Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler
76. Tevbe
Fakih anlatıyor:
-Rahmetlik babam (senedi saydıktan sonra) Hz. Ali b. Ebî Talib (r.a.) şöyle dediğini anlattı:
-Resûlüllah (s.a.v), müslümanlar arasında kardeşlik bağı kurdu. Bu çeşitten olmak üzere, Said b. Abdullah ile Sa'lebe Ensarî arasında bir kardeşlik bağı kurdu.
Bu sırada , Resûlüllah(s.a.v.) , Tebük gazasına çıkmıştı.
Said b. Abdullah gaza niyeti ile yola çıktı. Yerine kardeşi Sa'lebe'yi çoluk çocuğunun işi için vekîl bıraktı. Sa'lebe odun taşıyor; su getiriyor. Bütün bunları yaparken, sevabını Allahu Tealadan diliyordu. Bir gün dönüşünde eve girdi. İçeri girince ona iblis geldi:
- Şu perdenin arkasına bak, deyince , Sa'lebe, perdeyi kaldırdı ve kardeşinin güzel hanımını gördü. Dayanamadı; yanına girdi onu okşadı.
Kadın şöyle dedi:
- Ey Sa'lebe! Allah yolundaki kardeşinin bizim için sana bıraktığı hakkı koruyamadın.
Bunun üzerine Sa'lebe :
- Eyvah, mahvoldum! Diye bağırıp yola düştü. Bir dağa çıktı.
Yüksek sesle şöyle yalvarıyordu:
- İlahi Sen Sen'sin: ben de benim. Sen mağfiretle karşılayansın. Ben ise, günahlarla, hatalarla huzuruna geldim...
Resûlüllah (s.a.v.) gazadan döndükleri zaman, herkes kardeşini karşılamaya geldi. Ama, Said'in kardeşliği gelmedi.
Said evine gitti; hanımına sordu:
- Allah yolunda kardeş olduğumuz Sa'lebe nerede?
Kadın şöyle anlattı:
-O kendini hatalar denizine attı; dağa doğru çıkıp gitti. Said kardeşini aramak üzere yola çıktı; gidip buldu.
Sa'lebe yüzüstü düşmüştü. Başını iki eli arasına almıştı. Yüksek sesle şöyle diyordu:
- Zillet makamım ne kadar düşük! Rabbine âsi olan kimsenin makamı nasılsa öyle...
Said ona şöyle dedi:
- Kalk ey kardeşim, bu gördüğüm hâl nedir?
Sa'lebe şöyle dedi:
- Seninle gelemem. Ancak, şu şekilde gelebilirim: Elimi boynuma bağlamalısın. Zelil bir kul, efendisinin kapısına nasıl götürülürse öyle götürmelisin.
Said onun dediğini yaptı. Sa'lebe'nin Hamsane adında bir kızı vardı. Gelip babasını aldı; Hz. Ömer (r.a)'in kapısına götürdü. Evden içeri girdiler. Sa'lebe , Hz. Ömer(r.a.)'e şöyle dedi:
- Allah yolunda gazaya çıkan kardeşimin hanımına dokundum. Benim için tevbe yolu varmı?
Hz. Ömer (r.a.) şöyle dedi:
- Git yanımdan, saçlarından tutup seni ezmek istiyorum. Buradan çık, git; benim yanımda sana yer yok.
Buradan çıkınca , Hz. Ebû Bekir (r.a.)'in yanına gitti; şöyle dedi:
- Allah yolunda gazaya çıkan kardeşimin hanımına dokundum. Benim için tevbe yolu varmı?
Hz. Ebû Bekir (r.a.) şöyle dedi:
-Git buradan ; benide kendi ateşini yakma; Bana göre , senin için hiçbir tevbe yoktur.
Oradan çıktı; Hz. Ali (r.a.)'nin kapısına gitti.
Şöyle dedi:
- Allah yolunda gazaya çıkan kardeşimin hanımına dokundum. Benim için tevbe yolu varmı?
Hz. Ali (r.a.) şöyle dedi:
- Çık git buradan. Bence, senin için bir tevbe yoktur.
Buradan çıkınca, şöyle dedi:
- Ey kardeşim! Ey kızım! bu üç kişi beni ümitsiz bıraktı. Ümidim o ki, Resûlüllah (s.a.v.) beni ümitsiz bırakmaz.
Bunun üzerine kızı, onu Resûlüllah (s.a.v.)'ın yanına götürdü.
Resûlüllah (s.a.v.) onu görür görmez şöyle dedi:
- " Cehennemin zicirlerini ve bukağılarını, bana hatırlattın."
Resûlüllah (s.a.v.)'a şöyle dedi:
- Yâ Nebiyyallah! Allah yolunda gazi kardeşimin karısına dokundum. Benim için tevbe yolu varmı?
Resûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
- "Çık buradan ; bana göre hiçbir şekilde senin tevben yoktur."
Oradan böyle çıktıktan sonra kızı ona şöyle dedi:
- Ey baba, Muhammed (s.a.v.) ve ashabı senden razı oluncaya kadar; sen benim babam değilsin; ben de senin kızın değilim.
Bunun üzerine Sa'lebe yüksek sesle:
- Yâ Rabbi! Ömer'in kapısına gittim; beni dövmek istedi. Hz. Ebû Bekir'e gittim; beni azarladı, tahkir etti. Hz. Ali'nin yanına gittim; beni kovdu. Peygambere gittim; beni ümitsiz bıraktı.
Ey Mevlam! Benim için sen ne yapmayı istiyorsun. Bu duâma "evet" diyecekmisin? yoksa cevabın "hayır" şeklinde mi olacaktır?
Bunun üzerine semadan bir melek geldi; Resûlüllah (s.a.v.)'a şöyle dedi:
-Allahu Teala soruyor: Halkı sen mi yarattın, yoksa ben mi?
Resûlüllah (s.a.v.), Allahu Teala'yı murad edip, şu cevabı verdi:
-"Sen, ey efendim!"
Bunun üzerine melek şöyle dedi:
-Allahu Tealâ şöyle buyuruyor:
-Kuluma müjdele; onu bağışladım.
Bunun üzerine Resûlüllah (s.a.v.) ashabına sordu:
- "Sa'lebe'yi kim bana getirecek?"
Hz. Ebû Bekir (r.a.) ve Ömer (r.a.) kalktılar:
- Biz getiririz, Yâ Resûlallah! Dediler.
Hz. Ali (r.a.) ve Selman (r.a.) da kalktılar:
- Ya Resûlallah! Biz getiririz, dediler.
Resûlullah (s.a.v.) Hz. Ali (r.a.) ve Selman (r.a.)'a izin verdi.
Sa'lebe'nin yolunu tutup gittiler. Yolda Medine çobanlarından birine rastladılar.
Hz. Ali (r.a.) ona sordu:
- Resûlullah'ın ashabından birini gördünmü?
Çoban şöyle dedi:
- Galiba siz cehennemden kaçan birini arıyorsunuz?
- Evet,i onu arıyoruz. Bizi onun yanına götür, deyince çoban şöyle dedi:
- Gece basınca, şu dereye gelir gider, şu ağacın altına oturur. Sonra Yüksek sesle şöyle der:
- Rabbine âsi olanın makamı ne kadar düşüktür!
Orada beklediler. Gece olunca Sa'lebe geldi; o ağacın altına gidip oturdu. Sonra ağlayarak secdeye kapandı.
Selman onun ağlamasını duyunca, ona doğru yürüdü ve şöyle dedi:
- Yâ Sa'lebe kalk. Âlemlerin Rabbi seni bağışladı.
Bu sesi duyunca sordu:
-Habîbim Muhammed nasıldır?
Allah'ı ve seni seviyor, dediler. Bilâl namaza kalktığı zaman, Sa'lebe'yi mescide getirdiler. Safın son kısmında durdular.
Resûlüllah (s.a.v.) namazda :
- "Çoklukla övünmek sizi oyaladı" (Tekâsür sûresi, âyet:1) âyetini okuduğu zaman, bir bağırırş bağırdı.
- "O kadar ki; kabirleri ziyaret ettiniz" (Tekâsür sûresi, âyet:2) âyetini okuyunca bir daha bağırdı;dünyadan ayrıldı.
Resûlüllah (s.a.v.) namazı bitirince Sa'lebe'nin yanına geldi.
-" Ey Selman, onun üzerine su serp."
Selman:
- Yâ Resûllallah, o dünyadan ayrıldı.
Sonra kızı geldi; Resûlüllah'a şöyle dedi:
- Yâ Resûlallah, babam nerede? Ona hasret kaldım.
Resûlüllah (s.a.v.) ona:
- " Mescide gir " dedi. Mescide girince, babasını ölmüş buldu. Elini başına götürdü.
- Ah perişan halim, ah babacığım, senden sonra bana kim bakacak?
Demeye başladı.
Onun bu haini gören Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
-" Ey Hamsane! İstermisin: Ben, senin baban olayım; Fatımada kardeşin?"
Buna karşılık şöyle dedi:
- Olur Yâ Resûlallah!
Resûlullah (s.a.v.) Sa'lebe'nin cenazesine gitti. Kabrin kenarına geldiği zaman, parmak uçlarına basarak yürüdüğü görüldü.
Döndükleri zaman, Hz. Ömer (r.a.) şöyle sordu:
- Yâ Resûlallah! Kabrin başında parmak uçlarına basarak yürüyordun; nedendir?
Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
- "Yâ Ömer! Meleklerin çokluğundan, ayağımın tabanını basacak yer bulamadım ."
FAKİH der ki:
- Yukarıdaki hikâye çeşitli lafızlarla anlatılmıştır.
Söylendiğine göre şu âyet-i kerime o sahabe hakkında nâzil olmuştur.
- " O kimselerki: Bir kötülük işledikleri, ya da nefislerine zulmettikleri zaman, Allah'ı anarlar; günahlarının bağışlanmasını isterler. Günahları Allah'tan başka kim bağışlayabilir?
Bir de onlar, günaâh üzerinde bile bile ısrar etmezler. Bunlara rablerinden mağfiret vardır; altından ırmaklar akan cennetler vardır. Orada ebedî kalırlar. Böyle yapanların mükâfatı, ne kadar güzeldir. " (Âl-i İmrân sûresi, âyet: 135-136)
Eser: KISSALAR
KISSALAR
- 01. 600 AĞAÇLI HURMA BAHÇESİNİ BAĞIŞLADI
- 02. Allah Kullarını Biz Farketmesek de Korur
- 03. Allah’ın Hikmeti
- 04. "Allah'tan korkuyorum"
- 05. ANA SÖZÜ DİNLEMEMEK
- 06. ANNEYE ITAAT
- 07. Artan Pilav
- 08. AYNEN SENİN GİBİ OLMAK İSTERİM
- 09. AZAD EDİLENLER
- 10. BABA NASIHATI
- 11. Bana delil getir
- 12. SEYYİT BATTAL GAZİ'NİN KABRİ
- 13. BAYKUŞ
- 14. Besmele çeken kadın
- 15. BİR ÖLÜM RÜYASI
- 16. BU GECENİN HÜRMETİNE
- 17. CENNETE İLK GİREN KADIN
- 18. Ceza olarak eli kesilen şeyh
- 19. Çoban baba
- 20. CUMA GÜNÜ
- 21. Siz Kabirdekiler Cumayı Bilir misiniz?
- 22. Delik Portakal
- 23. DENİZDE BİR ŞEHİD
- 24. DERVİŞ KAŞIKLARI
- 25. Dünyanın Hali
- 26. Erkekle kadın arasında sevap müşterektir
- 27. Eskici Baba
- 28. FİL ETİ YEMEYECEĞİM
- 29. GARİP BİR EFSANE
- 30. Gedik
- 31. GELMEDİKÇE BEN DE YEMEYECEĞİM
- 32. Gıybet
- 33. GÜLLER EFENDİSİNİN ÇOCUKLARA KARŞI TAVRI
- 34. HABBAB'IN AŞKI
- 35. Hacı Mesut
- 36. HACILIK BERATI
- 37. HAZRETİ NEVFEL'İN ŞEHADETİ VE HZ. EBU BEKİR (r.a.)
- 38. HELAL LOKMA GEREK
- 39. Her Durumda Allah’a Teslim Olmak
- 40. HİKAYELER
- 41. İBADETİ ARTARSA RIZKI DA ARTAR
- 42. KARDEŞLİK
- 43. KARYAĞDI HATUN
- 44. KEL, KÖR VE ABRAŞ'IN İMTİHANI
- 45. KIMSE ASLINI UNUTMASIN
- 46. KISSALAR
- 47. Kötü Olaylara Sabretmek
- 48. KÜRT OLARAK AKŞAMLADIM, ARAB OLARAK SABAHLADIM
- 49. MAGARADAKi ÜC KiSi
- 50. MERKEP SÜRÜSÜ GEÇİYOR
- 51. Mesafenin Önemi
- 52. MİSAFİR İSTEMEYEN KADIN
- 53. MÜHÜRLÜ İZİN
- 54. MÜSLÜMANLARIN YARDIMLAŞMA AHLAKI
- 55. Neden Rengin Sararır?
- 56. Nefsini Allah'a Satan Genç
- 57. Nureddin Zengi'nin Rüyâsı
- 58. NUŞİREVAN'IN ADALETİ
- 59. ÖLÜLERİN ARKASINDAN DUA ETMEK
- 60. Örnek İslâm Kadını
- 61. CENNET KOMŞUSU
- 62. PEYGAMBERİMİZ'İN CÖMERTLİĞİ
- 63. RABBİM BANA SENİN NEZDİNDE BİR EV YAP
- 64. RAHİP CÜREYC
- 65. Sakız Ağacında Yapılan Hac
- 66. Salebe
- 67. ŞAM'DAN GELEN YAHUDİ
- 68. ŞEHADET ARZUSU
- 69. ŞEYHİN KEDİSİ
- 70. ŞEYTANIN HİLELERİ
- 71. ŞEYTANIN OYUNU
- 72. ŞEYTANLA BİR GÖRÜŞME!
- 73. SİZİN KEFENİNİZE İHTİYACIMIZ YOK
- 74. SOMUNCU BABA
- 75. Sürgün
- 76. Tevbe
- 77. ÜÇ KIZLAR
- 78. YÜZÜKTEKİ YAZI
- 79. ZEVCESİNE GÖTÜRÜN
- 80. ZOR ZAMANDA YAPILAN YARDIM
- 81. ZÜLKARNEYN VE PADİŞAH
- 82. ZULÜM