Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler

KIRAATLAR VE ARAP LEHÇELERİ

Muhammed Vâsıti (H. 306/M. 918) mütevatir ve
meşhur olan on kıraat hakkındaki eserinde kırk kadar Arap lehçesinin Kur'an'da bulunduğunu yazar ve şunları sayar:
Kureyş, Hüzeyl, Kinâne, Esed, Huzâa, Hişâm, Hazrec, Evs, Eş'ır, Nemir, Kays, Cürhüm, Yemen, Ezd', Kinde, Temim, Himyer, Medyen, Lâhm, Sa'ad, Hadramet, Sedus, Amâlika, En'mâr, Gassân, Mizhaç, Gatafân, Sebe', Uman, Benî Hanife, Sa'leb, Tayy, Âmir, Müzeyne, Sakîf, Cüzam, Beliy, Uzra, Hevâzin, Yemame. .
Bunların içinde en fasih olanı ilk beşidir. Bu lehçelerin çoğu kaybolup gittiklerinden ve birbirlerine karışıp kaynaştıklarından bu esasları incelemek bugünkü vesait ve vesikalara göre imkânsızdır. Ne de olsa Kur'an'da esas Kureyş dilidir ve Kureyş dili daima esas tutulmuştur. Hazreti Osman bile "Onu Kureyş lisaniyle yazın" demişti. Şunu da kaydedelim ki Kur'an'da bu lehçelerin bazısından bir kaç kelimecik vardır. Ulema yine o dilden var demişlerdir. Bu lehçelerin arasında telâffuz ve şive farkı vardı. Bunların hepsi birbirine karışmış ve kaynaşmış, ortaya en fasih, en beliğ, en selis bir dil çıkmıştır. Bu farkların çoğu med, kasır, imâle, izhâr, idgâm gibi hususlardır. Bazıları sondaki (hum) هم zamiri harekeliyerek عليهمو منهم okur.'ليهفيه lere يه ilâve eder. Kur'an-ı
Kerim bir kelimeyi muhtelif yerlerde muhtelif lehçelerin tarzına göre kullanır. بري وبراء gibi. Hicaz halkı براء kullanır, Temim ve diğer Araplarبرئderler. Her
iki kelime de Kur'an'da vardır. Hz.Osman kıraatleri Mushaflara tevzi etmiştir, demek bu demektir.فاسرباهلك،والليل،اذايسري Kureyş hemze ile kullanır, diğer
Araplar ise hemzesiz, آسريت،سريت işte bu gibi kelimelere edebiyat âlimleri
işaret etmişlerdir. İbni Haldun'un dört ana kitap saydığı edebî eserlerden biri olan "Kâmilin Mübrid"inde bunları bulursun. Kıraat kitapları ise her kelimenin vücuhu kıraatini, telâffuz şeklini tesbit etmiş, kimin hangi kelimeyi nasıl okuduğunu göstermiştir ki, başka bir dilde bu yapılmış değildir.
İşte yukarıda arzolunan sebeplerle muhtelif kıraatler İHTİLÂFÜL-MESAHİF
meydana gelmiştir. Bunların bir kısmı Kur'an'ın metninde hiç bir değişiklik olmadan i'rab ihtilâfıdır. Bazısı ise nokta ve hareke ihtilâfı, kelime yerine başka kelime getiren bir ihtilaftır. Fakat bu sonuncular bir hüküm değiştirmez, haramı helâl, helali haram kılan şeyler değildir. Bir kısmı şerh ve tefsir kabilindendir. Bazıları şive ve lehçe farkıdır. Mâna itibariyle birdirler.
İşte bunlardan bahsederek sebeplerini izah eden bir çok eserler kaleme alınmıştır. Müslümanlar bunlara göz yummuş, kitaplarının etrafında olup biten şeylerden habersiz bulunmuş değildirler.

Avrupalılar bundan istifade ederek Kur'an etrafında şüphe uyandırmak için neler arayıp buluyorlar. Garip şeyler meraklısı adamların rivayet ettikleri nice şeyler çıkarıp bunları dine hücuma vesile yapıyorlar. Alman Şarkıyyat Cemiyeti, kıraatlara ve ihtilâfı-mesahife dair eski muhtelif eserleri son yıllarda basmışlardır. Bunun sebebi nedir biliyor musunuz? Zihinleri karıştırmak. Yoksa İslâm ilmine hizmet etmek maksadiyle olsa daha faydalı eserleri basarlardı.
İslâm ulemâsı Kur'an'larının etrafında olup bitenlerden gafil değildir. Bu hususta tarih boyunca nice eserler kaleme almışlar, incelemişler, çürük, sağlam ayırmışlar, makbul ve merdudu bildirmişlerdir.(47)

İhtilafı Mesahif diye kıyametler koparılan bu meseleye dair misaller gösterelim. Bu misali de en Şaz kıraatlar okuyan İbni Zenebuz'dan alalım:

والعصر (ونوائب الدهر )ان الانسان لفي خسر (وانه فيه الي اخر الدهر اعصاراً،عصراً بعد عصر دهر)الاالذين آمنوا وعملوا الصالحات وتواصوا بالحق (وأتمروا بالتقوي) وتواصوا بالصبر (واعتبروا بالصب)ر
''Önlerinde'' bir melik vardı, ''sağlam" her gemiyi gasben alırdı.''
İşte kavis içindeki kelimeler ihtilaf nümunesidir. Bunlar tefsir ve izah için getirilmiş kelimeden başka bir şey değildir. Mânayı bozmuyor. Musa ile Hızır hikâyesinde geçen bu âyetteki bu kelimeler tefsir için birinin söylediklerini yazmaktan ibarettir. Sonra gelen birisi onları metinden sanmış ve öyle rivayet etmiş. Buradaki kelime tefsir ve izah kabilinden, ya mutlakı takyid, ya âmmı tahsis, sıfat gibi şeylerdir. Kıraata dair eskiden pek çok eserler yazılmıştır. Bunlar kıraat vecibelerini izah ederler. Müsteşrikler bunları yayınlıyorlar. İçlerinde her türlüsü de var.
Müsteşriklerin yayınladıkları bu eserleri, bu hususta malumatı olmayan Müslümanlar, bilhassa gençler görünce şaşıyorlar. Bunları İslam ulemâsı bilmiyor sanıyorlar. Hatta şüpheye düşüyorlar. Biliyorum, bu bahisler kolay kolay anlaşılır şey değildir. Geniş vukuf, derin ıttıla, sağlam malumat ister. Böyle bir kaç satırla izah olunamaz.
Öyle ise bunları niçin kurcalıyor ve niçin yazıyorum, diyeceksiniz! Niçin mi yazıyorum. Bunları Avrupalılardan, müsteşriklerden duyacaklarına bizden duysunlar. Müslüman ağzından işitsinler. Görsünler ki İslâm uleması bu hususta nice eserler yazmışlar, en gürültülü mevzua dalmışlar. Münakaşa etmişler, incelemişler, çürüğünü, sağlamını, eğrisini, doğrusunu ayırmışlar.
Şunu da kaydedelim ki, eskiden İslâm uleması gayet geniş bir hürriyet havası içinde çalıştıklarından her şeyi mevzubahs etmişler, en zayıf rivayetleri kurcalamışlar, çeşitli maksatla ortaya çıkarılan en garip nakilleri bile kitaplarına almışlardır. Bunlar çeşitli tenkitlere yol açıyor, eski tenkitler, yeni gürültülere sebep oluyor, bilir bilmez herkes bu işlere karışıyor. Halbuki bu ihtisas meselesidir. Bu müstakil bir ilimdir. Yalnız bir eseri, bir garip rivayeti ele alarak işi hallettim sanıvermek en büyük gaflet olur; işi sükûtla geçiştirmeye çalışmak ta öyle!
Bir çok defa geçtiği gibi bu ihtilaflar, o kadar çok gürültü koparılmasına rağmen tefsir kabilinden şeylerdir. İbni Ebi Davud'un İhtilafı Mesahifine bakacak olursak, onun rivayetlerinin çoğu da İbni Şenebuz'dan verdiğimiz misallerde görüldüğü üzere, kayıt, sıfat gibi tefsir için araya katılmış kelimeler olduğunu görürüz. Bunlar hükmü değiştirmez, helâli haram kılmaz. Bunu başka türlü görmek ve göstermek yanlış bir hareket olur.
Meselâ İhtilafı Mesahifi neşreden Doktor Jeffrey Asır Sûresi hakkındaki muhtelif rivayetleri eline geçirebildiği kitaplardan toplayarak onu şu şekle sokuyor:

وكان (أمامهم) ملك يأخذ كل سفينة (صالحة) غسبا

Şimdi, bu parantez içinde olan rivayetler Asır sûresinden midir, yoksa onun tefsiri kabilinden kelimeler midir? Bu kelimeleri hocalarından Asr sûresini tefsir ederken işittikleri kelimeleri tefsir kabilinden olarak söylemişlerdir. Mushaflarının kenarına, sûrenin aralarına yazmışlardır. Bunlar Asır sûresinden değildir. Doktor Jeffrey bunları toplayarak bu şekle sokmakla Asır Sûresini değiştiriyor değil, tefsir ve izah ediyor demektir. Der kenarlı Mushaflarda bu kabil şeyler bulunur. Bunu bu müsteşrikten önce, Ebubekir Bakillâni görmüş ve eserinde göstermiştir. Arzu edenler oraya bakıp görebilir.

______

(47) O eserlerden bazısının isimlerini kaybedelim:
İhtilafı Mesahifi Ehlili-Medine ve Ehlil-Kûf e ve Ehlil-Basra-Kisaî,
İhtilâfül-Mesahif - Halef,
İhtilâfı ehli-Kûfe vel-Basra Veş- Şam - Darra',
İhtilâfül-Mesahif - Ebu Davut Sicistanî,
İhtilâfül-Mesahif - Medainî,
İhtilafı Mesahifüş-Şam vel-Hicaz vel-Irak - İbni Amir Yahsubî,
İhtilâfül-Mesahif - Muhammed bini Abdurrahman Isfahani.


Eserin yazarı: Osman Keskinoğlu Eser: Kuranı Kerim Bilgileri

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Kuranı Kerim Bilgileri

MollaCami.Com