Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler
Uçaktan düşen şehid olur mu?
Bugün kullanılan bazı arabî kelimeler, fıkıh ilminde başka mânaya, tefsîr ilminde ise daha başka mânaya gelmektedir. Hattâ aynı bir kelime, Kur'an-ı kerimdeki yerine, aldığı edâtlara göre, başka mânalar bildirmektedir. Bu geniş ilimleri bilmiyenlerin, bugünkü arabcaya göre, yaptıkları Kur'an tercümeleri, Kur'an-ı kerimin mânasından bambaşka birşey oluyor. Meselâ, zâlimler kelimesi tefsîr ilminde, kâfirler demektir. Fıkıh ilminde, başkasının hakkına saldıran kimselere denir. Tasavvufta ise, ayrı mânası vardır.
Bunun için bir ilme âit bir kitabı okuyup anlıyabilmek için, önce kelimelerin bu ilimdeki husûsî mânalarını bilmek lâzımdır. Yarım yamalak arapça ile, Kur'an-ı kerimden ve hadis-i şeriflerlerden hüküm çıkartmaya kalkışmak, para kazanmak için tercüme ve tefsîr yapmak zararlı olmaktadır. Ayrıca Kur’an-ı kerim ve hadis-i şerifler çok veciz olduğu, yani az sözle çok şey anlatıldığı için anladığını zannedenler yanlış anlamaktadırlar.
“Bir lisede öğretmen idim. Derste, bir öğrencim, Hocam, harpte ölen Müslüman şehîd olur mu? dedi. Evet olur dedim. Peygamber bunu haber verdi mi? dedi. Evet, dedim. Denizde boğulursa da, şehîd olur mu? dedi. Evet olur. Hem de sevâbı dahâ çok olur, dedim. Uçaktan düşerse de, şehîd olur mu? dedi. Evet olur dedim. Peygamberimiz bunları da haber verdi mi? dedi. Evet, haber verdi dedim.
Bir kahraman edâsı ile ve gülerek, Hocam! O zaman uçak var mı idi? dedi. Yavrum, dedim. Peygamberimizin 99 ismi var. Her bir ismi, bir güzel sıfatını bildirmekdedir. Bir ismi, “Câmi’ul-kelim” dir. Çok şeyleri, bir kelime ile bildirirdi. İşte Peygamberimiz, “Yüksekden düşen şehîd olur” buyurdu. Uçakta yüksekte olduğuna göre düşen şehid olur.
Bunun gibi, Kur’ân-ı kerîmde ve hadîs-i şerîflerde, çok kelimeler ve hükümler, yanî emirler ve yasaklar vardır ki, herbiri, muhtelif ma’nâları bildirmekdedir. Bu ma’nâları bulmağa ve aralarından lâzım olanı seçmeğe “İctihâd” etmek denir. İctihâdı yasak edilmedi. Hicretten dört asır sonra, mutlak müctehid (derin âlim) hiç yetişmediği için, ictihâd yapılmamış, ictihâd kapısı kendiliğinden kapanmışdır. Kıyâmete yakın, Îsâ aleyhisselâm gökden inecek ve Mehdî çıkacak, ictihâd yapacaklardır.” (Hatıra, İngiliz Casusunun İtirafları kitabından alınmıştır)
Eserin yazarı: Mehmet ORUÇ Eser: MEZHEPLER DOSYASI
MEZHEPLER DOSYASI
- İSLAMİYET NAKİL DİNİDİR
- KURAN-I KERİMİ HERKES ANLAYABİLİR Mİ?
- ALİMLERİN DİNDEKİ YERİ
- İCTİHAD VE MEZHEPLER
- İctihad nedir, müctehid kime denir?
- Mezheblerin kaynağı olan kıyas
- Müctehid olabilmenin kayd ve şarları
- “Akıl erdiremediğiniz hususlarda tabi olunuz!”
- İctihad kapısını zorlayanların maksadı
- “Mazlumun bedduasından sakın!”
- Dört büyük halife dinin direkleridir
- Müctehid olabilmek için bazı şartlar
- Cahillerin dinde söz sahibi olması
- İslâm âlimleri sözbirliği
- İslamiyet her devre hitap eder
- Cebrail aleyhisselam yanlışı düzeltirdi
- Müctehidlerin en büyüğü
- Fıkhın kurucusu imâm-ı a’zam Ebû Hanîfedir
- Vücûd yapısı ve iklim şartları
- Câhil kimse ile müctehid arasındaki fark
- Mezhep imamlarının takip ettikleri yol
- Kötü din adamının özelliği
- Açık bildirilmeyişin sebebi
- Dört mezhebin çıkışı
- Eshâb-ı kirâm hangi mezhebde idi?
- Câhil olan cesûr olur
- İmam-ı Şarani hazretlerinin nasihati
- “Hepiniz Allahü teâlânın ipine sarılınız!”
- Eshab-ı kiramın mezhebi
- Mezhebler rahmettir
- Resulullahın yolu
- Farklılıklar müslümanların rahatı içindir
- “Her asır daha kötü olacaktır
- Her iş ehline verilmeli
- Uçaktan düşen şehid olur mu?
- “İndirdiğimi insanlara açıkla!”
- Söz birliğinden ayrılmamalı
- Birlikten ayrılan Cehenneme düşer
- Beşinci kapı açma teşebbüsü
- DİNDE FIKHIN ÖNEMİ
- Fikih İlmi ve İmam-i a’zam
- MAKALELER