Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler

11.Allah'a Hüsnü Zan Etmek Ve Ondan Korkmak

Buhâri ve Müslim'in Câbir (Radıyallahü anh) 'den rivayet ettik­lerine göre, Câbir şöyle demiştir:

«Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) ın. vefatından üç Önce işittim ki diyor

«Hiç biriniz Allah'a hüsn-ü zan etmeden Ölmesin.»

tbn-i Ebî Dünya da, Hüsn-ü Zan konusunda aynısını rivayet etmiş ve şunu da ilâve etmiştir:

«...Çünkü Allah'a sûi zanl arıyla bir millet helak olmuştur. Alla ı (Celle Celâlühü) da onlar için şöyle demiştir

«İşte Rabbinize yaptığınız bu zannınızdır ki sizi helak etti. Ne­ticede hüsrana girenlerden oldunuz.»[1] (ıs)

îmam Ahmed, Tirmizi ve îbn-i Mace, Enes (Radıyallahü aıtı) den rivayet ettiklerine göre;

Resûlullah CSallallâhû Aleyhi ve Sellem) sekeratta olan bir fen­cin yanma girdi. Sordu i

— Kendini nasıl görüyorsun? Dedi:

— Allah'a Ümidim var ve günahlarımdan korkuyorum.

Bunun üzerine Resûlüllah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu j

— Böyle bir makamda, kulun kalbinde timid ve korku birleşin­ce Allah, ümid ettiğini verir ve korktuğundan onu emin kılar. O bu şekilden başka ölmez

Hakîm-İ Tirmizi, «Nevadir el-UsuUda Hasan'dan rivayet ettiğine göre, şöyle demiştir:

Bana Resûlüllah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) dan şöyle bir ha­dis ulaştı: Rabbiniz:

«Ben kulumun kalbinde iki korku ve iki emniyeti toplamam. Kim (dünyada benden korksa,. Âhirette' onu emniyette bırakırım. Kim dünyada benden (azabımdan) eminse, âhirette onu korkuda bırakı­rım,» buyurdu.

Ebû Nuaym, Şeddâd. bin Evs'in hadisinden bitişik bir senedi ay­nısını rivayet etmiştir.

İbn-i Mübarek, ibn-i Abbas'dan rivayet ettiğine göre şöyle demistir:

Adamda ölüm belirtilerini gördüğün zaman, onu müjdeleyin ta ki Allah'a hüsnü zan ederken Rabbine kavuşsun Adam sağlam ise onu korkutun...

Ibn-i Asakir, Enes (Radiyalîahû anhVden rivayet ettiğine göre, Resûlüllah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) :

«Allah'a hüsn-ü zan etmeden hiçbiriniz ölmesin. Çünkü Allah'a hüsnü zann cennetin fiyatıdır.»

îbn-i Ebi Dünya, İbrahim en-Nahas'dan rivayet ettiğine göre, Şöy­le demiştir:

«Eskiler, ölüm anında kul, Rabbine hüsn-ü zan etsin diye, güzel amellerini ona telkin etmeyi mustahap sayıyordular.»

îbn-i Ebi Şeybe, Musannef de îbn-i Mes'ud'dan rivayet ettiğine göre, şöyle demiştir:

«Ondan başka ilâh olmayan Allah'a yemin ederim ki Allah'a hüsnü zan eden herkes, hüsnü zannıyla muamele görür.

îmam Ahmed, Vâile (Radıyallahû anha) 'den rivayet ettiğine göre şöyle demiştir:

Resûlullah iSallaîlâhû Aleyhi ve SellemVdari şunu işittim: «Allah, diyor. 'Ben abdimin zannı yanındayım (Ona Öyle mua­mele ederim), istediği gibi beni zannetsin'»

Imam-ı Ahmed, Ebû Hüreyre (Radıyallahû anh)'den rivayet et­tiğine göre;

Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle dedi:

Allah buyurdu kij 'Kulumun zannı gibiyim. İstediği gibi beni zannetsin. İyi zannetse kendisi içindir. Kötü zannetse yine kendisi içindir

Muâz bin Cebel (Radıyallahû anh) 'den rivayet edildiğinfe göre; Resûlullah (Sallaîlâhû Aleyhi ve Sellem) :

— «İsterseniz kıyamet gününde ilk evvel Allanın müminlere ve müminlerin Allah'a dediklerini size haber vereyim,» buyurdu.

Biz

— Evet yâ ResûluHah istiyoruz, dedik. Resûlullah buyurdu:

— Allah, inüminlere, «bana kavuşmayı istemliydiniz,» buyuruj yor. Onlar da:

«Evet ey Rabbimiz» diyorlar. Sonra Allah soruyor

«Neden?»

OnlarSenin af ve mağfiretini umuyorduk» diyorlar. Bunun üzferine Allah:

«Öyle ise mağfiretim size vacip oldu» buyuruyor

îbn-i Mübarek, Ukbe bin Müslim (Radiyallahû anh) 'den rivayet ettiğine göre, şöyle demiştir;

«Kulda Allah'a kavuşma isteğinden daha sevimli hiç bir haslet yoktur.»

îbn-i Ebi Dünya ve Beyhaki, 'Şüab-x İman'da ve îbn-i Asakİr, Ebu Unıame'nin arkadaşı Ebu Galip'ten rivayet ettiklerine göre şöy­le demiştir:

«Samda İdim. İnsanların en iyilerinden Kays'lı bir adamın yanı­na gittim. Ona muhalif bir kardeşi oğlu vardı. O, ona emreder» sa-kındırır, döver, fakat yine de ona itaat etmezdi. Bu genç hastalandı. Amcasına haber gönderdi. Amcası gelmeyeceğini belirtti. Bunun üze­rine ben amcasını yanına götürüp içeri soktum. Başladı ona sövme­ye. Ve:

«Ey Allah'ın düşmanı sen değil miydin böyle böyle yapan.» dedi. Genç de şöyle demeye başladı:

— Ey amca, eğer âhirette, Allah işimi anama bıraksa bana ne yapar?

Amcası:

. — Vallahi seni Cennete sokar, dedi.

Genç:

— Vallahi Allah bana anamdan daha fazla şefkatlidir, dödi. Ve ruhu ka.bzedüdi. Amcası onu defnetti. Taşları düzeltirken oir taş düştü... Bunun üzerine kalkıp bekledi.

Dedim .

— Ne yapıyorsun

Dedi

— Kabri nur ile doldu ve göz alamayacak kadar genişledi...

İbn-i Ebi Dünya, ve Beyhaki, .Şuab-i İman'da Humeyd'den rivı yet ettiklerine göre, şöyle demiştir:

«Kötü bilinen bir kızkardeşimin oğlu vardı. Hastalandı, anasına gönderdim. Sonra anasını ziyarete gittim. Baktım baş ucunda ağlı­yor. Oğul:

«Yâ dayı neden anam ağlıyor,» dedi. Ben

«Seni böyle gördüğü için,» dedim. O

«Bana acımıyor mu?» dedi. Ben:

«Evet acıyor.» dedim. O:

İşte, Allah ondan daha fazla bana rahmet eder.» Sonra vefat ettiğinde onu başkasıyla beraber kabre indirdim. Taşları düzeltmeye başladım. Kabrinin içine aktım, göz alamayacak kadar genişti.[2]

Arkadaşıma «gördüğümü gördün mü» dedim. O, «Evet, sana müjde» dedi.

Humeyd, şöyle demiş: Zannediyorum ki onun bu durumu, seke-ratta, söylediği bir iki kelimeden dolayıdır. [3]





--------------------------------------------------------------------------------

[1] Fussilet, 23

[2] Buradaki genişlik âlem-1 misâl ve mana ile ilgili genişlik olduğundan o zât kalp gözüyle o genişliği görmüştür. Mütercim.

[3] İmam Celaleddin Es-Suyuti, Kabir Alemi, Kahraman Yayınları: 54-58.


Eserin yazarı: Celaleddin Es-Suyuti Eser: KABİR ALEMİ

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

KABİR ALEMİ

MollaCami.Com