Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler

ÖNSÖZ

önsöz

"Diğer Bütün Dinlerden Üstün kılmak üzere,
Peygamberini

Hidayet (Rehberi Kur'an) veHak Din İle Gönderen O'dur.
Şahit Olarak Allah Yeter."
(Fetih Sûresi: 28)


Kur'an-ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed Aleyhisselama 23 yılda vahiy olunmuştur. O, Allah Kitabıdır. İlahi Kitaplar arasındaO'nunen seçkin vasfı ve özelliği, Hz.Peygambere nazil olduğu gibi muhafaza edilmiş olmasıdır. Bugün bir milyarı bulan her müslümanın hürmetle el üstünde tuttuğu
Kur'an-ı Kerim, asla tahrife uğramamıştır. Dünyanın her tarafında, her müslümanın evinde bulunan Mushaf-ı şerif aynıdır. Onun mübarek adını, derin bir saygıyla söylerler, O'nun kutsal ayetlerini sonsuz bir coşkuyla okuyup vecd içinde dinlerler, O'nun ayetleri ruhları coşturur, kalplere huzur verir. Yanık gönüller, sâdık kalpler, onun sesinden en büyük hazzı alırlar. Ruhları coşup kanatlanarak yücelirler. Mü'minler onun nuruyla görür, onun hidayet yolunda yürürler. Onu dinleyenler ona hayran kalırlar. Kur'an'ın tatlı ahengi, ufukların maverasından, göklerin Ötesinden ve her şeyin üstünden gelen ve daima üstün kalacak olan bir ilâhi sestir. Habeşistan'a hicret eden ilk müslümanların başında bulunan Cafer-i Tayyardan onun ayetlerini dinledikleri zaman, Necâşi'nin papazlarının gözlerinden yaşlar boşanmıştı.
Kur'an-ı Kerim, insanları bir tek Allahı tanımaya, ancak O'na kulluk etmeye çağırdı. O, dalaletten hidayete, karanlıktan nura, batıldan hakka kavuşturdu. İyiliğe, hayra, mutluluğa götürdü. Ruhlara huzur,. kalplere itmi'nan, gönüllere şifalar saçtı, fazilet yolunu açtı. Cenab-ı Hak şöyle buyurur:

"O,
Cenab-ı Hakk'ın Bir Mucizesidir.
Levh-i Mahfuzda Olan Şanlı Bir Kur'an'dır."
(Bürûc: 21-22)


Onun benzeri yoktur. O insanlara mutluluk yollarını açtı. Onun sayesinde en kısa zamanda dünyanın çehresi değişti, seyri düzeldi. Kur'an-ı Kerim'in insanlığa getirdiklerini anlamak için o zamanki dün ya tarihine bakmak yeter. Kur'an, Hz.Muhammed'e
inmezden önce insanlık ne haldeydi bir düşünelim: Tarihin, cahiliyet devri dediği o çağ karanlıklar içinde yüzüyordu. Zulmün en koyusu, haksızlıkların en kötüsü dünyayı kasıp kavuruyordu. İnsanlık en korkunç günlerini yaşıyordu. Araplar kız çocukla-rını diri diri toprağa gömüyordu, aileler perişandı. Bu halde olan yalnız Ara-bistan mıydı? Kisrâların kokmuş ülkesi, Kayserlerin çürümüş Bizansı ve işte bütün dünya, her yer zulüm ve zulmet içinde çalkanıyor. İslâm şairi rahmetli Akif'in dediği gibi:

"Bir kerrede, mamure-i dünya, o zamanlar, Buhranlar içindeydi, bugünden de beterdi. Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta, Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi. Fervza bütün âfâkmı sarmıştı zeminin, Salgındı, bugün Şarkı yıkan, tefrika derdi..


"O,
Cenab-ı Hakk'ın
Bir Mucizesidir.
Levh-i Mahfuzda Olan Şanlı
Bir Kur'an'dır."
(Bürûc: 21-22


Kur'an-ı Kerim ile Hz.Muhammed koca bir şirk alemini devirip putperestliği yere serdi. İman ve feyz içinde yaşayan bir dünya doğdu. İnsanlara mutluluk yolu açıldı. Vicdanlara baskı kalktı, insanlar taş ve ağaç parçalarına tapmaktan kurtuldu. Putperestlik kadar insan haysiyyetini kırıp ezen bir şey olamaz. Akıl sahibi olan bir insan, taş ve ağaç parçasına nasıl olur da tapar? Bu akıl almaz bir şeydir. Kur'an, insanın ruhunu kirleten, aklını körleten, kalbini zehirleyen bâtıl hurafeleri, bozuk inançları silip attı, en iyiyi, en doğruyu getirdi. Toplum içinde en âdil nizamı kurdu. Onun temeli sarsılmaz, kaidesi yıpranmaz. Öğrettikleri güzel, anlattıkları doğrudur. O kullar için hidayettir:

"Bu Kitapta Asla Şüphe Yoktur.o, müttekiler,
Allah'tan Korkanlar İçin Hidayet Rehberidir,
Yol Göstericidir."(Bakara: 2)


O iyilik yapanlara müjdeler verir, kötülük işleyenleri uyarır, azapla korkutur. Her türlü kötülüğün sonunun korkunç olduğunu haber verir. Toplumun mutlu düzenini bozanları cezalandırır. Ahırette Tanrı huzurunda, ulu divanda, hesap gününde, her kişinin yaptığından sorumlu olduğunu bildirir. O hayır kapılarını açar, şer kapılarını kapar. İnsanların yararına olanları buyurur, zararına olanları yasaklar, Helal kıldıklarının hikmeti, haram ettiklerinin illeti vardır. O, insanlara hayat veren saadet güneşidir, fazilet kaynağıdır. Kalplere iman ve huzur verir, topluma mutluluk getirir. İnsanlar ona sarılınca birbirleriyle kardeş olup sevişirler, barışa erişirler.
İnsanlar, bu dünya üzerinde bir çok haklara muhtaçtırlar. Bu uğurda nice kanlar döktüler, mücadele ettiler. Kur'an onlara işte bu hakları sağladı. Hür­riyet, adalet, eşitlik, kardeşlik verdi. İnsanlar kanla alamadıklarını Kur'an'la elde ettiler. Şefkat, merhamet kişinin en çok muhtaç olduğu şeydir. Bunları o verdi. Renk, ırk, dil farkı gözetmeksizin bu güzel şeyleri öğretti. Can, mal emniyeti sağladı. Kur'an en olgun insanı meydana getirmeyi amaç edindi ve bunu gerçekleştirdi, İsra süresinin (23-39) ayetleri ile Furkan süresinin (60-77) ve Lokman sûresinin (12-19)'uncu ayetleri dikkat ve ibretle okununca bu gerçek kolayca anlaşılır (bunların mealini kitabın; Kur'an beşeriyete neler bahşetti bölümünde okuyacaksınız).
Kur'an-ı Kerim, insanları Hakka davet hususunda en makul yolu tuttu; İman esastır. Bu, varlığın eşsiz ve Ulu Yaratıcısı olan Allah'ı en güzel vasıflarla tanıtır. İmanı kuvvetlendirmek için, O'nun var ettiği yerlere, göklere ve onlarda olanlara bakarak ibret almayı, varlıktaki bu ince düzeni, akıllara durgunluk veren olayları düşünmeyi, onlardaki örneksiz ve eşsiz güzellikleri inceleyerek bunları yaratan Ulu Allah'ı tanımayı ister. O emsalsiz canlı varlık, ayetlerinden ibret almayanları uyarır:


"Göklerde ve Yerde Nice
İbret Alınacak Belgeler Vardır ki,
Onların Yanında Yüzlerini
, Çevirerek Geçerler."
' (Yusuf Sûresi: 105)


Kur'an-ı Kerim, baştan sona bir hikmet hazinesidir.


"Göklerde ve Yerde Nice
İbret Alınacak Belgeler Vardır ki,
Onların Yanında Yüzlerini
, Çevirerek Geçerler."
' (Yusuf Sûresi: 105)


O'nun delilleri açık, belgeleri aydındır. Haberleri doğru, hükümleri sağlamdır. Kıssaları ibretle dolu olup insanları fazilete teşvik eder. Hakkın daima
batıla üstün geldiğini anlatır. Böylece tarihin akışını, dünyanın çehresini değiştirip mutlu toplum yaratmayı hedef alır. Maneviyatı canlandırıp ruhları uyandırır. Din duygusu en kutsal ve en tatlı bir duygu olup insanlık onunla yaşar, hayat onunla mana kazanır, o yoksa insanlık ölür, et ve kemik yığını haline gelir. Kur'an-ı Kerim iman ve amel-i salih yani iyi işler yolu ile insanların mutlu olacağını, hayır yolunun bu olduğunu açıklar. Fazilet yolunun bu olduğunu gösterir, Bakara sûresinin (177.) ayeti bu gerçeği gayet güzel dile getirir. Yukarıda işaret ettiğimiz (İsrâ, Furkân, ve Lokman) sûreler deki ayet-i kerimeler de bunun açık delilidir.
Ahlâk kitapları, insanların davranışlarını: Güzel huylar, kötü huylar diye ikiye ayırır. Kur'an fazilet olan iyi huyları getirdi, kötülükleri ortadan kaldırdı. Kişinin davranışlarında güzel huylu olup kötü huylardan kaçınmasını anlattı. Aksi halde kişi insan olmaktan çıkar, aşağılar aşağısına yuvarlanır. İnsanın içini kemiren, toplumu yıkan, hayatı zehirleyen kötü huyların hepsi İslâm'da yasaktır.
Kur'an-ı Kerim, yeryüzünde en çok okunan, en çok ezberlenen, en çok yazılıp basılan bir kitaptır. Her müslümanın evinde bir değil, birkaç Mushaf bulunur. Hafızlar onu ezberlemekte, müfessirler manasını yorumlamakta, müc-tehitler ondan hüküm almakta!, kelâmcılar aklî delillerle tevhit dininin temelini beyan etmekte, fıkıh âlimleri helal ve haramını açıklamakta, tarihçiler ondaki kıssalardan ibret yerlerini anlatmakta, vaizler halkı irşat için güzel örnekler ser-gilemekte, hattatlar onu en güzel yazmak için bütün sanat hünerlerini ortaya dökerek birbirleriyle güzel sanat yarışı yapmakta, edebiyatçılar, onun bela-gatından yardımlanmaktadırlar. Hakkı arayan arifler, velîler, sâdıklar ve sâlih kullar onun gösterdiği yoldan gidip aradıklarına kavuşmakta, mutlulukla kucaklaşmakta... Kur'an, İslâm ümmetine işte bunları yapmakta, dilediklerini vermekte... Böylece ona uyanların kederleri söndü, elemleri dindi, kötü duygular sindi, kalplere huzur indi.
Bu dünya üzerinde maddeci davranışların esiri olan insanlar, Kur'an'ın sesini dinleseler, ona uysalar, boğuşmaktan, birbirleriyle boğazlaşmaktan kurtu-lurlar, hem kendileri azaptan kurtulur, hem de başkaları huzura kavuşur, insanlık mutlu olur.
Korkunç karanlık gecelerde siyah bulutlar içinde çakan şimşekler, karanlığı nasıl yırtıp parçalarsa, Kur'an'ın nuru da, insanlar üzerine çöken ağır karanlık-ları öylece dağıtır. Kalplerin içine bir kurşun sertliğiyle çöküp çöreklenen bâtıl inançları, kötü kuruntuları, çürük kanaatları silip atar. Uyanık ruhlar, yanık gönüller, Kur'an'ın nurdan berrak çağlayanından süzülüp geçerek Hakka ulaşırlar. Temiz yüreklerden yükselen mübarek dilekler ile fevz ü felaha kavuşurlar. Hayatı zehirleyen kirli hırslar, hâin emeller, çirkin arzular, kötü niyetler, Kur'an'ın tatlı sesi önünde eriyip gider. Azgın fitne ve fesad âfetini, onun hoş nefesi söndürür. İlk olarak Mekke'nin yakınındaki Hira tepesinden yükselen bu kutsal ses, ebediyete kadar kesilmez. İnsanların mutluluğu için nurdan dalgalar halinde dalgalanır durur. Kuru çöllerde yanıp kavrulan insanoğluna kevserler sunarak onlara şifa olur, onları bu gürültülü hayatın azgın çarkları arasında sıkılıp ezilmekten kurtarır. Ruhları rahmet ve mağfiret çağlayanında temizleyip Hakkın huzuruna nur içinde gönderir. Evet, Kur'an'ın sesi 15 asır evvel Hira tepesinden yükseldi. O ses, kesilmeden hep devam ediyor. Küçük, büyük, genç, yaşlı bütün mü'minler onun sesine kulak veriyor, ona koşuyor ve coşuyor. Müslüman yavrusu ninnilerle birlikte onun sesiyle yetişip büyüyor. Akşam yatağına yatarken, imanlı annesinin ona öğrettiği şu duaları okur:
Yattım Allah, kaldır beni Nur içine daldır beni, Can kafesten ayrılınca İmân ile gönder beni.

Yattım sağıma,
Döndüm soluma,
İnandım Sübhânıma,
Sarıldım Kur'an'ıma.
Kırk yanım kırk atlı,
Kırkı da Muhammed adlı. ,
''Yâsin''im kilit,
Açtım gök kapısını.
Mü'minler namazda,
Hepsi Hakka niyazda...
Bu duayı okuyan,
Cennet kuşcağızıdır..."


Tatlı bir sesle bunları okuyan yavrucuk, minik ellerini yüzüne sürer, gözlerini yumar, Cennet kuşlarına karışarak uykuya dalar.

Kur'an-ı Kerim, ismine uygun olarak, yeryüzünde en çok okunan kitaptır. 15 asırdan beri hafızlar onu ezberleyerek hafızalarında yaşatırlar. Kurrâ ise onu en güzel ve en tatlı ahenkle okumayı öğrenmekte ve öğretmekte. Mü'minler de huşu içinde onu dinlemekte. Ahlakçılar ondan fazilet dersleri alıp ruhları onunla terbiye etmekte. Kısacası O bir ümmete Hakkı duyurmakta ve onu hakla doyurmakta.
Ben, Kur'an ilimleriyle gençliğimden beri meşgulüm. Bu benim için sevimli bir çalışmadır. Tahsil zamanımdan sonra da bu yoldakı çalışmalarım devam etti. Kur'an Tarihi, Kur'an Yolunda, Kur'an Bilgileri, Son İlâhî Kitab Kur'an-ı Kerim adlı eserler basıldı. Doğuda, batıda, müslim, gayr-i müslim kimseler tarafından Kur'an hakkında bir çok eserler yazılmış ve yazılmaktadır. Ben de bu konudaki araştırmalarıma yeni katkılarda bulunmak için, çalışmama hız verdim. Bu defa daha geniş bir çaptaki bu eseri, müslüman kardeşlerimin istifadesine sunmakla bahtiyarım.

Çalışmak bizden, muvaffakiyet Cenab-ı Hak'tandır.


Ankara, 1986 Osman KESKİOĞLU








Eserin yazarı: Osman Keskinoğlu Eser: Kuranı Kerim Bilgileri

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Kuranı Kerim Bilgileri

MollaCami.Com