmeğe sebep papazlar olmuştur.
Kur'an'da ise ilimle barışmayan bir yer yoktur. Bugün inkâra mecal yoktur ki, ilim, İslâmda terakkisine hürriyet içinde devam etmiştir. Yunan ilminin bir
kısmı Arap tercümeleri sayesinde bize kadar gelebilmiştir. Medeniyet, İslâmiyete borçludur. Hulefa saraylarında gayrı müslim âlimler bile büyük itibar görmüştür.
Hıristiyanlık ise bir taraftan esrarengiz şeylerle akıl ve mantığı kendinden soğuturken diğer taraftan ilme karşı cephe tutmuş, ulemayı takip etmiştir. Nedir o teslis akidesi, İsa'nın ekmek ve şarapta temessülü? Endülüjanslar, gufran hüc­cetleri, itirafı zünup, vaftiz, zenbi aslî?!.

Müslümanlıkta ne böyle esrarengiz şeyler var, ne de ilme karşı bir vaziyet. Hakikaten bu şekilde Hıristiyanlık Avrupa'nın dine cephe almasına sebep olmuştur, boş yere Hazreti Kur'an, Hazreti İsa'ya bunlara böyle yapın diye sen mi dedin? demiyor! İşte Hıristiyanlığı ölçü tutarak Avrupalılar ilim ile din barışamaz diyorlar.

Bizde bazı gafiller de din ile ilim barışamaz deyip duruyorlar. Hangi din desek; işte Avrupalılar öyle diyor diye parmağiyle garbı gösterecek ve bir sürü muharrir ismi sayacak.
Bu neden ileri geliyor bilir misiniz? Bunun bir adı var: Cehalet ve taassup. Taassubun her nev'i kötüdür. Çünkü taassup bir fikre körükörüne bağlanmaktır. Hakikati görmeye engel olur. Cehalete kardeş çıkar. Galile "Bu dünyada cehlin ilme karşı duyduğu kin ve nefretten daha zorlu bir kin ve nefret yoktur." demişti. Hakikaten öyledir. Cehalet hangi taraftan olursa olsun kötüdür. Zararlıdır. Dini bilmeyen dine düşman olur, ilmi bilmeyenin ilme düşman olduğu gibi!


Eserin yazarı: Osman Keskinoğlu Eser: Kuranı Kerim Bilgileri

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Kuranı Kerim Bilgileri

MollaCami.Com