Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler
Mezhebler rahmettir
Bir müctehidin ictihad ederek elde ettiği bilgilerin hepsine, o müctehidin mezhebi denir. Eshab-ı kiramın hepsi derin âlim, birer müctehid idiler. Din bilgilerinde, siyaset, idarecilik ve zamanlarının fen bilgilerinde ve tasavvuf marifetlerinde birer derya idiler. Bu bilgilerinin hepisini, Resulullahın kalblere işliyen, ruhları çeken sözlerini işitmekle, az zamanda edindiler. Herbirinin mezhebi vardı. Mezhebleri az veya çok farlı idi.
Tabiinin ve Tebei tabiinin arasında da müctehidler vardı. Bu müctehilerin ve Eshab-ı kiramın mezheblerinden yalnız dördü kitaplara geçip, dünyanın her yerine yayıldı. Diğerlerinin mezhebleri unutuldu. Bu dört mezhebin imanları Eshab-ı kiramın ortak olan imanıdır. Bunun için dördüne de Ehl-i sünnet denir. İmanları arasında esasta ayrılık yoktur. Birbirlerine din kardeşi bilirler. Birbirlerine severler. Birbirlerine uymıyan işlerinde, zaruret olunca, birbirlerini taklid ederek yaparlar.
Allahü teâlâ, mezheblerin böyle ayrı olmalarını istemiştir. Bu ayrılığın, müslümanlara Allahü teâlânın rahmeti olduğunu, peygamberimiz haber vermiştir. Çünkü, dört mezheb arasındaki ufak tefek başkalıklar, müslümanların işlerini kolaylaştırmaktadır. Her müslüman, vücud yapısına, yaşadığı iklim şartlarına ve iş hayatına göre, kendisine daha kolay gelen mezhebi seçer. İbadetlerini ve her işini, bu mezhebin bildirdiğine göre yapar.
Allahü teâlâ dileseydi, Kur'an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde, herşey açıkça bildirilirdi. Böylece, mezhebler hasıl olmazdı. Kıyamete kadar, dünyanın her yerinde, her müslümanın tek bir nizam olurdu. Müslümanların halleri, yaşamaları güç olurdu.
Kur'an-ı kerimi hadis-i şerifler, hadis-i şerifleri de mezheb imamları açıklamıştır. Kanunlar, Anayasanın gösterdiği istikamette hazırlanmış, mezhebler de, Kur'an-ı kerimin ve hadis-i şeriflerin gösterdiği istikamette teşekkül etmiştir.
“Ben İslâma göre hareket ederim, mezhebe uymam” demek, “Ben devletin emrine uyarım. Fakat, kanunu, polisi, hakimi dinlemem.” demeye benzer. Çünkü İslâma uymak demek, dört hak mezhebden birine uymak demektir. İslâm ayrı, mezheb ayrı değildir.
Eserin yazarı: Mehmet ORUÇ Eser: MEZHEPLER DOSYASI
MEZHEPLER DOSYASI
- İSLAMİYET NAKİL DİNİDİR
- KURAN-I KERİMİ HERKES ANLAYABİLİR Mİ?
- ALİMLERİN DİNDEKİ YERİ
- İCTİHAD VE MEZHEPLER
- İctihad nedir, müctehid kime denir?
- Mezheblerin kaynağı olan kıyas
- Müctehid olabilmenin kayd ve şarları
- “Akıl erdiremediğiniz hususlarda tabi olunuz!”
- İctihad kapısını zorlayanların maksadı
- “Mazlumun bedduasından sakın!”
- Dört büyük halife dinin direkleridir
- Müctehid olabilmek için bazı şartlar
- Cahillerin dinde söz sahibi olması
- İslâm âlimleri sözbirliği
- İslamiyet her devre hitap eder
- Cebrail aleyhisselam yanlışı düzeltirdi
- Müctehidlerin en büyüğü
- Fıkhın kurucusu imâm-ı a’zam Ebû Hanîfedir
- Vücûd yapısı ve iklim şartları
- Câhil kimse ile müctehid arasındaki fark
- Mezhep imamlarının takip ettikleri yol
- Kötü din adamının özelliği
- Açık bildirilmeyişin sebebi
- Dört mezhebin çıkışı
- Eshâb-ı kirâm hangi mezhebde idi?
- Câhil olan cesûr olur
- İmam-ı Şarani hazretlerinin nasihati
- “Hepiniz Allahü teâlânın ipine sarılınız!”
- Eshab-ı kiramın mezhebi
- Mezhebler rahmettir
- Resulullahın yolu
- Farklılıklar müslümanların rahatı içindir
- “Her asır daha kötü olacaktır
- Her iş ehline verilmeli
- Uçaktan düşen şehid olur mu?
- “İndirdiğimi insanlara açıkla!”
- Söz birliğinden ayrılmamalı
- Birlikten ayrılan Cehenneme düşer
- Beşinci kapı açma teşebbüsü
- DİNDE FIKHIN ÖNEMİ
- Fikih İlmi ve İmam-i a’zam
- MAKALELER