Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler

KUR'AN-I KERİMİN EZBERLENMESİ



Kur'an-ı Azimüşşan, Resulü Ekrem zamanında kâmilen yazıldığı gibi yine o devirde kâmilen ezberlenmişti. Bir çok rivayetler bize gösteriyor ki, vahiy nâzil oldukça Peygamberimiz onu huzurunda bulunanlara okur, ashabın çoğu bu âyetleri ezberlerdi. Sonra başkalarına da ezberletirlerdi.
Hazretî Ömer'in İslâmı hâdisesinde olduğu gibi, Kur'an'ı okumak ve Kur'an'ı dinlemek, ashabın en büyük emeli idi. İlâhî kaynaktan, feyezan eden Kur'an'ın âyetlerini, en kıymetli bir define saklar gibi, hiç bir elin uzanamıyacağı en emin bir yerde, kalblerin içinde muhafaza ederlerdi. Kur'an'ın vahyolunan her âyeti müslümanlara yepyeni bir hayat verirdi. Onun her âyetini öğrenebilmek için can atarlardı. Resulü Ekrem Kur'an öğrenmeye teşvik etmişti: "Sizin en hayırlınız Kur'an'ı öğrenen ve öğretendir" buyurmuştur. Bunu duyan Ashabı Güzin, vahyolunanları, derhal öğrenirlerdi. Ashab için dünyada en mukaddes şey Kur'an'dı. Bu uğurda her fedakârlığı göze almışlar, her şeye göğüs germişlerdir. Kur'an'ın hidayet ve feyzinden bol bol istifade uğrunda yerlerini, yurtlarını terketmişler, mal,, can gibi indlerinde aziz tutulan her şeyden vazgeçmişlerdir. Kur'an'ın ruhu, onlara ruh vermiş, nuru rehber olmuştur.
Hazreti Ömer, Medine'nin kenarında bir yerde otururken gün aşırı Mescide gelirdi. O gelmediği gün ise komşusu Emsari'yi gönderirdi. Döndüklerinde o gün nâzil olan vahyi, diğer vukubulan hâdiseleri biribirlerine naklederlerdi. Bazı ashab bir gölge gibi Peygamberin peşinden âyrılmayıp ondan her şeyi beller ve nâzil olan vahyi ezberlerdi.

Resulü Ekrem buyurmuştu ki: "İnsanlar içinde gıpta edilecek iki kişi vardır. Biri Cenabı Hak tarafından Kur'an'a nâil olan, Kur'an'ı gece gündüz okuyup ona göre hareket eden; diğeri de servet sahibi olup ta servetini gece gündüz Allah yolunda infak edip harcayandır." İşte ashab da Kur'an'ı ezberlemeyi, öğrenmeyi
en büyük şeref bilirlerdi. Müslümanlığı yeni kabul eden kabilelere gönderilen mürşidler, Kur'an öğretmek, İslâmı talim etmek maksadiyle giderlerdi.
Ashab arasında Kur'an'ı ezbere bilenlere

"Kurrâ" namı verilirdi, İbni Ha'cer (H.852/M.1448) Buharî şerhinde bu kelimeyi izah ederken der ki: "Kurra'': Kur'an'ı ezberlemek ve onu başkalarına öğretmekle maruf kimselerdir." Bunlardan yetmiş tanesi (Bi'ri Maunede) haince bir surette şehit edilmişti. Ahdi Saadette vukubulan bir vak'ada yetmiş kurranın böyle şehit düşmesi, bunların sayısının ne kadar çok olduğunu gösterir.

Buhari (H.256/M.869) şu hadisi rivayet ediyor: "Kur'an'ı dört kişiden öğreniniz: Abdullah İbni Mesud, Sâlim, Muaz ve Übey Bini Kâab'dan." Abdullah İbni Mes'ud Kur'an'ın yetmiş sûresini bizzat Hazreti Peygamberden öğrenmiştir. Ashab arasında Kur'an'ı ezbere bilenler yalnız bu dört değildir. Ebubekir, Ömer, Osman, Ali yâni Hulefayi Raşidînin dördü de, Talha, Abdullah İbni Ömer, Abdullah İbni Abbas, vesaire de hep ezbere bilenlerdendir.

Kadınlar arasında Hazreti Aişe, Hafsa, Ümmü Seleme de bu zümredendirler. Hazreti Peygamber kadınlara Kur'an öğretmek için ayrıca muallim tayin etmişti.



(30) M.F. Vecdi, Dairatül-Maarif, c. VII, s. 666, Kahire


Eserin yazarı: Osman Keskinoğlu Eser: Kuranı Kerim Bilgileri

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Kuranı Kerim Bilgileri

MollaCami.Com