Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler
26. Konu : «Sabır» Ve «Sektir» Allah'ın İsimi Erindendir
Cenab-ı Hak'km Şekür ve Şakir isimleri hem hadis-i şeriflerde hem de Kur'an-ı kerim'de zikredilmektedir. Nitekim Allah Teala, «Allah şükredenlerin mükafatlarım verir ve yaptıklarını bilir» (Nisa/147) diğer bir ayette, «Allah, şükrün karşılı-ğını verendir, Halim'dir» (TcgabÜn/17) diğer bir ayette de, «İşte bu, sizin işlediklerinizin karşılığıdır, çalışmalarınız şükre değer» denir, (tnsan/22) buyurmuştur. Cenab-ı Hak bu ayet-i kerimede kullarının çalışmaîannı şükre değer bulmuş ve onlara çalışmalarından dolayı sevap İhsan etmiştir. Bir kul, taat ve ibadetleri güzel bir şekilde eda edince, Cenab-ı Hak, ona şükreder. Yani ona büyük ecirler verir. Bir kul, tevbe ettiği vakit Allah onu af ve mağfiret eder. Cenab-ı Hak, kulunun iyiliğine şükür etme (sevap verme)siyle, kötlüğünü affetmesi arasını birleştirerek, «Çünkü Allah çok bağışlayıcıdır ve şükür (edene nimetle mukabele) edicidir.» (Fatır/30) buyurmuştur. Allah Teala'mn sabrı sonsuz olduğu gibi, şükrü,de sonsuzdur. Buna göre Cenab-ı Hak, Şekür sıfatına bütün şükrcdenlerden daha layıktır. Hatta gerçek şekür Allah'dır. Çünkü Cenab-ı Hak, kendi rızası İçin kulunun yapmış olduğu bir iyiliğe karşılık olarak on. misli sevap ve kat kat fazlasını verir. Allah'ın bir kulun şükretmesinin manası, o kulunu melekleri arasında ve mele-i a'la (büyük ve ileri gelen meleklerin toplandığı yer) da medh-ü sena edip, kullan arasında da onun sevilip sayılmasını koyar» demektir.
Bir kul Allah için bir şeyi terkedince, Allah ona ondan daha üstününü verir. Bir kul Allah rızası için bir şey verince Allah ona verdiğinin kat kat fazlasını verir. Nitekim Süleyman aleyhisselam'a, bir gün, öğleden sonra, harp için beslediği atları teftiş için arz olundu. Onlarla uğraşırken güneş battı, ikindi namazı geçti. Bunun üzerine Süleyman ateyhîsselam kendisini Allah'ın zikrinden alıkoyan atlara Allah için kızarak b's daha kendisini Allah'ın zikrinden alıkoymasınlar diye hepsini kurban edip etlerini tasadduk etti. Cenab-ı Hak, Süleyman aleyhisselam'a atların yerine rüzgarı verdi. Ondan sonra Süleyman aleyhisselam istediği yere rüzgarla giderdi.
Aşhab-i Kiram Allah rızası için yurtlarını terke t tiklerin de, Cenab-ı Hak, onlara fetihler ve zaferler nasib ederek memleketlerinin yerine dünya mülkünü verdi.
Yusuf aleyhisselam da zindanın darlığına tahammül edince, Cenab-ı Hak, onu o memlekete yerleştirdi, neresinde isterse oturabilirdi. ' .
Şehidler, Allah için bedenlerini harcayıp, hatta Allah düşmanları onların bedenlerini parça parça edince, Cenab-ı Hak, onlardan razı olup, onların ruhlarım, bedenlerinin >erine yeşil kuşlara yerleştirir, onların ruhları kıyamete kadat cennetin nehirlerinden İçin, meyvalanndan yerler. Kıyamet kopunca şehidlesrİn ruhları bedenlerine en mükemmel en güzel şekilde iade edilir.
Peygamberler, bütün varlıklarını ve benliklerini Allah yolunda harcayıp, kafirlerden gördükleri eza ve cefaya sabredince, Cenab-ı Hak peygamberlerinin bu yaptıklarının yerine, (hem kendisi hem de melekleri selat edip, göklerde ve mahlu-kati arasında onlan en güzel şekilde medh-ü sena edip) onları ahîret yurdunu düşünen içten bağlı kimseler kıldı.
Kafir, Allah Teala'nm katında mahlukatın en buğuzlusu olduğu halde dünyada onun yapmış olduğu varsa iyiliği zayi etmeyip, ya o iyiliğin karşılığını dünyada vermesi veya o iyiliği yüzünden kıyamet gününde azabını hafifletmesi Allah Tea-Ia'nın şükründendir.
Müslim'de Ebu Hüreyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Rcsulullah (s.a.v.), «Bir defa bir adam yolda giderken şiddetli susamış. Bir kuyu bularak içerisine inmiş, su içmiş, sonra çıkmış. Bir de bakmış bir köpek dilini çıkarmış soluyor. Susuzluktan toprağı yiyor. Adam «bu köpeğin susuzluğu benim susuzluğum derecesini bulmuş» demiş ve kuyuya inerek mestini su ile doldurmuş, sonra onu ağzıyla tutarak yukarıya çıkmış ve köpeği sulamış. Allah da ona şükretmiş ve onu affetmiş» buyurmuştur.
» Buharı ile Müslim'in Ebu Hüreyre'den rivayet ettiklerine göre, Rcsulullah (s.a.v.), «Adamın biri, bir yolda yürürken, bir diken dalı buldu. Onu yoldan attı. Allah da kendisine şükredip, onun günahlarını mağfiret etti.» buyurmuştur.
Bir kul, kendi nefsine iyilik yapınca Allah Teala ona şükreder. Kul ise ancak kendisine iyilik yapana şükreder.
Şükür, iyiliği iyilikle karşılamak demek olup, Allah Teala da rızası için yapılan azıcık bir İyiliğe bile büyük sevaplar verir, onu büyültür. Nimet esasen kendisinin olduğu halde onun şükrünü bilip de Allah İçin Allah'ın harcanmasını emrettiği yerlere harcıyanların hem daha güzel, daha ziyadesiyle sevabını çoğaltır, hem de kadirlerini yükseltir. Buna göre, Şekür ismine AUah'dan daha layık kim olabilir? Şu ayet-i kerimeyi düşününüz. «Eğer siz şükreder ve inanırsanız Allah size ne diye azap etsin? Allah şükredenlerin mükafatlarını verir, yaptıklarını bilir» (Nisa/147).
Cenab-ı Hak'km şükrü, kullarının çalışmalarının boşa gitmesini kabul etmediği gibi, günahsız kullarına boş yere azap etmeyi de kabul etmez. Şekür sıfatıyla muttasif olan Allah, iyilik yapanın ecrini zayi etmez ve günahsız olana da azap etmez. Allah'ın şükrü, şükreden mü'mine azap etmemeyi ve şükreden mü'mİnin amelini zayî. etmemeyi gerektirir. Çünkü Cenab-ı Hak'kın bunları yapması Şekür sıfatının gereklerindendir. Cenab-ı Hak, bunların zıdlannı yapmaktan müneîzehdir. Nitekim Cenab-ı Hak, Hamid ve Gani gibi kemal sıfatlarına zıd olan ayıplardan ve noksanlardan da münezzehdir. Zerre kadar imanı bulunan kulunu cehennemden çıkarması, Allah'ın şükründendir.
Kullarından birinin insanlar arasındaki makamını yükseltmesi ,namını yüceltmesi, onu meleklerine ve mü'min kullarına bildirmesi, Allah'ın şükründendir. Nitekim Firavn hanedanından bir zat Önce imanını gizliyordu. Fakat, Fjravn, Musa (a s.)yı Öldürmek istediğinde onun karşısına çıkıp, büyük mü-caidele verdiği için Cenab-ı Hak ona şükredip onun makamını yükseltip; onu medh-ü sena edip, kulları arasında onun namını
yüceltmiştir. Hatta o zat, «AI-i Firavn'ın mü'mini» diye meşhur olup, Kur'an-ı Kerim'de onun Firavn'a ve Al-i Firavn'a karşı olan nutuklarını, mücahede ve mücadelesini açıklayan süreye «Mü'min Suresi» denilmiştir.
Yine Cenab-ı Hak, Habib Nessar'ın, «Sahib-i Yasin» diye meşhur olan bu kahraman fedainin, bu büyük mücahidin hakka davetine şükredip, makamını ve namını kulları arasında yükseltmiştir.
Ccnab-i Hak'km şükrü İle mağfireti aarsmda mü'minler helak olmazlar. Çünkü Allah Gafur olup, zellelerİ, hataları, kötülükleri ve günahları af ve mağfiret eder. Allah Şefçü'r olup, az bîr amele ve azıcık bir iyiliğe bile şükredip büyük ecirler, sevaplar ve mükafatlar verir.
Gerçek Şekür Cenab-ı Hak olunca, O'nun katmda İnsanların en sevimlisi şükür sıfatıyla muttasıf olan kimsedir. Nitekim Allah katında insanların en buğuzlusu da nankör olan kimsedir. Netice olarak Allah katında insanların en sevimlisi Allah'ın sıfatlarıyla muttasıf olan kimsedir. Allah katında İnsanların en buğuzlusu ise, Allah'ın sıfatlarının zıdlanyla muttasıf olan kimsedir. Bundan dolayı Cenab-ı Hak, nanköre, zalime, merhametsize, cimriye, korkağa, gıybet edene ve kötü kimselere buğz eder. Allah Güzeldir, güzelliği sever. Allah Alim'dir, alimleri sever. Allah, Rahim'dir, merhamet edenleri sever. Allah ihsan edicidir, iyilik edenleri sever. Allah Şekur' dur, şükredenleri sever. Allah Sabur'dur, sabredenleri sever. Allah Cömerttir, cömertleri sever. Allah Settardır, kötülükleri örtenleri sever. Allah Kadir'dir, acizliği kınar. Allah katında kuvvetli mü'min, zayıf mü'minden daha sevimlidir. Allah affedicidir, affedenleri sever. Allah Tektir, teki sever. Tevfik AHah'dandır. [15]
Eserin yazarı: İbn Kayyım El-Cevziyye Eser: Sabredenler ve şükredenler
Sabredenler ve şükredenler
- GİRİŞ
- Sabrın Fazileti
- 1. BÖLÜM: SABIR VE SABREDENLER
- 2. BÖLÜM: ŞÜKÜR VE ŞÜKREDENLER
- 21. Konu : Sabır İle Şükür Arasındaki Hüküm Ve Sabredenlerle Şükredenler Arasındaki Fark
- Sabrın Hakikati Şükrün Hakikattna Girer
- Fakirlerin Zenginlerden Önce Cennete Gireceklerine Dair Hadis-İ Şerifler
- Zenginlik İle Fakirlik, Güzel Amel İçin Birer İmtihandır
- Övünme İki Nevidir:
- Dünya Salih Kimseler İçin İyi, Kötü Kimseler İçin İse Fena Bir Yurttur.
- Dünya Hayatının Kur'an'ı Kerim'deki Misali
- Sabır İle Şükür İmanın Binekleridir
- 22. Konu : Şükreden Zengin Mi Sabreden Fakir Mi Daha Faziletlidir?
- 23. Konu: Sabreden Fakirlerin Üstün Olduklarına Dair Kitaptan Hadisi Şerif D En Ve Eserlerden Delill
- Dünyanın Hakikatini Açıklayan Misaller
- 24. Konu: Şükreden Zenginlerin Üstün Olduklarınıileri Sürenlerin Kitaptan, Hadis-İ Şerifden Ve Eserl
- 25. Konu : Sabra Zıd Olan, Onu Bozan Ve Yeren İşler
- 26. Konu : «Sabır» Ve «Sektir» Allah'ın İsimi Erindendir
- Hatime