Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler
KUNUT DUALARI
İşte bazı rivayetler Osman'ın Mushafında böyle ziyade bulmaya çalışırken, diğer bir rivayet de onda Kunut Dualarının olmamasını bir noksan saymaya uğraşır. Mushafı olan ashabdan birisi de Übey Bini Kâab'dır. O da Mushafına Kunut Dualarını yazmıştı. Halbuki bunlar Osman'ın Mushafında yoktur. Dualar şunlardır:
"Allahümme inna nestainüke ve Nestağfirüke ve Nestehdîke ve nü'minü bike ve Netubü ileyke ve Netevekkelü Aleyke ve Nüsnî Aleykel-Hayre Küllehu Neşkürüke Velâ Nekfürüke ve Nahleu ve Netrükü Men Yefcürük.''
"Allahümme İyyake na'büdü veleke Nusalli ve Nescüdü ve İleyke Nes'a ve Nahfidü Nercu Rahmeteke ve Nahşa Azâbeke İnne Azabeke Bilküffari Mülhik."
Hanefiyenin Kunut Duası böyledir. Şafiilerin ibâreleri daha başkadır. İşte Übey Bini Kâab bunları Mushafının sonuna yazmış. Böylelikle onun Mushafında 115 sûre varmış. Fakat bu rivayet o kadar zayıftır ki, üzerinde durmaya bile değmez. Tenkid bile taşımaz. Bunlar (Sübhâneke, Et-Tahiyyat, Allahümme Salli Alâ) lar gibi dualardır.
Übey istinsah heyetinde idi, Kunutları dua kabilinden yazdığı şüphesizdir. Eğer Kur'an'dan olduğunu iddia etse heyette bunun münakaşası yapılırdı. Halbuki böyle bir şey yoktur.
Kunut duaları Hanefiyyece Vitir namazında okunur, Şafiiler sabah namazında da okurlar. Bunlar Hadisle sabittir. Kur'an'dan olduğunu hiç bir mezheb iddia etmemiştir. Übey Mushafına yazmışsa dua diye yazmıştır. İstinsah heyetinde bulunduktan sonra bu hareketini tashih etmiştir. Eskiden görenler, rücuundan haberi olmayarak öyle rivayet etmiş olabilirler. Bu da bir ihtimaldir.
Bu gibi garip rivayetler nasıl çıkıyor, insan hayret ediyor. Meselâ Hazreti Ömer, Kunut okunurken Besmele çekmiş. Hemen diyorlar ki: "Besmele çekmesinin hikmeti ve sebebi bunun Kur'an'dan oluşundandır."
Bu doğru bir iddia olamaz. Başka şeye Besmele çekilmez mi? Bunu Hazreti Ali'ye de nisbet ediyorlar. Halbuki böyle bir şey yoktur. Bu gibi zayıf rivayetler İslâmın parlak satırları arasına karıştırılmıştır. Bunlar yanlış şeylerdir.
Kadı Ebubekir Bakıllânî(H. 403/M. 1012), "İ'cazı Kur'an" da bu meseleye temas ederek: "Peygamberin hutbeleri, nâmeleri, mensur kelâmı ile Kur'an'ın nazmı arasında farklar görürüz. Fakat Resulûllah, Arab'ın en fasihi olduğundan onun kelâmında da i'caz vardır" dedikten ve İbni Mes'ud'un muavvazateyn, Übey Bini Kâab'ın Kunut Duaları hakkındaki rivayetlerini naklettikten sonra diyor ki: "Bu hususta rivayet olunanlar haberi vahittir, bu gibi yerlerde haberi vahit delil olamaz. İbni Mes'ud herkes ezbere bildiğinden yazmıyordu. Übey de onları Mushafının arkasına yazmış. Görenler Mushafına yazmış diyorlar. Cahiller işi karıştırıyorlar."
İleride tahrif meselesi bahis mevzuu olurken daha' etraflı görüşmek üzere burada bu bahsi Rafiî'nin şu sözleriyle bitirmek istiyorum. Rafiî bu ihtilâfları saydıktan sonra diyor ki: "Bunları yazdık, hepsini getirdik. Tâ ki ne kadar az olduklarını bilsinler ve sonra birbirini tutmaz, biribirine uymaz rivayetler arasındaki ihtilafı da görsünler. Eğer böyle bir şey olsaydı Kur'an cemi' ve istinsah olunurken kibar ashab susmazlar, ihtilafları şöhret bulurdu. Halbuki, böyle bir şey yoktur. İş olmuş bitmiş, itiraz sesi duyulmamış. Bu garip rivayetlerin nasıl hâsıl ve ne yolda bize vâsıl olduğunu Allah bilir. İbni Mes'ud'un, Übey Bini Kâab'ın ve filanın hata etmeleri istib'ad olunmaz. Zanda hatâ edebilirler. Onlara, Aişe'ye ve Ömer'e, bu dine hile için iftira edip onların ağzından yalan uydurulması uzak görülmemeli. Bunlar da o kabilden olabilir. Biz Kur'an'dan bir şey gitti, veya Kur'an'dan olan bir şey kaldı denilmesini bütün varlığımızla menederiz. Bu hususta istedikleri kadar tevil yapsınlar, hatta rivayeti Cibril ve Mikâil'e isnad etseler bile."(33)
__________
(33) M.S.Rafıî: İ'cazül-Kur'an, Kahire.
Eserin yazarı: Osman Keskinoğlu Eser: Kuranı Kerim Bilgileri