Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler

Fakirlerin Zenginlerden Önce Cennete Gireceklerine Dair Hadis-İ Şerifler

Denildi ki, Abdurrahman b. Avf şükreden zenginlerdendi, îmam Ahmed Müsned'indç, rivayet ettiğine göre, Enes (r.a.) şöyle demiştir, «Ben Aişe (r.a.)'nin evinde bulunuyordum. Aişc (r.a.) Medine'nin içinde bir ses işitip, «Bu nedir?» diye sordu. Ona, «Abdurrahman b. Avf in Şam'dan gelen ve her çeşit eşya taşıyan bir kervanıdır» dediler. Enes (r.a.), «Bu kervan yedi yüz deve olup, sesinden Medine inledi» dedi. Bunun üzerine Aişe (r.a.), Resulullah (s.a.v.) şöyle derken işittim dedi, «Ab­durrahman b. Avf'ın cennete emekleyerek girdiğini gördüm» buyurdu. Bu Abdurrahman b. Avf'e ulaşınca, o da, «Ben eğer yapabüirsem elbette ayakta da cennete girebilirim» dedi ve develerin hepsini yükleriyle, semerlerîyle, yularlarıyla Allah yo­lunda tasadduk etti.

Ebu'l-Ferec demiştir ki, Cerrah b. Minhal, Abdurrahman b. Avf e, İsnad ederek rivayet ettiğine göre, Resulullah (s.a.v.), Abdurrahman b. Avf'e «Ey Avf'ın oğlu! Sen zenginlerdensin, sen cennete sürünerek gireceksin. O halde Rabbına ödünç ver kî, ayaklarını çözsün» buyurdu. Ebu Abdurrahman. en-Nesei, «Bu hadis, mevzudur. Cerrah'ın "hadisi terk olunur» demiştir Yahya, '«Cerrah'in hadisi bir şey değildir» demiştir, tbn'ül Me~ dinî, «Cerrah'ın hadisi yazılmaz» demiştir. İbn-i Hİbban, «Cer­rah yalan Söylerdi.» demiştir. Darekutni, «Cerrah'ın hadisi terk olunur» demiştir.

Beyhaki'nİn rjvayet ettiği bir hadis-i şerife göre, Resulul­lah (s.a.v.) «Ey Avf'ın oğlu! Sen zenginlerdensin, sen cennete ancak sürünerek gireceksin, o halde Rabbına ödünç ver ki, ayaklarım çözsün» buyurdu. O da, «Ne ödünç vereyim? Ya Re­sulullah?» dedi. Resulullah (s.a.v.) da, «Akşamleyin elinde bu­lunandan beri olursun, yani tasadduk edersin» buyurdu. O da «Hepsini mi?» dedi. Resulullah (s.a.v.), «evet» buyurdu. Ab­durrahman b. Avf buna üzülerek Resulullah'in yanından çıktı. Bunun üzerine Cebrail gelerek, «Ya Resulullah! Avf'ın oğluna emret, misafirleri ağırlasın, yoksulları doyursun, önce nafaka­sı kendisine lazım gelenlere baksın, dilencilere versin, bunlaıı yaptığı takdirde elinde bulunan nimetin hakkını vermiş olur» dedi. Bu hadîs-İ şerif hakkında ne dersin? diye sorulursa şöyle cevap verilir, Bu hadis-i şerif batıldır. Resulullah (s.a.v.)'dan sahih olarak rivayet edilmiş değildir, çünkü ravilerinden biri Halid [3]b. Yczid b. Ebu Malik'dir. İmam Ahmed, «Bu hadis i şerif bir şey değildir» demiştir, tbn-i Muin, «Bu hadis-i şerif zayıfdır» demiştir. Neşe}, «Bu hadis-i şerife itimad edilmez» demiştir. Darekutni, «bu hadis-i şerif zayıfdır» demiştir. Yahya.b. Muin, «Halid b. Yezid babası üzerinden yalan söylemeye razı elmacı, fakat sahabe üzerinden yalan söylemeye razı ol­du» demiştir.

t mam Ahmed, Ebu Ümame'den rivayet ettiğine göre, Ebu Ümmc, şöyle demiştir, «Resulullah (s.a.v.), «Cennete girdim. Cennette önümde bir hışırtı işittim. «Bu nedir» diye sordum. «Bilal'dır» denildi. Sonra, Cennette gezmeye devam ettim, bir de baktım ki, cennet ehlinin çoğunu muhacirlerin fakirleri ile müslümanların çocukları teşkil etmektedir. Orada en az zen­ginler ile kadınları gördüm. Bana denildi ki, zenginlere gelince onlar cennetin kapısında hesaba çekilmektedirler ve temizlen­mektedirler. Kadınlara gelince onları da iki kırmızı, yani al­tınla ipek alıkoymuştur. Sonra cennetin sekiz kapısının birin­den çıktık. Kapının yanma gelince bir .terazi getirilip bir kefe­sine ben kondum, diğer kefesine ümmetim kondu ben ağır gel­dim. Sonra Ebu Bekir getirildi, bir kefesine o kondu, bütün ümmetim getirilip diğer kefesine kondu, Ebu Bekir ağır geldi. Sonra Ömer getirilip bir kefesine kondu, diğer kefesine ümme­tim kondu, Ömer ağır geldi. Ümmetim bana teker teker göste­rildi, onları geçiyorlardı. Abdurrahman b. Avf ı gecikmiş gör­düm. Ümidi kesildikten sonra geldi. Ben «Ey Abdurrahman ne­rede kaldın?» dedim. O da «Annem babam sana feda olsun, Ya Resulullüh seni hak olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki, ben sana ancak yaşlandıktan sonra gelebileceğimi zannettim» dedi. Resulullah, «O nedir» buyurdu. O da «Malımın çoklu­ğundan hesaba çekilip temizlenmemdir» dedi.

Denildi ki, bu hadis-i şerif senedinin araştırılmasına ihti­yaç duyulmayan bir hadisdir. Çünkü bu hadisi ve bundan ön-ki hadisi, Ebu'l-Ferec mevzu hadisler arasına yazmıştır.

Ebu'l-Fcrec demiştir ki, «Zahidlik taslıyanlann hepsi, böy­le batıl hadislere yapışarak malin dinde ilerlemeye engel oldu­ğunu görerek, «Abdurrahman b. Avf'ın malından dolayı cen­nete sürünerek girmesi; malın yerilmesi hakkında kafidir» de­mişlerdir. Bu hadis sahih değildir. Çünkü cennetlik olduğu müj delenmiş olan Abdurrahman b. Avf'ın malının dinde ilerleme­sine mani olması mümkün değildir. Zira malı toplamak mü-bahdır. Yerilmiş olan mal, meşru olmayan cihetten kazanılan mal ve vacip olan hakkı verilmeyen, maldır. Abdurrahman b Avf ise bu iki halden de uzaktır. Talhâ üç yüz yük miras ola­rak altın bırakmıştır. Zübeyr ve diğer sahabeler de- hayli mal miras olarak bırakmışlardır. Bunlar malın fena olduğunu bilse­lerdi elbette hepsini ellerinden çıkarırlardı. Bir çok kissacı va­izler de bunun gibi hadislere sarılarak insanları fakirliğe teş­vik ediyorlar ve zenginliği yeriyorlar. Allah hakiki alimlerden razı olsun sahih hadisi tanıyorlar ve usul ve kaidelerini biliyor­lar.» Ebu'l-Ferec'in sözü burada sona erdi.

Ben derim ki, Ebu'l Ferce bu hadisi reddetmede aşın gİ-dip, Resulullah (s.a.v.) üzerinden uydurulmuş olan hadîsler ara­sına sokmasında haddi aşmıştır. Ebu'I-Ferec, islam dinini ka­bulde önde gelenlerden olan ve cennetle müjdelenmiş olan Ab-durrahman b. Avf'ın cennete önce girmekten medenümesmİ ve cennete emekleyerek girmesini büyük görmüş ve bu duru­mun Allah'ın onun için hazırlamış olduğu makamına zıd dü­şeceğini sanmıştır. Bu, onun bir kuruntusudur. Yukarıda ge­çen bu iki hadis-i şerif hakkında taan etmeye yol bulduğunu kabul etsek bile Ebu Hüreyre (r.a.)'den rivayet edilen şu ha­dis-i şerif hakkında ne denecektir. Ebu HÜreyre (r.a.) demiştir kî, «Resulullah (s.a.v.), «Müslümanların fakirleri zenginlerin­den yarım gün, yani beş yüz sene önce cennete gireceklerdir» Tirmizi bu hadis-i şerif hasendir, sahihdİr demiştir.

Müslim'in İbn-i Ömer'den rivayet ettiğine göre, İbn-i Ömer şöyle demiştir «Resulullah (s.a.v.), «Kıyamet gününde muhacirlerin fakirleri, zenginlerinden kırk yıl önce cennete gi­receklerdir»

İmam Ahmed'İn Müsned'inde rivayet edildiğine göre, Re­sulullah (s.a.v.), «tik cennete gireceklerin kim olduklarını bili­yor musunuz?» buyurmuş. Ashab-ı kiram, «Allah ve Resulü daha iyi bilir» demişler. Resulullah (s.a.v.), «kendilerini sıkın­tılar sarmış olaa muhacirlerin fakirleridir ki yerine getireme­diği İhtiyaç içinde Ölürler» buyurmuştur.

Tirmizi'nin rivayet ettiğine göre Cabir demiştir ki, «Resu­lullah (s.a.v.) «ümmetimin fakirleri cennete zenginlerden kırk yıl önce gireceklerdir» buyurmuştur. Bu hadis-i şerif ve h^sun benzeri hadisler sahabenin fakirlerinin cennete zenginlerinden Önce girecekleri hakkında açıktır ve sahihdir. Fakirlerin Önce girmeleri de kendi aralarında farklıdır. Onlardan bir kısmı cen­nete zenginlerden beş yüz yıl önce gireceklerdir. Onlardan bir kısmı da cennete zenginlerden kırk yıl Önce gireceklerdir. Cen­nete girmede gecikenlerin cennetteki makamlarının yüksek ol­masına zarar vermez. Zenginler hesap vermek için fakirlerden sonra cennete girseler de makamları onların makamlarından yüksek olabilirler. Şüphe yok ki, adaletli imam, hesap için bek­letilir. Müslümanların İşini üzerine almıyanlar on'dan önce cennete girerler. Onlardan sonra cennete giren adaletli imamın, makamı fakirlerin makamından daha yüksek olur. Hatta Sc-hih-i Müslim'de açıklandığına göre, makam bakımından insan­ların Allah'a en yakın olanı adaletli imamdır. Nitekim MÜs lim'in Abdullah b. Amr'dan rivayet ettiğine göre, Abdullah b. Amr demiştir ki, «Resulullah (s.a.v.), «Şüphesiz ki, adaletle iş görenler, Allah katında nurdan minberler üzerinde Rahman (Azze ve Celle)'nin sağında olacaklardır. Onun her iki eli sağ­dır. Bunlar, hükümlerinde ve aileleri ile mütevellisi oldukları kimseler hakkında adalet gösterenlerdir.» buyurdular.»

Tirmizi'nin Ebu Said el-Hudri (r.a.)'den rivayet ettiğine göre, Ebu Saİd demiştir ki, «Resulullah (s.a.v.), «Kıyamet gü­nünde Allah yanında İnsanların en sevimlisi ve makam bakı­mından Allah'a en yakın olanı adaletli hükümdardır. Kıyamet gününde Allah yanında insanların, en buğuzlusu ve azap bakı­mından en şiddetli olanı İse zalim olan hükümdardır» buyur­muştur. Adaletli hükümdar İle şükreden zengin hesaba çeki­lecekleri için cennete girmeleri gecikir. Fakat cennete girdik­ten sonra bunların makamları önce cennete girmiş olan fakir­lerin makamlarından daha yüksek de olabilir. Abdurrahman b. Avf'ın malinin çokluğundan,dolayı.hesab vermesi için hap­sedilmesi, sonra Resulullah (s.a.v.)'a ve arkadaşlarına katılması, onun mertebesinin noksanlığını gerektirmediği gibi, îslam dinini kabulde önde gelenlerden olmasına ve cennet İle müjdelenmiş-lerden olmasına mani olmaz. Abdurrahman b. Avf'ın sürüne­rek cennete gireceğine dair olan hadis-i şerif, tmam Ahmed'İn dediği gibi yalandır, münkerdir. Nesei'nin dediğine göre, o ha-dis mevzudur. Çünkü Abdurrahman b. Avf'ın makamları, cihadi, Allah yolunda büyük harcamaları, sadakaları sırat köp­rüsünü şimşek gibi geçenlerle beraber olmasını veya göz açıp yumuncaya kadar geçenlerle beraber olmasını veyahut süvari olarak geçenlerle beraber olmasını gerektirip, onun sürünerek geçmesine mani olur. [4]




Eserin yazarı: İbn Kayyım El-Cevziyye Eser: Sabredenler ve şükredenler

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Sabredenler ve şükredenler

MollaCami.Com