Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler

20.Ölünün Kendisini Yıkayanı, Teçhiz Edeni Tanıması

îmam Ahmed ve Taberani Evsaf da-ibn-i Ebi Dünya, Mervizi ve ibn-i Mende, Ebi Said el-Hudri (Radıyallahû anh) 'dan rivayet ettik-lerine göre;

Peygamber (Sallallâhû Aleyhi ve Selîem) : «Ölen adam kendisini yıkayanı, taşıyanı, tekfin edeni ve kabirde uzatanı tanır» buyurdu.

Ebu'l-Hasan bin Berra «Ravda» kitabında zayıf bir senedle ibn-i Abbas'tan rivayet ettiğine göre;

Peygamber (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) :

«Her ölen gasilıni (yıkıyamnı) tanır. Eğer cennetle müjdelense, taşıyanlara yalvarır, beni acele götürün, der. Eğer cehennemle müj­delense acele etmemelerini rica eder.»

İbn-i Ebi Dünya, Mücahid'den şunu rivayet etmiştir: «Kişi ölünce bir melek, ruhunu alır, onu kabre koyuncaya kadar O her şeyini; yıkayanını, taşıyanını görür.»

îbn-i Ebi Şeybe, Abdurrahman bin Ebi Leylâ'dan şöyle rivayet etmiştir:

-İnsan ölünce onun ruhu meleğin elinde kahr, kabre vann 8 melek ruhu oraya iade eder.»

Ebü Nuaym, Amr bin Dinar'dan rivayet ettiğin göre şöyle de­miştir :

«Her ölünün ruhu meleğin elinde kalır. Yıkanan cesedine nasıl yıkanıyor, nasıl kefenleniyor, Kabre doğru nasıl götürülüyor, diye hepsini müşahede ediyor.

Tahta da yıkanınca ona;

«İnsanların sana yaptıkları senayı dinle!» denilir.

İbn-i Ebi Dünya, Amr bin Dinar (Radıyallahû ettiğine göre:

t)'dan rivayet

«Her ölen kendisinden sonra ailesinde olacağı her şeyi bilir. On­lar onu yıkarken, kefenlerken o hep onlara bakıyoij»

Ibn-.Ebi Dünya, Bekir bin Abdullah el-Müzniden rivayet etti­ğine göre şöyle demiştir:

«Her Ölenin ruhu meleğin elinde kalır. Onu yıkarlarken, tekfin ederlerken ve onların her yaptıklarını görür. Eğer konuşmaya muk­tedir olsaydı, onların yüksek sesle ağlamalarını m en e derdi.

Süfyan'dan rivayet edildiğine göre;

Ölü her şeyi tanır. Hatta gasiline (yıkayıcısına) yıkama sıra-smda hafifçe ufalamasını arzu ederek yalvarır. Melek tarafından, ona.- «İnsanların sana yaptıkları senayı işit» denilir.

Huzeyfe (Radıyallahû anh) 'dan şu rivayet edilmiştir:

«Ruh meleğin elinde kalır, cesed yıkanır. Melek onunla bera­ber kabre kadar gider. Üstü toprakla kapatılınca, ruhu cesede bıra­kır, işte insan o zaman kabir sualine muhatap olur.»

.Beyhaki, Huzeyfe'den şöyle rivayet etmiştir:

«Ruh meleğin elinde kalır. Gasil cesedi sağa sola çevirir. Kabre götürülünce, melek onun ruhu ile beraber cesedi taşıyanları takip eder. Kabre konulunca, cesede ruhunu iade eder.»

îbn-i Ebi Dünya, Abdurrahman bin Ebi Leyla'dan şöyle rivayet etmiştir:

«Ruh meleğin elinde olur. Melek cenazeyi takip eder. Ve ona «dinle insanlar senin için ne derler?» diye söyler. Kabre varılınca cesedle beraber ruhu kabre defneder.»

îbn-i Ebi Necih'den şöyle rivayet edilmiştir:

«Her ölünün ruhu meleğin elinde kalır, boyuna cesedine bakar. Nasıl yıkanır, nasıl tekfin edilir, nasıl kabre götürülür diye hepsini seyreder. Kabre konulunca ruhu ona iade edilerek kabrinde oturur.

Müslim ve Buhari, Enes (Radıyallahû anh)'dan şöyle rivayet etmişler:

Peygamber (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) Bedir ölülerinin yanı başlarında durdu. Onlara seslenerek:

«Ey filanın oğlu filan. Rabbinizin size vaad ettiğini hak olarak buldunuz mu? Çünkü ben Rabbimin bana vaad ettiğini hak olarak buldum.» .

Ömer (Radıyallahû anh) : .

— Yâ Resûlullah, nasıl ruhsuz cesedlerle konuşuyorsunuz, de­yince ResûluIIah (Saîlallâhû Aleyhi ve Sellem) :

— Siz onlardan daha fazla işitici değilsiniz. Yalnız onlar bana cevap veremezler» dedi.

Ebû Şeyh mürsel olarak Abid bin Merzûk (Radıyallahû anh) 'dân rivayet ettiğine göre şöyle demiştir:

Medine'de, Camiye bakan bir kadın vardı; öldü. Peygamber (Sal-lallâhû Aleyhi ve Sellem) 'm haberi olmadı. Kabri yanından geçerken «bu kabir nedir (kimindir)? diye sordu.

Ona «Ümmü Mihcen'in kabridir» dediler.

Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) ;

— Camiye bakan kadın mı? dedi.

— Evet, dediler.

Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) hemen milleti safr 1 aş tirdi, cenaze namazını kıldı. Sonra ölen kadına seslenerek: «Han­gi ameli daha hayırlı buldun?» deyince, sahabeler: «O işitir mi yâ Resûlullah?» dediler.

Peygamber (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) :

Siz ondan daha fazla işitir değilsiniz. Denildiğine göre o kadın, Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem)e: «Camiye bakmak-diye cevap vermiştir.

Buharı ve Müslim, Ebu Said el-Hudri (Radıyallahû anhj'dan ri­vayet ettiklerine göre, Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) şöy­le buyurdu:

«Cenaze tabuta bırakılıp, kabre doğru taşmmca, salih ise «beni götürün» salih değilse, «yazık bana! Beni, nereye götürüyorsunuz» der. insandan maada her şey onun sesini işitir. Şayet insanlar onun sesini işitseydiler, ölürlerdi.

Buhâri ve Müslim; Ebû Hüreyre (Radıyallahû anh) 'den rivayet ettiklerine göre;

Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

—- «Cenazeyi acele götürün. Salih ise onu hayra götürüyorsu­nuz. Salih değilse o boynunuzdan atılacak bir serdir.»

Ibn-i Ebi Dünya Ebû Said el-Hudri (Radıyallahû anh) 'dan yet ettiğine göre O:

nva-

(Bir ölü için) acele kabrine götürün. Kabir zaruri bir yerdir Acele edin, kendisine hazırlanan hayrı ve şerri görecek,» diye em­retmiş.

Bekr'ül-Müzeni'den şöyle rivayet edilmiştir:

«Ölü kabristana acele götürülmesiyle sevinir» diye bana bşdi-rildi.»

Eyyüb'dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir:

«Ehli tarafından meyyitin kabre acele götürülmesi oiijra içil keramet ve ikramdır.»

îbn-i Ebi Dünya Kabirler bahsinde Ömer bin Hattab tRadıyalla-hû anh) 'dan rivayet ettiğine göre Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

«Her ölünün cesedi tabuta bırakılıp, kabre doğru üç adım yürür­lerken ins ve cinden başka her şeyin işiteceği bir şekilde konuşur ve şöyle der:

«Ey kardeşlerim! Ey cesedimi taşıyanlar! Dünya beni aldattığı gibi sizi aldatmasın. Zaman benimle oynadığı gibi sizinle oynama­sın. Geride bıraktığımı vârislere bıraktım. Kahhar olan Cenab-ı Hakk, kıyamette beni hesaba çekecektir. Sız ise beni kabre götürüyorsunuz. Oraya bırakıp vedalaşıyorsunuz.»

îmam Ahmed, «Zühd»de Ümmü Derda (Radıyallahû anh),'dan rivayet ettiğine göre şöyle demiştir:

«Ölü tabuta bırakıldığı an, şöyle bağırır;

Ey ehlim! Ey komşularım! Ey beni taşıyanlar! Dünya beni al­dattığı gibi sizi aldatmasın. Benimle oynadığı gibi sizinle oynama­sın. Çünkü ehil ve akrabalarım hiç bir günahımı üstlenmediler.»

îbn-i Neccâr'ın tarihinde Muhammed bin Neccâr'dan şöyle ri­vayet edilmiş :

«Muhammed bin Neccâr Mervizi'nin arkadaşlarından idi. Hallal faziletinden dolayı onu Öne sürüyordu.»

O dedi ki:

«Ben bir ölüyü yıkarken aniden gözlerini açıp elimi tuttu. Yâ Ebâ Muhammed, bu savaş için iyi hazırlık yap,» dedi.

Allah daha iyi bilir. [1]





--------------------------------------------------------------------------------

[1] İmam Celaleddin Es-Suyuti, Kabir Alemi, Kahraman Yayınları: 171-176.


Eserin yazarı: Celaleddin Es-Suyuti Eser: KABİR ALEMİ

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

KABİR ALEMİ

MollaCami.Com