Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler

İLİM VE DİNİN ÖZELLİKLERİ

KUR'AN VE İLİMLER İSLAMDA DİN VE İLİM NİZÂI YOKTUR

ولا رطب ولا يابس الا في كتاب مبين (قرآن


"Dinsiz İlim Topal, İlimsiz Din Kördür."( (Einstein)

İLİM VE DİNİN ÖZELLİKLERİ

Bu bahse de kısaca temas etmek isterim. Her şeyden önce şunu bilelim ki, bizim Peygamberimiz de diğer Peygamberler gibi fennî hakikatleri talim için gönderilmiş değildir. Bunlar peygamberlerin vazifelerinden vahye bağlı olmayıp akılla bulunur ve bilinir şeylerdir.
İlim ve fen âletlerin yardımiyle, tecrübe ve müşahedeye dayanarak yapılır. Bunlar nübüvvet meselelerinden değildir. Peygamberlerin vazifesi kimyagerlik ve makinistlik olamaz.
İşte bundan dolayı Kur'an-ı Kerim bir fen mecmuası değildir. Vahiy, akıl ile bilinemiyecek hususları bildirir. Din, halkı irşad ve Hakka hidayet içindir. Bizi tabiattan değil, tabiatın mâverasından haberdar eder. İlâhiyât, nebeviyât(83) gibi semiyâta başkasından işitmeye dayanan şeyleri bildirir. Salâh ve felâha ulaştırmak için Kur'an tabiat ilimlerinden söz açarak, Halika delâleti itibariyle kâinattan bahseder. Kâinattan bahsetmek asıl maksat, âyetin mâsika lehi değildir. İşaret ve remz yoliyle müsbet ilimleri de anlatır. Kâinattaki hâdiselere işaret eder.
İşte bu itibarla Kur'an'da ilim ve fenden bahis vardır, deriz.
Hele şu muhakkaktır ki, Kur'an fenne, müsbet ilimlere karşı asla vaziyet almaz, Kur'an'a aykırı hiçbir fennî hakikat yoktur ve olamaz. Kur'an ilme teşvik eder.

Bu hususta Hamdi Yazır tefsirinde diyor ki:
"Yine itiraf etmek lâzım gelir ki fünunun tecrübe sahasındaki keşfiyat ve tatbikatı ilerledikçe bunlar Kur'an'ın mazmunlarına aykırı gitmemiş, bilâkis bir çok âyetlerin daha iyi vuzuh ile anlaşılmasına hizmet eylemiştir. Eski heyet nazariyeleriyle yeni heyet nazariyeleri Kur'an bakımından mukayese edildiği zaman eski heyete nazaran tevile sapılması lâzım gibi görünen nice âyetleri yeni heyete nazaran tevile gidilmeksizin zahirî veçhile anlamak daha ziyade sühulet kesbetmiştir.'' (84)
Yine aynı müfessir "Kur'an'ın kâinat hakkındaki tenviratı asr-ı hazır heyet fikrinden çok yüksek" olduğunu söylüyor.(85)
Kur'an'ın kurduğu yüksek esaslardan biri de kâinata nazar, mahlûkatı teemmül, hilkati tefekkürdür.
Bu ne ulvi bir şeydir: "Ve Yetefekkirûne fi Halkıssemâvâti Vel-Ard." Bu tefekkür yoliyle Ulu Yaradana ulaşarak "Rabbenâ mâ halakte hâzâ bâtılâ" diye iykanla Allaha niyaz etmek, kâinatın bedayii sun'ı karşısında hayran kalıp Hâlikın kudreti önünde tebcil, tekbir ve tazim ile eğilmek.
İşte kâinatı tefekkür Allaha götürür. "Tefekkür gibi ibadet yoktur." Onun için bir çok âyetlerde kâinata bakıp ondaki ibret levhalarını süzmek, gözden geçirmek tavsiye olunur. Şu âyeti beraber okuyalım:
ان في خلق السموات والأرض...... لايات لأولي الألباب

"Hiç şüphesiz ki, göklerin ve yerin yaradılışında; gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar şeylerle denizde akıp giden gemide, Allahın yukarıdan yağmur suyu indirip de onunla arzı ölmüşken diriltmesinde, yer üzerinde debelenen hayvanatı yaymasında, rüzgârları değiştirmesinde, gök ile yer arasında müsahhar bulutlarda, şüphesiz bunlarda da akıllı olan bir kavim için elbette âyetler vardır. "(Bakara Sûresi)
İnsan bu âyeti gördükten sonra Kur'an'ın aleyhinde nasıl bulunabilir?
Ulûmu Kevniyyeden varlıkta olanlardan bahsetmekten maksat kudreti kâinatı saran Allah'ın azametini göstermektir. Kâinatta Allahın halkettiklerinden, uçsuz bucaksız âlemlerden, bilip bilemediğimiz şeylerden, ay, güneş, gece, gündüz, yeryüzüne serpilen çeşit çeşit hayvan ve nebatlar, gökler ve ziynetleri olan yıldızlardan, başları göklere yükselen dağlardan, dağlar gibi gemilerin yüzdüğü denizlerden, binek olarak kullandığımız hayvanlardan, rüzgârlardan, yağmurdan, rüzgârın önünde sürüklenen bulutlardan, şimşekten, şırıl şırıl akan nehirlerden, bize müsahhar olan her şeyden ve her şeyden bahis vardır.
Bu kâinattaki şeylerin hepsi insan oğluna faydalanmak için yaratılmış ve ona müsahhar kılınmış. Bunlara bakıp incelemeyi, düşünmeyi, ibret almayı tavsiye eder. Böylelikle aklını kullanarak işletsin, yeni yeni şeyler bulsun, kolaylıklar icad etsin. Âyetlerin hepsinin sonunda bakın ne deniyor:
"Bunda aklını kullanan bir kavim için âyetler, ibretler vardır.''

Aynı mâna şu âyetlerde de tekrarlanıyor:


ان في ذلك لا يات لقوم يعلمون
:Bilenler"
ان في ذلك لايات لقوم يتفكرون Düşünenler"
ان في ذلك لا يات لقوم يفقهون : Anlayanlar"
ان في ذلك لا يات لقوم يتذكرونHatırlayanlar"
ان في ذلك لا يا ت لقوم يوقنون İykan edenler"
ان في ذلك لا يات لقوم يئمنون İman edenler"
İşte böyle Kur'an: "Kâinata bakın!" diyerek gözü açar. Ondan faydalanmaya sevkeder. Aklı uyuşturmaz, parlatır. Düşündürür. Böylelikle ilim ve fenne, sanayie hazırlar.
"Biz Kur'an'ı sana her şeyi beyan için indirdik." (Nahl Sûresi: 89)
"Biz kitapta hiç bir şey eksik bırakmadık." (En'am Sûresi)
"Ne yaş, ne de kuru hiç bir şey yoktur ki her halde Kitabı Mübinde olmasın.''(En'am)

Âyetlerinin işareti veçhile işte bu gibi itibarlarla Kur'an'da bütün ilimler var demektir. Nasıl ki bir çekirdeğin ve tohumun içinde o nebatın bütün şekli mevcut ise Kur'an'da da bütün ilimlerin nüvesi vardır, İbni Mesud "Kur'an'da her şeye dair ilim indirilmiş ve her şey beyan olunmuş'' demiştir.
Bir Arap şairi derki:
"İlimlerin hepsi Kur'an'da vardır, fakat insanların anlayışlarında kusur var." Kur'an ilimlere esas itibariyle işaret etmiştir. Bazı misaller verelim:
Tabiatta her şeyin muayyen bir miktarı vardır. Bir kanun ve düstur dahilin-dedir. Hiç bir şey tesadüfe bağlı değildir. Muayyen kanun dairesinde olur.
انا كل شيئ خلقناه بقدر
''Biz herşeyi bir ölçüye göre yarattık.'' "İnna Külle Şey'in Halâknahu bi kader." Bu kanun değişmez.
فلن تجد لسنة الله تبديلا "Felen tecide Lisun-netil-lâhi tebdilen" Sünnetullah
için değişmek yoktur. İlim her şeyin esasıdır. "Hiç bilenlerle bilmeyenler müsavi olur mu?", "Kör ile gören bir midir?" Akide delile dayanır. Bürhansız ve delilsiz bir şeye tâbi olmak yoktur. Bürhan yoksa iykan ve itmi'nan da yoktur. "Bilmediğin bir şeyin ardına düşme. Kulak, göz, kalb bunların hepsi ondan mes'ul olurlar." İşte Kur'an böyle esaslar kuruyor ve kâinata bakarak Hâlikın azamet ve kudretini düşünmeye akıl ve fikir sahiplerini, dâvet ediyor.

_______

(83) Nebeviyat: Peygamberler ve Peygamberlik hakkındaki bilgilerdir.
(84) M. Hamdi Yazır, Kur'an Dili, c. VII, s. 5195.
(85) Aynı Kaynak, c. I, s. 307


Eserin yazarı: Osman Keskinoğlu Eser: Kuranı Kerim Bilgileri

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Kuranı Kerim Bilgileri

MollaCami.Com