Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler

HAZRETİ ALİ MUSHAFI

Mısır'da Kahire'de Seyyidüna Hüseyn Camiinde, Ali bini Ebitalib'e mensup kendi el yazısiyle Kûfî kadîm hattiyle yazma bir Mushaf vardır. Bu ya bizzat Hazreti Ali tarafından yazılmıştır, veya Küfe'de onun emir ve mürakabesiyle de yazılmış olabilir.
Şi'anın Camiül-Ezher'i mesabesinde olan Meşhed'de, Necefül-Eşraf Medresesinde ve Camiinde de Hazreti Ali'nin yazısiyle Mushaflar bulunmaktadır.

Mısırlı Türk dostu AbdülVehhab Azzam Seyahatnamesinde Meşhed'de hattı Küfi ile yazılı bir Mushaftan bir kısım gördüğünü ve sonunda şu ibare bulunduğunu yazıyor: "Bunu Ali bini Abutalip yazdı."

Yine orada diğer tam bir Mushaf vardır, o da Kûfî hattiyle, sonunda şu ibare yazılı: ''Bunu Hasan bini Ali bini Ebitalip yazdı.''
Şî'a ulemasından Abdullah Zincanî, Tarihi Kur'an'ında Necefül-Eşref'te Hazreti Ali hattiyle Mushaf bulunduğunu söyler.
Hazreti Ali tarafından yazıldığı söylenen bir Kur'an'dan bazı sahifeler Lâhor'da Camii Kebir'de mahfuzdur.

İbni Nedim (377)'de Ebuya'lâ Hamza El-Hasenî nezdinde Hazreti Ali hattiyle bir Mushaf gördüğünü ve bunu Hazreti Hasan'ın evlâdı tevarüs ettiğini söylüyor.

Görüyoruz, muhtelif eski nüshalar, Sahabe devrinden kalma Mushaflar bugün de elde mevcuttur. Ancak burada mühim bir meseleyi sormak hatırımıza geliyor:

Peygamberin huzurunda Vahiy kâtipleri tarafından yazılan o Kur'an sahifeleri acaba ne oldu, nerede kaldılar? Ebubekir zamanında Kur'an cem'olunurken o sahifeleri behemehal heyete getirip gösteriyorlardı. Kur'an bir yere toplanarak tedvin ve tesbit edildikten sonra onları ne yaptılar? Vakıa artık onlara lüzum yok. Fakat bunların eseri ve tarihî emsalsiz bir değeri var. O bakımdan Ashab bunları teberrüken alıkoymadı mı? İlk Vahiy bunlara tesbit edildi. Resulûllahın gözleri gördü, elleri değdi diyerek onları hıfzetmediler mi? Resulûllahın saçını, sakalını teberrüken alan Ashab, bu sahifeleri en kudsî bir eser gibi saklamadılar mı? Sakladılarsa bu sahifeler sonraları ne oldu? Bu hususta hiç bir kayda rastlayamadım. Kime sordumsa bu sorum cevapsız kaldı.

Diğer bir mesele daha var: Hazreti Osman zamanında istinsah edilen nüshalardan bahislere rastlıyoruz, hem bol bol. Fakat Ebubekir zamanında cem'edilip ondan istinsah edilen asıl nüsha ne oldu? Bu hususta şunu biliyoruz: Hazreti Osman istinsah ettikten sonra o nüshayı yine Hazreti Ömer'in kızı Hafsa'ya iade etti. Nüsha Hafsa'da durmaktadır. Taberanî'nin sahih bir senetle Salim'den rivayet ettiğine göre: "Mervan, Hafsa'ya adam göndererek Kur'an'ın istinsah edildiği bu Mushafı ondan istiyordu. Hafsa da vermekten çekiniyordu. Hafsa'yı defnettikten sonra Mervan, İbni Ömer'e (Hafsa'nın kardeşine) adam göndererek "bu Mushafı bana gönder" dedi, o da. Mushafı gönderdi." "Mecmauz-Zevaid, Mısır tab'ı".
Böylelikle bu nüshanın Emevilere geçtiğini anlıyoruz. Hafsa, H. 41 veya 45 senesinde öldüğüne göre Mushaf o tarihte Emevilere intikal etmiştir. Acaba sonra ne oldu, nerede kaldı? Yine bir kayda rastlayamıyoruz.
Abdül-Azim Zürkanî "Menahilül-İrfan" ında (1940 tab'ı) şu tuhaf malû-matı veriyor: "Medine Valisi Mervan, Hafsa'nın cenazesine iştirak etti. Abdullah ibni Ömer'den o Mushafı aldı. Hafsa'dan istemişti, vermemişti. İbni Ebi Davud bunları yaktı diyor. Bir rivayette yıkadı, diğerinde ise yırttı. Şüpheye düşmesinler diye böyle yapmış. Çünkü dağınık sahifeler halinde imiş." "Mecmauz-Zev'aid" in rivayetinde öyle bir şey yok. Bunu nereden ve nasıl çıkarıyorlar bilmem!


Eserin yazarı: Osman Keskinoğlu Eser: Kuranı Kerim Bilgileri

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Kuranı Kerim Bilgileri

MollaCami.Com