Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler
SEVGİ VE İSTİKAMET ŞARTTIR
Allahtan gelen nurları alabilmek için, Allah’ı Resülüllah’ı ve Rasülüllah’ın varisi olan velileri sevmek şarttır.Bir kimsenin bu üçünden birini sevmemesi nurdan mahrum olmasına sebeptir.Çünkü Allah nurun sahibi, diğerleri de nuru insanlara getiren oluklardır.
Sevgi hakkında Sünen-i Ebi Davud’da zikredilen bir hadis-i şerif şöyledir.:
Hazreti Ömer r.a.rivayet ediyor:
-“Allah rasulu (s.a.v.) buyurdu:Allahın kullarından bir takım insanlar vardı ki ne peygamberdirler ve ne de şehittirler.Lakin Allah katındaki mevkilerinden dolayı onlara hem peygamberler hem de kıyamet günü gıpta edeceklerdir.Dediler ki:
-Ey Allah’ın rasülü kimdir onlar bize bildirir misin ?Buyurdular ki:
- Akrabaları olmadıkları halde ve mali yönden hiçbir çıkarı da bulunmadığı halde birbirlerini sırf Allah için seven kimselerdir.Vallahi onların yüzü nurdur.Şüphesiz onlar nur üzere olacaklardır.Onlar, insanlar korkturkları zaman onlar korkmayacaklardır, üzüldükleri zaman onlar üzülmeyeceklerdir.Sonrada şu ayeti okudu(surei yunus ayet 62): Haberiniz olsun Allahın velileri var ya;onlar için ne korku vardır ne de mahzun olacaklardır.”
Yine sevginin insanı nerelere götürdüğüne dair bir hadis-i şerif:
Bir adam Peygamber Efendimize:
-Kıyamet ne zaman kopacak? Diye sordu
Efendimiz:
-“Soruyorsun ama ona ne hazırladın?” buyurdu.
-“Bir hazırlığım yok; sadece Allah ve resülünü seviyorum” deyince o şöyle buyurdu:
-Elmer’ü mea men ehabbe= Kişi sevdiğiyle beraberdir.”
Bu hadisi şerifin ravisi Enes Rdiyellahü anh buyuruyor ki:
-İslamdan sonra artık Peygamber Sallellahu Aleyhi vesellem’in “O halde sen sevdiklerinle berabersin” sözünden daha çok hiçbir şeye sevinmemek.İşte ben de Peygamber Sallellahü Aleyhi ve selemi, Ebu Bekr’i ve Ömeri seviyorum.Onlar gibi amelim yoksa da onları sevdiğim içininşallah onlarla beraber olurum”.
Görülüyor ki; Allahın veli kullarını sevmek mümini bir yere götürebiliyor.Bir şartla ki,Kuranı Kerimdeki (fettebiuni) emri icabı Peygamberimizin sünnetine tam sarılmakla.
Abdülkadir Dedeoğlu (Osmanlı Yayınevi)
Eserin yazarı: Abdülkadir Dedeoğlu Eser: TASAVVUF BAHÇESİ
TASAVVUF BAHÇESİ
- TASAVVUFA GİRİŞ
- TASAVVUFTA İLK ADIM
- SEVGİ VE İSTİKAMET ŞARTTIR
- ÜVEYSİ İRŞAD
- MÜRŞİDLE TÖVBEYE MECBUR MUYUZ?
- BÜYÜKLERİ ANLAMAK VE KUTBU İRŞAT
- KUTBUL İRŞAD VE TASARRUF
- MÜRŞİDE TESLİMYET KÖLELİK Mİ?
- MÜRŞİD-İ KAMİLİN TABİLERİ
- NAKŞİBENDİ TAİFESİNE MUHABBETİN ÖNEMİ
- ŞEYHİ OLMAYANIN ŞEYHİ ŞEYTANDIR
- TASAVVUFTA RABITA
- TASAVVUFLA İLGİLİ AYETİ CELİLELER
- VELİLİK VE DERECELERİ
- MÜRŞİDİ KAMİLİN VASIFLARI VE SAHTESİ
- ŞEYTAN MÜRİD TOPLAR
- MÜRŞİD-İ KAMİLİN İLİMLERİ
- VESİLE VE MABUD
- TEVESSÜL VE VESİLE (!)
- MÜRŞİD İMANA NASIL KEFİL OLUR?
- ŞEYTANIN TASALLUTUNA MİSALLER
- HER EVLİYA MÜRŞİD Mİ DEMEKTİR?
- NAKŞİBENDİ YOLU ASHAP YOLUDUR (!)
- TARİKİ NAKŞİBENDİNİN BÜYÜKLÜĞÜ
- VEFATTAN SONRA DA TASARRUF DEVAM EDER Mİ?