Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler
Kur'ân-ı kerîmin tefsîri
Tefsîr, lügatte, "örtülü ve kapalı olan şeyi ortaya çıkarmak, açmak, beyân etmek" demektir. Istılahta tefsîr, insan gücü dâhilinde, Kur'ân-ı kerîm âyetlerindeki Allahü teâlânın murâdını anlamak demektir. Kelâm-ı ilâhî olan Kur'ân-ı kerîmde murâd-ı ilâhîyi anlayıp, bildiren âlimlere müfessîr denir. Te'vîl ise, lugatte, rücû' etmek, dönmek demektir. Istılahta ise, çeşitli ma'nâlar arasından uygun olanı seçmek demektir.
Tefsîr rivâyet ile, te'vîl dirâyet ile yapılır. Kur'ân-ı kerîm, sonsuz bilgiler, hükümler, hikmetler ve fazîletler kaynağıdır. Allahü teâlâ onu insanların en yükseği olan sevgili Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâma indirmiştir. Bu sebeple Kur'ân-ı kerîmi tam olarak yalnız Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem anlamış, kapalı ve anlaşılması zor âyet-i kerîmeleri, Eshâb-ı kirâma tefsîr etmiş, açıklamışlardır.
Cebrâil aleyhisselâm dahî, Kur'ân-ı kerîmin esrârını, gizli ve ince ma'nâlarını Resûlullaha sorardı. Resûlullah efendimiz Kur'ân-ı kerîmin bildirilmesi îcâb eden kısmının tefsîrini eshâbına bildirdi. Böyle olduğunu İmâm-ı Süyûtî bildirmektedir. Onun için Kur'ân-ı kerîmin esas tefsîri bizzat Peygamber efendimizin açıklamaları, ya'nî hadîs-i şerîfleridir.
Nitekim âyet-i kerîmede meâlen buyuruldu ki: “İnsanlara indirdiğimi onlara beyân edesin.” [Nahl 44] Beyân etmek, Allahü teâlâdan gelen âyetleri, başka kelîmelerle ve başka sûretlerle anlatmak demektir. Ümmetin âlimleri de âyetleri beyân edebilselerdi ve kapalı olanları açıklayabilselerdi, Allahü teâlâ Peygamberine, sana vahy olunanları teblîğ et der, beyân etmesini emretmezdi.
Resûlullahtan bu tefsîrleri öğrenen Eshâb-ı kirâm, mufessîrlerin ilk kuşağını meydana getirir. Başta Hulefa-i râşidîn olmak üzere, İbn-i Mes'ûd, Übey bin Ka'b, Ebû Mûsel Eş'arî, Ebû Hüreyre, Enes bin Mâlik ve Abdullah bin Abbâs Kur'ân-ı kerîmin tefsîri husûsunda önde gelen sahâbilerdendir.
Bilhassa Abdullah bin Abbâs, Eshâb-ı kirâmın en âlimleriden biri olarak tanınmıştır. Âyet-i kerîmelerle ilgili açıklamalarının pek yüksek olduğunu tefsîr âlimleri bildirmiş, tefsîrlerini bunlarla süslemişlerdir. Ancak ona âit tefsîr kitabı yoktur. Yalnız tefsîr âlimleri onun bu açıklamalarının tefsîrlerinden nakletmişlerdir. Tefsîr ilmindeki yüksekliğinden dolayı kendisine; Tercümân-ül Kur'ân, Hibr-ül-Ümmet, Reîs-ül-Müfessirîn lâkapları verilmiştir.
Eserin yazarı: Mehmet ORUÇ Eser: MEZHEPLER DOSYASI
MEZHEPLER DOSYASI
- İSLAMİYET NAKİL DİNİDİR
- KURAN-I KERİMİ HERKES ANLAYABİLİR Mİ?
- Kur’an-ı kerim
- Hazret-i Ömer anlayamadı
- Yanlış anlamak şüphe hasıl eder
- Dinden ayrılmalara sebep oluyorlar
- Art niyetli olmayanlar gerçeği görüyor
- Maksatları Kur’an-ı kerimden uzaklaştırmak
- Kur'ân-ı kerîmi anlamak mümkün mü?
- Kur'ân-ı kerîmi yanlış tefsîr etmek
- Tefsirden, meâlden dîn öğrenilebir mi?
- Kur'ân-ı kerîmin ifade gücü
- Tefsir, meal okuma merakı
- Kur'ân-ı kerîm bilgileri
- Kur'ân-ı kerîm okuma sevâbı
- Okumak için manasını bilmek gerekmez
- Kur'ân-ı kerîmin tefsîri
- Fıkıh kitapları Kur'ân-ı kerîmin tefsîridir
- Dinin emirleri asra göre değişmez
- Yanlışı bir yana doğrusu bile zararlı
- Usul hatası önemlidir
- Tefsirden dinimizi öğrenmek mümkün mü?
- Tefsirde nakil esas alınmazsa
- Kelime kelime tercüme yapılamaz
- Tefsîrler ve İsrâiliyyât
- Tefsîrler ve mevdû hadîs
- İlk Kur’an-ı kerim tercümeleri
- İslamın Luther’lere ihtiyacı yoktur
- Meal tartışmalarının özeti
- Yanlış propagandalardan kurtulmalı
- Yapılabilecek en büyük kötülük
- Müsteşrikler neden hız kesti?
- Hadis-i şerifler ve Kur’an-ı kerim
- Cuma namazı örneği
- Dinin anlatılmasında Peygamberlerin lüzumu
- Hz.Peygamberin hüküm koyması
- “ O’nun her sözü vahy iledir.”
- Vahiy Kur’an-ı kerimden ibaret midir?
- O halde Hikmet nedir?
- Peygambersiz din olur mu?
- Hz. Peygamberin bildirdikleri vahy iledir
- Günahların affı Peygamber sevgisine bağlı
- Apaçık sapıklığa düşenler!
- ALİMLERİN DİNDEKİ YERİ
- İCTİHAD VE MEZHEPLER
- DİNDE FIKHIN ÖNEMİ
- Fikih İlmi ve İmam-i a’zam
- MAKALELER