Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler

ÂYETİN MÂNASI NEDİR?

Ayet: Alâmet, nişan, ibret, emri acib, mucize,burhan, delil mânalarına gelir. Bu kelime müfred olup cem'i âyât, ayy, ayay gelir.
Asım Efendi Kamus'unda kelimenin izahında diyor ki: "Ayet, alâmet ve nişan manasınadır. Bir nesnenin şahıs ve kalıbına denir... Cem'i ayât ve ayy gelir, ha'sız ve ayay gelir ya ile... ve âyet ibret mânasına gelir, bunun cem'i ayy gelir ve emare manasınadır ki, bir nesneye delâlet edip yakın ifade eden şey ve hâl ve keyfiyetten ibarettir ve Âyetül-Kur'an Kitabı Kerimden muttasılülmâna Kelâmı Şerife ıtlak olunur, inkıtaına kadar ki, cümle menzilinde olur. Müellif Basair de dedi ki: Âyeti Kur'aniyye huruf ve kelâmdan şol taifedir ki, ifadei mâna ile münkati' ve münferid oluncaya kadar muttasıl ve merbut ola. Ve âyet fil'asıl alâmet ve acib ve cemaat ve ibret mânalarına olmağla herbirinden ahzi sahihtir. (Mütercim Âsim Efendi, Okyanus).

Görülüyor ki: Âyet açık alâmet, nişane, ibret, acaib şey ve tanınmağa sebep olan emare mânalarınadır. Bu itibarla Allah'ın varlığını ve birliğini anlamak hususunda kâinat bir âyettir: Buna "Âyatı Kevniye = varlıktaki âyetler" deriz. Felâketler de Allah'ı hatırlatan birer âyettir. İbret vericidir. İşte Kur'an'daki âyet bu mânaların hepsine gelmektedir. Kâinattaki âyetlere "Ayatı Kevniye" dediğimiz gibi, Kur'an'ın âyetlerine: "Ayâtı Münezzele vahiy suretiyle inmiş âyetler" deriz.
Kur'an'ın âyetleri de ister hakiki, ister takdiri olsun bir başlangıcı ve bir maktaı olan ve bir sûre içinde bulunan bir cümledir veyahut da Kur'an'ın içinde evvelinden ve sonundan ayrılmış olan bir kısımdır. Bir âyet, tam bir cümle demek değildir.

Âyetleri tayin etmek tevkifidir, vahye müsteniddir. Akıl ile bulunmaz, bundan dolayı المص bir âyet sayıldığı halde الم bir âyet sayılmaz.

Basralılar ve Kûfeliler arasında bu hususta ihtilaf vardır. Bazı âyetler tam bir hüküm ifade etmez. Bazı âyetlerde ise bir kaç hüküm beyan olunur. Bir âyeti tam bir cümle gibi tutamayız. "Müdhammetan" bir âyettir. "Velfecr" en kısa bir âyettir. Bakara sonunda en uzun âyet olan "Müdayene" âyeti ise bir sahife tutar, bir âyet sayılmaz. Basralılar ve Kûfeliler arasında bu hususta ihtilaf vardır. Bazı âyetler tam bir hüküm ifade etmez. Bazı âyetlerde, ise bir kaç hüküm beyan olunur. Bir âyeti tam bir cümle gibi tutamayız. "Müdhammetan" bir âyettir. "Velfecr" en kısa bir âyettir. En uzun âyet olan "Müdayene" âyeti ise bir sahife tutar.

Âyetler birbirinden fâsıl, durak ile ayrılır ki bu âyetin son kelimesi demektir. Bunun son harfine de "fasıla harfi" denir. Fâsıla harfleri Kur'an'da muayyendir; çok defa en âhenkli olan "Nun" harfi gelir. Fasılalar şiirin kafiyesi ve nesrin seci'leri gibi de değildir.

Âyetler inişlerine göre Mekki ve Medeni diye bir taksime uğradığı gibi "Muhkemat" ve "Müteşabihat" diye de bizzat Kur'an tarafından ikiye ayrılmıştır.

Muhkemât: Mânası beyan edilmeye muhtaç olmayan, yahut yalnız bir türlü mana verilebilecek açık ve muhkem mânalı âyetlerdir.
Müteşâbihat: Sûrelerin başında bulunan mukattaat gibi mânası anlaşılmayan veyahut türlü izah ve tefsirlere müsait bulunan âyetlerdir


Eserin yazarı: Osman Keskinoğlu Eser: Kuranı Kerim Bilgileri

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Kuranı Kerim Bilgileri

MollaCami.Com