Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler

CİNSEL İLİŞKİDE ÂDAB-I MUÂŞERET

1687 Diğer canlılarda olduğu gibi; insanlarda da "neslin devamı" duygusu oldukça önemlidir. Hatta çocuğu olmayan aileler; belirli komplekslerle, kısa süre içerisinde ihtilafa düşerler!.. Bunun dışında; kadın erkeğe, erkekte kadına karşı cinsî temayül duyar. Eğer bu cinsî temayül; İslâmî hududlar içerisinde ve meşru bir şekilde yönlendirilemezse, "nesil emniyeti" darmadağın olur. Nikah bahsinin girişinde; kadın ve erkeğin birbirine duyduğu ilgi üzerinde durmuştuk!.. (133)



1688 Kur'ân-ı Kerîm'de: "Kadınlar sizin (evlad yetiştiren) tarlalarınızdır. O halde tarlanıza dilediğiniz gibi gelin. Kendiniz için önden (iyi ameller) gönderin (hayırlı evladlar yetiştirin). Bir de Allah'tan korkun ve bilin ki siz O'na kavuşacaksınız. İman edenlere müjdele"(134) hükmü beyan buyurulmuştur. Hz. Cabir (ra)'den rivayet edildiğine göre bu Âyet-i Kerîme; Yahudilerin "Hanımının doğru yoluna arkadan münasebette bulunan kimsenin doğabilecek çocuğu şaşı olur" demelerini tekzib için inzal buyurulmuştur. Hz. Abbas (ra)'dan rivayet ise şudur: "Kureyşliler, Mekke'de iken karılarının doğru yoluna diledikleri şekilde yaklaşıyorlardı. Mekke'den Medine'ye hicret ettikten sonra Medineli kadınlar ise (Yahudilerin teorileri sebebiyle) huzursuzluk duymaya başladılar. Bunun üzerine "Kadınlarınız sizin (evlad yetiştiren) tarlanızdır. O halde tarlanıza dilediğiniz gibi gelin" ayeti nazil oldu.(135) Allahû Teâla (cc) kadının rahmini tarlaya, erkeğin nuftesini tohuma, doğacak çocuğu bitkiye benzetmiştir. Bu benzetişten kesinlikle erkeğin kadının doğru yolundan gitmesi gerektiğini anlarız. Lûti'lik (dübürden temas) kat'i olarak haramdır.



1689 Bilindiği gibi nikahın hükümlerinden birisi de; her iki tarafın, birbirinden istifade etmesinin helâl olmasıdır.(136) Fakat bu istifadede istisnai olan bazı durumlar sözkonusudur. Nitekim Kur'ân-ı Kerîm'de: "Sana kadınların ay halini sorarlar. De ki: O bir ezadır (pisliktir). Onun için hayız zamanında kadınlar (ınızla cinsi münasebet) ten ayrılın. Temizlendikleri zamana kadar kendilerine yaklaşmayın. İyice temizlendiler mi o zaman Allah'ın size emrettiği yerden onlara gidin. Herhalde Allah hem tevbe edenleri sever, hem de çok temizlenenleri sever"(137) hükmü beyan buyurulmuştur. Hanefi fûkahası: "Hayızlı ve nifaslı kadınlarla cinsi münasebette bulunmak haramdır. Kur'ân-ı Kerîm'de: "Temizleninceye kadar onlara yaklaşmayınız" hükmü beyan buyurulmuştur. "Hayızlı kadınla cinsi münasebet helâldir" diyen kimse kafir olur. Çünkü haram olması kesin nass ile sabittir"(138) Hükmünde müttefiktir. Hz. Enes b.Malik (ra)'den rivayet edildiğine göre; yahudiler, ay halinde olan kadınlarıyla, onlar temizleninceye kadar yemez, içmez, hatta aynı evde dahi oturmazlardı. Bu durum Resûlullah (sav)'a sorulunca: "Sana kadınların ay halini sorarlar..." ayeti nazil oldu. Ay halinde olan kadınlarla; cinsi münasebetin dışında, her şeyin (yemek, içmek, aynı evde oturmak vs.) yapılabileceği belirtildi. Yahudiler kızarak: "Hz. Muhammed, her hususta olduğu gibi, kadınların ay hali konusunda da bize muhalefet ediyor" dediler.



1690 İbn-i Abbas (ra)'dan rivayet edildiğine göre Resûl-i Ekrem (sav): "Ümmetimden biri karısına yakınlık etmek (cinsi münasebette bulunmak) istediği zaman: "Bismillah!.. Yârabbi, bizi şeytandan uzak eyle!.. Bize ihsan edeceğin (zürriyet) den de şeytanı uzaklaştır" derse aralarındaki o cimadan (münasebetten) çocuk mukadderse, o çocuğa şeytan ebediyyen zarar veremez"(139) buyurmuştur. İmam-ı Gazali: "Kadınla münasebetten evvel besmele ve ihlas sûresi okunmalı, tekbir ve tehlil getirmeli ve: "Azim olan Allah adıyla!.. Allahım eğer sülbümden bir çocuk meydana gelmesini takdir etmişsen, onu hayırlı bir zürriyet kıl" diye dua etmelidir"(140) hükmünü zikreder. Ulemâ "Cinsî münasebette edeb" konusunu izah ederken; eşlerin cinsî yönden tatmininin esas olduğu üzerinde durmuşlardır. Erkek ve kadının bu hususta birbirine yardımcı olması gerekir.



1691 Şehevî arzunun (cinsî temayülün) meşru şekilde tatmin edilmemesi; insanın zihnini ve kalbini zaafa uğratır. Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Nefsim yedi kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki, eğer bir adam karısını yatağına davet eder de, kadın (meşru bir özür yokken) razı olmazsa, kocası ondan razı oluncaya kadar Allahû Teâla (cc) ona (kadına) gazab eder"(141) buyurduğu bilinmektedir. Dolayısıyla eşlerin; cinsî münasebet hususunda birbirine yardımcı olması şarttır. Maalesef toplumumuzda; sünnete uygun bir şekilde cinsî terbiye verilememektedir. Bunun sonucu "cinsî sapıklık" alabildiğine yaygın bir hastalık halini almıştır. Aile içerisinde; erkek çocuklara cinsî terbiye "baba" tarafından, kız çocuklara da "anne" tarafından verilmelidir.



1692 İmam-ı Gazali: "Münasebetten önce dil şakaları yapılmalıdır. Nitekim Resûl-i Ekrem (sav) bir hadisinde: "Sizden biriniz (münasebette bulunacağı zaman) ailesine, hayvan gibi çullanmasın. Aralarında (teşvik ve tahrik edici) vasıta bulunsun" buyurdu. "Bu vasıta nedir ya Resûlullah?" diye sorulunca Resûl-i Ekrem (sav): "Öpmek ve şehveti tahrik edici sözlerdir" buyurmuştur."(142) diyerek, münasebette dikkat edilecek bir edebe işaret etmektedir.


Eserin yazarı: Yusuf Kerimoğlu Eser: EMANET VE EHLİYET

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

EMANET VE EHLİYET

MollaCami.Com