Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler

TEFSİR VE TEVİL KELİMELERİ

Kamus sahibi Mütercim Âsım Efendi diyor ki:
Tefsir: Fesr gibi puşide ve mestur nesneyi ruşen ve ayân eylemek manasınadır. Fesr örtülü nesneyi keşf ve ayan eylemek manasınadır. Ve müfessirin örfünde tefsir İmamı Sa'leb kavli üzere tevil ile müradiftir. Ve indelba'z tefsir lâfzı müşkilden mânayı muradı keşf ve beyan ve tevil iki muhtemel olan mânanın birini zahir kelâma mutabık olan mânaya reddeylemekten ibarettir.(70)

Tevil: Bir nesneyi bir nesneye red ve irca' eylemek manasınadır. Tevilil-Kelâm, mercii kelâmı tedebbür ve teharri ve takdir ile tefsir eylemekten ibarettir... Tefsirin hakikati örfiyesi bir lâfızdan murad olup ve fehimden muhtebes olan mânayı keşf ve izahtan ibarettir. Ve tevil rucu' mânasına olan (evl) den me'huzdur. Pes indel-müfessirin bir âyeti kerimenin mânasını bir nesneye irca'la beyan eylemekten ibarettir. Ve bazıları (evvel) lafzından me'huzdur dediler. Buna göre tevil kelâmı evveline sarf ve irca' eylemekten ibaret olur. Ve bazıları hüküm ve siyaset manasına olan (eyaletten) me'huzdur dediler. Buna göre tevil, müevvil olan kimse zihin ve fikrini sırrı kelâmın tetebbuuna taslit eylemekten ibarettir ki, kelimeden maksut olan mâna zahir ve muradı mütekellim ayan ola. Pes tefsir ile tevil beyninde fark odur. Tefsir nüzuli âyetin sebebinden bahis ve min haysül-Lûga mevzii kelâmın beyanına müteallik maddeye mübaşeretten ibarettir. Ve tevil esrarı âyatı ve estarı kelimatı tefehhus ve ehadi ihtimalâtı âyeti tayin eylemekten ibarettir ki, vucuhu muhtelifeye muhtemel olan âyette olur.(71)

Mevzuatül-Ulûm' da bu hususta diyor ki:
"Malûm ola ki tefsirin vezni taf'ildir. Fesrden müştaktır ki, beyan ve keşif manasınadır. Bazıları maklubi sifirdir, demişlerdir... Bazıları tefsir eden me'huzdur, demişlerdir. Tefsire şol âletin ismidir ki, tabib anınla marazı teşhis eder... Tevil dahi (evl)'den müştaktır ki rucu manasınadır. Güya ki âyet zahirinden sarf olunup bazı meanii muhtemeleye irca olunur. Bazılar (eyaletten) müştakdır ki, siyaset manasınadır. Güya ki müevvil kelâmı siyaset edüp anda mânayı mevziine vazeder. Ve dahi tefsir ve tevilde ihtilaf olunmuştur. Ebu Ubeyd ve bir taife dahi ikisi bir mânayadır demişlerdir. Bir kavim dahi bunu inkâr edip hatta İbni Habib, Nisaburî mübalâğa edip demiştir ki, bizim zamanımızda bazı müfessirun zuhur etmiştir ki, eğer tefsir ile tevil beyninde olan farktan sual olun-salar mühtedi olamazlar.


İmamı Ragıp tefsir, tevilden eam olmağa zahip olup demiştir ki: Tefsir ki ekseri istimali elfazda ve müfredatındadır, ve tevilin ekseri istimali meani ve cümledir, ve kütübü İlâhiyededir. Tefsir kûtübü İlahiye ve gayrında müstameldir. Gayriler eyitti: Tefsir bir lâfzı beyandır ki, ancak veçhi vahide muhtemeldir. Amma tevil maanii muhtelifeye müteveccih olan lafzı ânlardan birine tevcihtir, bazı edillei zahire ile, İmamı Maturidi eyitti; tefsir, lafızdan maksat şu manayadır diye katı'dır... amma tevil ahadi muhtemelâtı tercihtir. Lâkin anda katı' ve şahadeti Allah yoktur. Ebutalibüt-Tağlebi eyitti; tefsir lâfzın vaz'ını beyandır, ya hakikaten ola, veyahut mecazen. Meselâ sıratı tarik ile ve atib lâfzını matar ile tefsir gibi. Amma tevil batını lâfzı tefsirdir, (evlden) me'huzdur ki âkıbeti emre rucudur. Pes tevil hakikati maksuttan ihbardır, tefsir delili maksattan ihbardır...

İsbehani tefsirinde eyitti: Malûm ola ki tefsir örfi ulemada maanii Kur'an'ı keşf ve beyan maksuttur, eamdır. Gerek lâfzı müşkil hasebiyle ola, gerek gayri ile ola... Ve dahi gerek mânayi zahir hasebiyle ola, gerek gayri ile ola. Amma tevil anın ekseri mücmelde olur. Ve dâhi tefsir ya garip elfazda istimal olunur... veyahut bir lafızı vecizde istimal olunur ki, şerhi ile mütebeyyin olur.

Ekimüs-Salat ve Atüz-Zekat gibi veyahut bir kıssayı mutazammın kelamda olur ki anı tasvir mümkün değildir, ol kıssa malum olmayınca. (İnnemen nesiu ziyadetün filküfr) kavli gibi... Amma tevil gâh olur âmmen istimal olunur, gâh olur hassen istimal olunur, lafzı küfür gibi ki, cuhudü mutlakta müstameldir, gâh has-saten cuhudu bâride müstameldir...

gayriler eyitti: tefsir, rivayetse tevildir, ayete mütealliktir. Ebu Nasr Kureyşî eyitti: tefsir ittiba ve sema üzere maksurdur. İstinbat tevile müteallik olan şeydedir.
Bir kavim eyitti: Bir şey' ki Kitabullahda mübeyyen ve sahih sünnette muayyen vaki ola, tefsir ile tesmiye olunur. Zira mânası zahir ve vazıh olur. Hiç bir ahat ana içtihad ile ve aher tarikle taarruz edemez, belki kitap ve sünnette varid olan manaya hamledüp andan teaddi eylemez. Amma tevil mânayi hitabı âlimiyn ve âlâtı ulûmda mahiriyn olan ulemai din istinbat ettikleridir. Bir kavim eyitti ki, Begavi ve Gevaşi anlardandır, tevil âleti sarftır, bir mânaya ki makabline ve mabadine muvafık olup âyette ol mânaya ihtimal ola. Ve kitap ve sünnete tariki istinbattan muhalefeti olmaya.

Bazılar eyitti: Tefsir, istilahda âyatın nüzulünü ve şuununu ve ekasısını ve esbabı nüzulünü ilimdir. Andan sonra Mekkî ve Medenisini, ve muhkem ve nasihini, ve hassını ve mutlakını, ve mücmelini ve helâlini, ve vadini ve âmirini ve bunların her birinin mukabillerini ve iber ve emsalini tertiptir.

Ebuhayyan eyitti: İlmi tefsir bir ilimdir ki, anda bahsolunur, elfazı Kur'an'ı keyfiyyeti, nutuktan ve medlûlâtından ve ahkâmı ifradiye ve terkibiyesinden ve şol meanisinden ki haleti terkipte anlara harnlolunur."(72)

_____

(70) "fesr" kelimesi, Kamus tercümesi
(71) Besairden naklen Kamus tercümesi.
(72) Taşköprülüzade, Mevzuatül-Ulûm, c. II.


Eserin yazarı: Osman Keskinoğlu Eser: Kuranı Kerim Bilgileri

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Kuranı Kerim Bilgileri

MollaCami.Com