Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler

TEFSİR BAHSİ

Yüksek İslâm ilimleri başlıca Kur'an, Hadis ve Fıkıh (ki buna kelâm, hukuk ve ahlâk dahildir) olmak üzere üçe bölünür. Kur'an ilmi de "Tefsir" ve ''Kıraet" diye ikiye ayrılır. Tefsir, Kur'an'ın mânasını beyan ve izahına dair olan ilimdir. İlmi kıraet de okunmasından bahseder.
Tefsir: "Diraye" ve "Rivaye" nevilerine ayrılır. İşte biz bu bahislerde tefsir ilmini ele alacağız.
Kur'an-ı Kerim'i yalnız okumak kâfi değildir. Okumak sevaptır. Fakat o hazinenin anahtarı tefsirdir. Tefsir Kur'an'ın anlaşılmasına yarar. İşin en mühim olanı da Kur'an'ı anlayarak okumaktır. Meselenin sıklet merkezi buradadır. Hafız dolu, Mushaf çok. Fakat anlayan, anlayarak okuyan olmadıktan sonra ne faide? Müslümanların terakki ve tedennisi miyarı budur. Ruhu Kur'an'a uyunca yükselmişler. Ona aykırı hareket edince geri kalmışlardır. Kur'an-ı Kerim anlaşılmak için indirilmiştir; Kur'an anlamayanları tevbih eder; şu ayet meallerini okuyalım:
"Kendilerine indirilen şeyi insanlara beyan edesin diye, sana zikri, Kur'an'ı indirdik. Umulur ki bunu düşünürler."
"Öyle bir kitap ki, onu sana mübarek olarak indirdik, tâ ki aklı olanlar onun âyetlerini düşünsünler, anlasınlar ve tedebbür etsinler.''
"Kur'an'ı tedebbür etmiyorlar mı, yoksa kalbleri üzerinde kilitler mi var?"
"Biz Kur'an'ı anlaşılmak için, zikir için kolay kıldık, anlayan yok mu?"

İşte tarihte hârikalar yaratan millet, böyle Kur'an'ı anlayıp onun ruhundan kuvvet almıştır. Hangi devirde tefsir ilmi çoksa orada terakki vardır. Gerileme devirlerinde tefsir ilmi de düşmüştür. İlmî seviye ölçüsü de bu olmuştur. Şarkta İran, garpta Bizans bu ruhtan doğan kuvvete boyun eğdi. Bu ruh asırlık saltanatları yere serip en faziletli bir ümmet meydana çıkararak yüksek bir medeniyet kurdu. Müslüman, Hıristiyan, Yahudi her dinden ve her milletten insanların, tarihte misli görülmedik şekilde elele vererek yaşadıkları Endülüs, kaybolan

cennet gibi dillerde yâdı yaşayacaktır. O devleti kuran ruh, Ruh-i Kur'an'dan alınan feyz sayesinde idi. Bugünkü Müslümanlar, Kur'an okuyorlar; ama Hadîsi Şerifte geldiği gibi, hançerelerinden aşağı geçmiyor. Matem ve mezarlıklarda okunuyor. Sanki Kur'an ölüler kitabıdır. Halbuki Kur'an dirilere inmiştir ve anlaşılmak için inmiştir.
Kur'an-ı Mübîn hayatta olanları inzar içindir
يس:لتنذر من كان حياً
dirilere
gönderilmiştir. Sad sûresinin yirmi dokuzuncu âyetinde deniyor ki:
"Öyle bir kitaptır ki, onu mübarek olarak sana indirdik, tâ ki akıl sahipleri onun âyetlerini tedebbür etsinler, düşünüp anlasınlar."
İşte Kur'an-ı Kerim'in âyetlerini anlamak için mânasını anlamak lâzımdır. Tefsire ihtiyaç vardır. Tefsir izah ve beyan mânasınadır.
ولا يأتونك بمثل الا جئناك بالحق واحسن تفسيراً

"Velâ ye'tuneke bi meselin illâ ci'nake bil-hakkı ve ahsene tefsira." âyetinde tefsir kelimesi bu mânaya kullanılmıştır.
Tefsir ile ilgili bir de tevil kelimesi vardır: Tevil tefsire yakın bir mâna taşımaktadır. Tefsir ve tevil her ikisi de netice itibariyle: "Anlaşılması müşkül bir şeyden murad olanı bulup açıklamaktır."

Aşağıda geleceği veçhile müfredat ve elfazı şerh ve izah hususunda olana ''tefsir" mâna ve cümlelere müteallik olana da "tevil" denerek arada bir fark yapılır. Hattâ lâfzın zahirinden anlaşılan mânadan başka bir şey ile tefsir edilmesine tevil denir. Ancak tevil kelimesi bâtıniyenin bâtıl tevilâtı gibi İslama büyük gedikler açan şeylerden uzaktır.


Eserin yazarı: Osman Keskinoğlu Eser: Kuranı Kerim Bilgileri

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Kuranı Kerim Bilgileri

MollaCami.Com