Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler
“Akıl erdiremediğiniz hususlarda tabi olunuz!”
Haş suresinin ikinci ayetinde,”Ey akıl sahipleri! Akıl erdiremediğiniz mes'elelerde, onları bilen ve derinliklerine tâm ermiş olanlara tâbi olunuz” buyurulmaktadır. Burada tabi olunması emredilen kimseler, müctehidlerdir.
İctihâd makamına varmış bulunan bu yüksek kimseler, kendi ictihâdlarına göre hareket etmek mecbûriyetindedir. Başka müctehidlerin ictihâdlarına tâbi olamazlar. Hattâ Peygamberlerin zamanlarında da, sahâbîlerden biri, kendi Peygamberinin ictihâdına uymıyan ictihâdda bulunursa, kendi ictihâdına göre hareket ederdi.
Burada bir suâl sorulabilir. Peygamberler de ictihâd eder mi idi? Evet, onlar da, Allahü teâlânın açıkça bildirmediği emirleri, açık bildirilmiş olan emirlere kıyâs ederek, benzeterek ictihâd ederlerdi. Fakat ictihâdlarda hatâ edip yanılmak ihtimali olduğundan, ictihâdlarında hatâ ederlerse, Allahü teâlâ, derhâl Cebrâîl aleyhisselâmı göndererek, hatâları vahy ile düzeltilirdi. Yâni Peygamberlerin ictihâdları hatâlı kalmazdı.
Meselâ, Bedr gazasında alınan esîrlere yapılacak şey için, Server-i âlem bazı Sahâbe-i kiram ile birlikte bir türlü, Ömer ise, başka türlü ictihâd etmişlerdi. Sonra, âyet-i kerime gelerek, Allahü teâlâ, Hazret-i Ömerin ictihâdının doğru olduğunu bildirdi.
Bunun gibi (Abese) sûresi de, bir ictihâd hatâsını düzeltmek için nâzil olmuştu.Peygamber efendimizin vefâtları sırasında, hokka ve kalem hakkındaki emirlerinin anlaşılmasında Hz. Ömerin ictihâdı, yine böyledir.
Eshâb-ı kirâmdan sonra meşhûr dört imam ve bunların mezheplerine göre ictihâd eden imam-ı Ebû Yûsüf, imam-ı Muhammed, imam-ı Züfer, ibni Nüceym, imam-ı Râfi'î, imam-ı Nevevî, imam-ı Gazâlî ve benzerleri gibi yüksek âlimler yetişti.
Asr-ı saadet uzaklaştıkça, hadis-i şerifleri nakil ve rivayet eden oniki silsilenin, yâni haber verme zincirinin halkaları arttı. Hadis-i şeriflerin hangi silsileden ve hangi kimselerden alınacağı, düşünülecek bir mes'ele oldu ve çok güç ve belki imkânsız oldu.
Bundan dolayı, dördüncü asırda n sonra, ictihâd edebilecek bir âlim yetişemez oldu. Bütün müslümanlar, bu dört imamdan birine tâbi olup, o imamın mezhebine uymaya mecbûr oldu.
Eserin yazarı: Mehmet ORUÇ Eser: MEZHEPLER DOSYASI
MEZHEPLER DOSYASI
- İSLAMİYET NAKİL DİNİDİR
- KURAN-I KERİMİ HERKES ANLAYABİLİR Mİ?
- ALİMLERİN DİNDEKİ YERİ
- İCTİHAD VE MEZHEPLER
- İctihad nedir, müctehid kime denir?
- Mezheblerin kaynağı olan kıyas
- Müctehid olabilmenin kayd ve şarları
- “Akıl erdiremediğiniz hususlarda tabi olunuz!”
- İctihad kapısını zorlayanların maksadı
- “Mazlumun bedduasından sakın!”
- Dört büyük halife dinin direkleridir
- Müctehid olabilmek için bazı şartlar
- Cahillerin dinde söz sahibi olması
- İslâm âlimleri sözbirliği
- İslamiyet her devre hitap eder
- Cebrail aleyhisselam yanlışı düzeltirdi
- Müctehidlerin en büyüğü
- Fıkhın kurucusu imâm-ı a’zam Ebû Hanîfedir
- Vücûd yapısı ve iklim şartları
- Câhil kimse ile müctehid arasındaki fark
- Mezhep imamlarının takip ettikleri yol
- Kötü din adamının özelliği
- Açık bildirilmeyişin sebebi
- Dört mezhebin çıkışı
- Eshâb-ı kirâm hangi mezhebde idi?
- Câhil olan cesûr olur
- İmam-ı Şarani hazretlerinin nasihati
- “Hepiniz Allahü teâlânın ipine sarılınız!”
- Eshab-ı kiramın mezhebi
- Mezhebler rahmettir
- Resulullahın yolu
- Farklılıklar müslümanların rahatı içindir
- “Her asır daha kötü olacaktır
- Her iş ehline verilmeli
- Uçaktan düşen şehid olur mu?
- “İndirdiğimi insanlara açıkla!”
- Söz birliğinden ayrılmamalı
- Birlikten ayrılan Cehenneme düşer
- Beşinci kapı açma teşebbüsü
- DİNDE FIKHIN ÖNEMİ
- Fikih İlmi ve İmam-i a’zam
- MAKALELER