Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler
30. Gedik
İsrail oğullarından bir rahip vardı güzellik ve cemal sahibi biriydi. Eli ile sele sepet örerdi; satardı. Bir gün padişahın kapısı önünden geçiyordu.. Padişahın hanımına ait cariyelerden biri onu gördü. Hemen hanımının yanına gitti ve şöyle dedi:
Şurada bir erkek var. Ondan daha güzelini görmedim. Sele sepetle geziyor.
- Onu hemen içeri al, deyince, cariye onu içeri aldı. O erkek içeri girince, baktı; güzelliğine hayran oldu. Şöyle dedi:
- O sele sepeti at. Şu elbiseyi al. Sonra cariyesine döndü; şu emri verdi:
- Ey cariye yağ ve koku getir. Bu erkekle olan işimizi görelim. O da bizimle olacak işini bitirsin. Bundan sonra, o adama döndü, Şöyle dedi:
- Artık, seni bu sele sepeti satmaya muhtaç bırakmayız. O erkek:
- Ben, senin istediğini istemiyorum, diye bir kaç defa tekrarladı. Onun bu çekimser tavrına karşılık, hanım şöyle dedi:
- Eğer istemezsen, seninle olacak işimizi görmedikten sonra, buradan çıkamazsın. Sonra, emretti kapıları kilitletti. Abid, Bu hali görünce, söyle sordu:
- Sizin bu köşkünüzün üst katları yok mudur?
- Vardır, dedikten sonra, cariyesine emretti:
- Bunu al yukarı çıkar, elini yıkasın. Dam kısmına çıktığı zaman, Yüksek bir köşk olduğunu gördü. Hiç bir şeye takılmadan kendini aşağıya atabilirdi. Bundan sonra, nefsine çıkışmaya başladı:
- Ey nefsim! yetmiş yıldır; Rabbin rızasını istersin geceli gündüzlü hırsla O'na çalıştın. Öyle bir gece geldi ki, bütün yaptıklarını bozacak. Vallahi, bu gecenin hıyaneti sana gelirse, yapmış olduklarının tümünü hiç eder; Allah'ın huzuruna bu kalan işinle çıkarsın. Bundan sonrasını Rasûlullah (s.a.v)'tan dinleyelim. Şöyle anlattı:
- "O abid kişi, kendini aşağı atmaya hazırlanıyordu. Allah-u Teâlâ :
- Ey Cibril, buyurdu. Cibril şöyle dedi:
- Emret, yâ Rabbi! Allahu Teâlâ, tekrar şöyle buyurdu:
- Kulum, dargınlığımdan, Bana karşı günah işlemekten kaçmak için; kendini aşağı atmak istiyor. Kanatlarınla onu karşıla; ona bir kötülük gelmesin. Cibril kanatlarını açtı; şefkatli bir ana gibi onu yere indirdi. Bundan sonra karısının yanına gitti. Sele sepeti yoktu; güneş de batmıştı.
Karısı sordu:
- Sele sepetin parası nerede?
- Onlar para etmedi, deyince, şöyle seslendi:
- Peki bu gece ne yiyeceğiz?
- Bu gece sabrederiz, diye cevap verdi. Bundan sonra, karısına şu emri verdi:
- Kalk tandırı yak. Komşularımız tandırın yanmadığını görünce, kalpleri bizimle meşgul olur. Böyle bir şeyin olmasını hoş görmeyiz. Karısı kalktı; tandırı yaktı. Sonra gelip oturdu. Komşulardan bir kadın geldi:
- Ateşin var mı? Diye sordu.
- Var, içeri gir; tandırdan al, dedi. Kadın girdi; tandırdan ateşi aldı, çıkarken şöyle dedi:
- Oturup kocanla konuştuğunu görüyorum; ama ekmeğin tandırda, nerede ise yanacak. Kadın kaktı; tandırın başına gitti. Bir de baktı ki: tandır ağzına kadar ekmek dolu. Oradan ekmekleri aldı; kabına koydu; kocasının yanına getirdi ve şöyle dedi:
- Rabbin sana böyle bir şey yapması, onun katında ikrama lâyık biri olduğunu gösterir. Allah'a dua et; kalan ömrümüzü de bolluk içinde geçirmemiz için bize ihsanda bulunsun. Kocası:
- Bu hale sabret, dedi: ama kadın ısrar etti. Bu ısrara daha fazla dayanamadı:
- Olur, dedi. Namaz kıldı; Allah'a şöyle yalvardı:
- Allahım! zevcem bana istetiyor. Kalan ömrü için ona bolluk ihsan eyle. Aniden tavan açıldı; bir el uzandı. Onda yakut vardı. Güneş gibi evin içini parlatıyordu. Kadın yakınında uyuyordu. Ayağına dokundu.
- Kalk bak; dilediğin kadarını al. Kadın şöyle dedi:
- Ne acele ediyorsun. Beni bunun için mi uyandırdın? Ben bir rüya gördüm. Kürsülere bakıyordum. Sıra sıra altınlar dizili idi. Yakutla zebercetle süslü idi. Ama onda bir açık yer gördüm
- Bu kürsü kimin? diye sordum. Şöyle dediler:
- Senin zevcine ait. Yine sordum:
- Bu açıklık neden? Şöyle dediler:
- Bu açıklık zevcinden yaptığın istek dolayısıyla oldu. Bunun üzerine ben, senin köşkünde gedik açacak bir şeyi istemedim. Bunun için Rabbine duâ et. Allah'a duâ etti; el geri gitti."
Eser: KISSALAR
KISSALAR
- 01. 600 AĞAÇLI HURMA BAHÇESİNİ BAĞIŞLADI
- 02. Allah Kullarını Biz Farketmesek de Korur
- 03. Allah’ın Hikmeti
- 04. "Allah'tan korkuyorum"
- 05. ANA SÖZÜ DİNLEMEMEK
- 06. ANNEYE ITAAT
- 07. Artan Pilav
- 08. AYNEN SENİN GİBİ OLMAK İSTERİM
- 09. AZAD EDİLENLER
- 10. BABA NASIHATI
- 11. Bana delil getir
- 12. SEYYİT BATTAL GAZİ'NİN KABRİ
- 13. BAYKUŞ
- 14. Besmele çeken kadın
- 15. BİR ÖLÜM RÜYASI
- 16. BU GECENİN HÜRMETİNE
- 17. CENNETE İLK GİREN KADIN
- 18. Ceza olarak eli kesilen şeyh
- 19. Çoban baba
- 20. CUMA GÜNÜ
- 21. Siz Kabirdekiler Cumayı Bilir misiniz?
- 22. Delik Portakal
- 23. DENİZDE BİR ŞEHİD
- 24. DERVİŞ KAŞIKLARI
- 25. Dünyanın Hali
- 26. Erkekle kadın arasında sevap müşterektir
- 27. Eskici Baba
- 28. FİL ETİ YEMEYECEĞİM
- 29. GARİP BİR EFSANE
- 30. Gedik
- 31. GELMEDİKÇE BEN DE YEMEYECEĞİM
- 32. Gıybet
- 33. GÜLLER EFENDİSİNİN ÇOCUKLARA KARŞI TAVRI
- 34. HABBAB'IN AŞKI
- 35. Hacı Mesut
- 36. HACILIK BERATI
- 37. HAZRETİ NEVFEL'İN ŞEHADETİ VE HZ. EBU BEKİR (r.a.)
- 38. HELAL LOKMA GEREK
- 39. Her Durumda Allah’a Teslim Olmak
- 40. HİKAYELER
- 41. İBADETİ ARTARSA RIZKI DA ARTAR
- 42. KARDEŞLİK
- 43. KARYAĞDI HATUN
- 44. KEL, KÖR VE ABRAŞ'IN İMTİHANI
- 45. KIMSE ASLINI UNUTMASIN
- 46. KISSALAR
- 47. Kötü Olaylara Sabretmek
- 48. KÜRT OLARAK AKŞAMLADIM, ARAB OLARAK SABAHLADIM
- 49. MAGARADAKi ÜC KiSi
- 50. MERKEP SÜRÜSÜ GEÇİYOR
- 51. Mesafenin Önemi
- 52. MİSAFİR İSTEMEYEN KADIN
- 53. MÜHÜRLÜ İZİN
- 54. MÜSLÜMANLARIN YARDIMLAŞMA AHLAKI
- 55. Neden Rengin Sararır?
- 56. Nefsini Allah'a Satan Genç
- 57. Nureddin Zengi'nin Rüyâsı
- 58. NUŞİREVAN'IN ADALETİ
- 59. ÖLÜLERİN ARKASINDAN DUA ETMEK
- 60. Örnek İslâm Kadını
- 61. CENNET KOMŞUSU
- 62. PEYGAMBERİMİZ'İN CÖMERTLİĞİ
- 63. RABBİM BANA SENİN NEZDİNDE BİR EV YAP
- 64. RAHİP CÜREYC
- 65. Sakız Ağacında Yapılan Hac
- 66. Salebe
- 67. ŞAM'DAN GELEN YAHUDİ
- 68. ŞEHADET ARZUSU
- 69. ŞEYHİN KEDİSİ
- 70. ŞEYTANIN HİLELERİ
- 71. ŞEYTANIN OYUNU
- 72. ŞEYTANLA BİR GÖRÜŞME!
- 73. SİZİN KEFENİNİZE İHTİYACIMIZ YOK
- 74. SOMUNCU BABA
- 75. Sürgün
- 76. Tevbe
- 77. ÜÇ KIZLAR
- 78. YÜZÜKTEKİ YAZI
- 79. ZEVCESİNE GÖTÜRÜN
- 80. ZOR ZAMANDA YAPILAN YARDIM
- 81. ZÜLKARNEYN VE PADİŞAH
- 82. ZULÜM