Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler

Arif

Allah’ı tanıyan kişiye en zor gelen şey, insanlarla
konuşmak, onlarla birlikte bulunmaktır. İşte bunun
içindir ki, bin arif arasından ancak birisi, insanlar
içinde konuşabilir. Ne var ki bu bir kişi de,
peygamberlerin sahip oldukları güç ve kuvvete
muhtaçtır. Nasıl muhtaç olmasın ki? O, her sınıf
insanla karşılaşmak ve bir arada olmak
durumundadır. O, aklı erenle de, ermeyenle de;
düşünebilenle de, düşünmeyenle de hemhal olur.
Kâh bir münafıkla, kâh bir müminle bir arada
oturur. Arif, büyük zahmet ve meşakkatlerle karşı
karşıyadır. Hoşlanmadığı çirkin şeylere de
sabreder, tahammül gösterir. Bununla beraber o,
içinde bulunduğu sıkıntı, meşakkat ve tehlikeler
karşısında mânevi koruma altına alınır. Çünkü o,
hakkı söylemekle vazifeli kılınmıştır.
Arif kişi, ahirete hitaben şöyle der: “Ey ahiret
tasası, benden uzak ol. Çünkü ben, Hakk’ın
kapısına talibim. Benim nazarımda senin de,
dünyanın da birbirinizden farkınız yok. Dünya beni
senden alıkoyuyor, sen de Rabbimden
alıkoyuyorsun. Beni Rabbimden alıkoyan hiçbir
şeyde, bence hayır yoktur.”
Arifin ahirete hitaben söylediği bu sözlere iyi kulak
veriniz. Zira bu sözler, Allah’ı bilmenin özüdür.
Allah’ın, mahlûkattaki iradesinin özüdür. Bu, aynı
zamanda peygamberlerin, resullerin, evliyanın ve
salihlerin de halidir.
İnsanların herbiri bir şeyle meşguldür. Kimisi
mevkiinin ve parasının kuludur. Kimisi devlet ileri
gelenlerinin kuludur. Kimisi nefsinin, giyim
kuşamının kuludur.
Gene insanların herbiri, bir şeyle meşguldür ve bir
şeyine güvenmektedir. Kimisi oruç tutmaktadır ve
orucuna güvenmektedir. Kimisi çok namaz
kılmakla meşguldür ve namazına güvenmektedir,
vs.
Bütün bunlardan başka öyle kişiler de vardır ki,
kalbi Allah için çarpar. Allah ile beraberdir.
Allah’a bağlıdır. Fanilere asla bağlanmaz. Allah’ın
dininin ayakta durması için çalışır.
Dünya hayatı, bir bakıma müminin zindanıdır.
Mümin olarak kaldıkça, dünya onun zindanıdır.
Fakat takva hali devam ettikçe, Allah onu oradan
çıkarır. Zindanından, darlıktan çıkarır, ferahlığa
kavuşturur.
Müminin beden yumurtasının kabuğu çatlar. Başka
bir şekle inkılab eder, dönüşür. Bu suretle o,
hikmet tanelerini toplar. Allah onun göğsüne,
kendisine yakınlık kanatlarını takar. Artık o, yemek
tabaklarının sahibidir. Sofranın sahibidir.
Sen uykudasın. Resulullah Efendimiz şöyle
buyururlar:
- İnsanlar uykudadır. Ölünce uyanırlar.
Ancak ölümden sonra uyanabilen kişinin hali, ne
kötüdür!


Eserin yazarı: Abdülkadir Geylani Eser: Fethü´r Rabbani

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fethü´r Rabbani

MollaCami.Com