Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler
Teaddüd-i Zevcât (Birden Çok Kadınla Evlenme)
Allâhü Teâlâ en-Nisâ sûresinin 3. âyet-i kerîmesinde:
"Eğer yetîm kızlar hakkında adâleti yerine getiremiyeceğinizden korkarsanız sizin için helâl olan diğer kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikâh edin! Şâyet (bu sûretle de) adâlet yapamayacağınızdan korkuyorsanız o zaman bir tane ile, yahut mâlik olduğunuz câriye ile yetinin. Bu (tek hanım veya câriye) sizin için hakdan eğrilip sapmamanıza daha yakındır." buyurmaktadır.
Bu âyet-i kerîmeden anlaşılan, birden fazla evlenmenin İslâm’ın bir emri değil, bir izni olduğudur. Yani bu hüküm, yapılması gerekli bir görev değil, zarûrî durumlarda kullanılabilecek bir izindir. Ancak bu izinden faydalanılabilmesi için de erkeğin, eşleri arasında her konuda eşitlik ve adâlet esaslarına uygun hareket edebileceğine inanması gerekmektedir.
Birden fazla kadınla evli olan bir erkek, eşleri arasında her hususta adâletli davranmaya dînen mecbûrdur. Nöbetleşe beraber kalır. Birinin nöbetinde iken, onun izni olmaksızın diğerine gidemez. Ortakların güzeli ile çirkini, yaşlısı ile genci bu hususta aynı durumdadır. Kocanın bu konuda hiç bir özrü geçerli değildir. Yedirme, giydirme, mesken, davranış gibi bütün konularda da hiçbir ayırım yapmaması şarttır. (222) Nitekim Peygamber (s.a.v.) Efendimiz:
"Bir erkeğin nikâhında iki kadın bulunur da aralarında adâleti gözetmezse, kıyâmet gününe bir tarafı düşük, felçli olarak gelir." (223) buyurmaktadır.
Kaldı ki, birden fazla evlenme hususunda bir zorunluluk yoktur. Teaddüd-i zevcât, yapılması mecbûrî bir emir olmayıp, ancak bazı zaruretler karşısında cemiyeti ahlâksızlıktan ve fuhuştan kurtarmak için konulmuş ictimâî bir tedbirdir. Bunu gerçekleştirmeye, ne erkek ve ne de kadın mecburdur. Bir erkek, gerek görürse bundan faydalanır, gerek görmezse bir hanım ile yetinir. Kadın da uygun görürse, evli bir erkekle evlenmeyi kabul eder. Uygun görmezse kabul etmez. İlk hanım da, üzerine evlenilmesini arzu etmediği takdirde, bu hususu, nikâh esnasında uygun bir şart ile, meselâ boşanma hakkı elinde bulunmak şartıyle sağlayabilir. (224) İlk hanım evlenirken üzerine evlenilmemesini şart koşmuş ise, ikinci evlilik yapılamaz. Esasen bir hanım ile yetinilmesi "Adâletli davranamayacağınızdan korkarsanız bir tane ile yetinin!" âyet-i kerîmesine göre daha uygun görülmektedir. Ayrıca şartlarına uyamıyacak kimselerin birden fazla kadınla evlenmeye kalkışmaları, Allah indinde sorumluluğu gerektirir. Bu yüzden hukûku çiğnenen bir hanım da mahkemeye mürâcaat ederek haklarını savunabilir. (225) İslâm Dîni’nde erkekler, birden fazla evlenmekle emrolunmadıkları gibi, kadınlar da ortak kabul etmek zorunda değillerdir. (226) İstenmemekle beraber boşanma, bazen bir zaruret halini aldığı gibi, çeşitli zamanlarda bazı toplumlarda birden fazla evlenmek de mecbûriyet arzedebilir. Bu ve benzeri gerçekleri dikkate almayan bir nizamın ömrü kısa olur. Halbuki İslâm Dîni, başlı başına bir hayat nizâmıdır. Gerçekten birden fazla evlenme, bazı durumlarda kadın için bir kurtuluş, bir nimet olabilmektedir. Meselâ kadının yaradılışdan veya herhangi bir hastalıktan zevcelik vazifesini yerine getirememesi veya çocuk yapmaya muktedir olmaması durumunda, kocasına evlenebilme hakkı verilmediği takdirde, erkek, ya bu kadıncağızı boşayıp bir başkası ile evlenecek, ya da kötü yollara düşecektir. Bu her iki durumda, hem erkek ve hem de kadın için büyük bir zulüm sözkonusudur. Birden fazla evliliğin zarûret hâline geldiği noktalardan biri de, savaş sonrası ortaya çıkan durumdur. Savaşlar sonucu erkek nüfûsun, kadınlara oranla çok daha azaldığı bir gerçektir. Bu durumda birden fazla evlilik, ahlâksızlık ve zinâyı önleyecek en tesirli bir yoldur. Şu halde teaddüd-i zevcât, normal hayatta her zaman uygulanabilecek bir kâide değil, özel durumlarda mürâcaat edilmek üzere verilmiş müstesnâ bir tedbirden ibârettir.
*
Buraya kadar, yüce dînimizin kadına verdiği üstün değeri ve onlara tanıdığı ulvî hakları, gücümüz nisbetinde açıkladıktan sonra; genç kızlarımıza örnek alacakları rehberlerden bahsederek, kuracakları âile yuvalarında muhakkak dikkat etmeleri gerekli hususlara kısaca temâs etmeyi uygun bulmaktayım.
Eserin yazarı: Osman Ersan Eser: KADININ DEĞERİ VE HAKLARI