Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler

2. İŞ

İkinci iş, murâkabedir. Yâni, nefsi kontrol
etmek, ondan gâfil olmamaktır. Ondan gâfil
olursan, kendi şehvetlerine ve tenbelliğine döner.
Allahü teâlânın, her yaptığımızı, her
düşündüğümüzü bildiğini unutmamalıyız. İnsanlar,
birbirinin dışını görür. Allahü teâlâ ise, hem dışını,
hem içini görür. Bunu bilen bir kimsenin, işleri ve
düşünceleri edebli olur. Buna inanmıyan kâfirdir.
İnanıp, muhâlefet etmek ise, büyük cesarettir.
Allahü teâlâ meâlen buyuruyor ki: (Ey insân! Seni
her ân gördüğümü bilmiyor musun?). Bir Habeş,
Resûlullah efendimizin huzuruna gelip, (Çok günah
işledim. Tevbem kabûl olur mu?) dedikte, (Evet,
olur) buyurdu. O günahları işlerken, O, görüyor mu
idi? dedi; (Evet) buyurunca, Habeş, bir âh! çekti ve
yıkılıp cân verdi. Îman ve hayâ böyle olur.
Peygamberimiz buyurdu ki, (Allahü teâlâyı görür
gibi ibâdet ediniz! Siz, Onu görmüyorsanız da, O
sizi görüyor). Onun gördüğüne inanan, Onun
beğenmediği birşeyi yapabilir mi? Büyüklerden
biri, bir talebesini, başkalarından daha çok severdi.
Ötekiler, bu hâle üzülürdü. Her birine bir kuş verip,
(Bunu, kimsenin görmediği bir yerde kesip
getiriniz) dedi. Hepsi tenhâ bir yerde kesip getirdi.
O talebe ise, kesmeden getirdi. (Niçin sözümü
dinlemedin, canlı getirdin?) buyurdukta, (Kimsenin
görmediği bir yer bulamadım. O, heryeri görüyor)
dedi. Diğerleri, bunun müşâhede makamında
olduğunu anladılar. Mısr mâliye nâzırının zevcesi
olan Zelîha, Yûsüf aleyhisselâmı, kendisine
çağırınca, önce kalkıp büyük olduğunu sandığı, bir
heykelin yüzünü örttü. (Bunu, niçin örttün?)
buyurdukta, ondan utandığım için, dedi. (Sen, bir
taş parçasından utanıyorsun da, ben yerleri ve yedi
kat gökleri yaratan, Rabbimin görmesinden
utanmaz mıyım?) buyurdu. Biri, Cüneyd-i
Bağdâdîden (207-298 [m. 910] Bağdâdda) sorup,
(Sokakta, kadınlara, kızlara bakmaktan kendimi
men edemiyorum. Bu günahtan kurtulmak için ne
yapayım?) dedikte, (Allahü teâlânın seni, senin o
kadını görmenden daha çok gördüğünü düşün!)
buyurdu. Peygamberimiz buyurdu ki: (Allahü teâlâ,
Adn ismindeki Cenneti, şu kimseler için hazırladı
ki, günah işliyecekleri zaman, Onun büyüklüğünü
düşünüp, Ondan hayâ ederek, günahlardan
kaçınırlar).
[Kadınların, saçları, kolları, bacakları açık olarak
sokağa çıkmaları haramdır. Îmanı olan kadınlar,
Allahü teâlânın gördüğünü düşünmeli, yabancı
erkeklere çıplak görünmemelidir]. Abdüllah ibni
Dînâr diyor ki, Ömer ile Mekke-i mükerremeye
gidiyorduk. Bir çoban sürüsünü dağdan
indiriyordu. Halîfe buyurdu ki, bu koyunlardan
birini bana sat! Ben köleyim. Bunlar benim malım
değil, dedi. Efendin ne bilecek, kurt kaptı dersin! O
bilmezse, Allahü teâlâ biliyor ya, deyince, Ömer,
ağladı ve efendisini bulup, bu köleyi satın aldı ve
âzâd etti ve (Bu sözün, seni bu dünyada âzâd ettiği
gibi, o cihânda da âzâd eder) buyurdu.


Eserin yazarı: İmam Gazali Eser: NEFİS MUHÂSEBESİ

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

NEFİS MUHÂSEBESİ

MollaCami.Com