Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler
AZİMET VE RUHSAT
273 Önce kelimeler üzerinde duralım. Azimet; azim masdarından olup, kat'i olarak verilmiş bir karar ile bir hususun icrasına başlamaktır. İslâmi ıstılâhta: "Allahû Teâla (cc) tarafından vaki olan teklifi, hiçbir özür ileri sürmeksizin, usûl ve kaidesine göre, tam ve mükemmel şekilde eda etmektir.(38) Ruhsat ise, kulların şer'i özürleri neticesinde, tam ve mükemmel olarak eda edemediği teklifleri, Allahû Teâla (cc)'nın nazarı müsamaha ile görmesi dolayısıyla insanların fiillerine tatbik edilmesi gereken hükümlere verilen isimdir.(39) Tariflerden de anlaşılacağı üzere; Allahû Teâla (cc)'nın tekliflerini, usûl ve kaidesine göre edâ etmek azimettir. Ancak semavi veya mükteseb bir ehliyet arızası sebebiyle "Azimet'le" amel edilmezse, ruhsat ile amel gündeme girer.
274 İmam-ı Şafii (rha): "Allahû Teâla (cc)'nın nass'la belirlediği bir hüküm, Resûl-i Ekrem (sav)'in hafifletici bir sünneti ile tahsis olunursa "Ruhsat" var demektir. Resûl-i Ekrem (sav)'in hak verdiği yerlerde "Ruhsat" ile amel edilir. Ancak Resûl-i Ekrem (sav)'in tayin etmediği yerlerde ise ruhsat olamaz. Ayrıca bu ruhsatlar, başka şeylere "İllet" de teşkil etmezler."(40) hükmünü zikrediyor. Bahsin devamında da: "Resûl-i Ekrem (sav) sadece mestlerin üzerine mesh etmiştir. Binaenaleyh buna kıyasla biz kalkıp da; sarığın, baş örtüsünün veya eldivenlerin üstüne mesh edemeyiz. Üzerimize farz olan bu organların tamamını yıkamaktır. Resûl-i Ekrem (sav)'in izniyle hareket ederek mestler üzerine mesh etmemiz ise ruhsatımızdır(41) diyerek; ruhsat'ın ictihad'la tesbit edilemiyeceğini beyan etmektedir. İbn-i Abidin "Babû'l Mesh'in" girişinde: "Ruhsat kulların özürlerine binaen meşru olan şeydir. Mukabili azimettir" tarifini yaptıktan sonra: "Ruhsat ikiye ayrılır: Birincisi "Ruhsat-ı İskat", İkincisi "Ruhsat-ı Terfih"tir"(42) buyurmaktadır.
275 Genel olarak "Ruhsat-ı İskat'ı" azimetin meşruiyetini düşüren özür olarak tarif etmek mümkündür. Meselâ: Domuz etini yemek ve şarab içmek haramdır. Ancak açlık tehlikesi, telef olma noktasına varırsa veya insan susuzluktan baygın hale yaklaşırsa Ruhsat-ı İskat gündeme girer.(43) Kur'an-ı Kerim'de: "Allah size ölüyü (murdar hayvanı), kanı, domuz etini, bir de Allah'tan başkası için (Tağut'lar ve putlar adına) kesileni kat'iyyen haram kıldı. Fakat kim bunlardan yemeye muzdar kalırsa (Izdırar haline düşerse) saldırmamak ve haddi aşmamak şartıyla, onun üzerine bir günah yoktur"(44) hükmü beyan buyurulmuştur. Müfessirler; ızdırar halinde iken haram li aynihi olan domuz etinden yemeğe, bu ayet-i kerime ile izin verildiği hususunda müttefiktirler.(45) Ancak "Zaruretler, kendi miktarlarınca takdir olunurlar"(46) kaidesini dikkate almak şarttır. Izdırar halinde iken, o hali giderecek nisbette yemek "Ruhsat-ı İskat'tır." Eğer yemez ve ölürse azimetle amel etmiş olmaz.
276 "Ruhsat-ı Terfih'te" ise durum daha değişiktir. Ruhsatın sebebi mevcut olmakla birlikte, azimeti yapmak meşrudur. Yani Ruhsat-ı Terfih, azimeti oradan kaldırmaz. Meselâ: Mest giymiş bir kimse, her abdest alışında meslerini çıkarıp ayaklarını yıkayabilir!.. Bu durumda mestler üzerine mesh etmesi "Ruhsat", mestlerini çıkarıp ayaklarını yıkaması "Azimet'tir." Yine küffar'a esir düşen bir mü'min; ikrah-ı mülci anında kelime-i küfrü söyleyip ölümden kurtulması "Ruhsat'tır". Nitekim İbn-i Abidin de: "Yani öldürülmesi yahut bir uzvunun kesilmesi yahut şiddetli dövülmesi gibi tahammülü aşan bir şeyle mürted olması için zorlanan kimsenin kalbi iman üzere sabit ve bununla mutmain olduğu halde lisanıyla emredilen şeyi söylemesiyle mürted olmaz. Çünkü böyle zorlama halinde kalbinde iman olduğu halde lisaniyle küfür sözlerini söylemesine şer'an ruhsat verilmiştir"(47) hükmünü zikreder. İmam-ı Serahsi bu husustaki bütün kavilleri zikrettikten sonra; ikrah-ı mülci anında dahi kelime-i küfrü söylememek hususunda direnen ve öldürülen kimsenin şehid olacağını beyan etmektedir.(48) Zira o halde dahi kelime-i küfrü söylemek mübah değildir, sadece günahı kaldırılmıştır.
277 Sonuç olarak; ruhsat-ı iskat ve ruhsat-ı terfih ancak kat'i bir nass'la sabit olur. Ayrıca herhangi bir ruhsattaki "İllet" esas alınarak, başka bir ruhsatı tesbit etme imkânı yoktur.
Eserin yazarı: Yusuf Kerimoğlu Eser: EMANET VE EHLİYET
-
2009-10-12 18:14 - benim ismimde azimetazimet ne anlamageldigini bilmiyordum ismim azimet akyüz ist catalca karaca köylüyüm işm yok ser besim ve iş arıyorum fakat ismile guru duyuyorum ve bugüne kdar hiç azimet isminde kimseyle tanışmadım dünyada tek oldugumu düşündüm heyer azimet isminde birileri varsa taşıp arkadaş olmak istiyorum askerligimi yeni yaptıve sonuolmayan biyolculuk olan ismim azimet leri bekliyorum05372797402 05443141993
EMANET VE EHLİYET
- Takdim
- ÖNSÖZ
- Genel Bilgiler
- Tevhid ve Sıfat İlmi
- Temizlik Bahsi
- İBADET NEDİR?
- İBÂDET'İN MÜDDETİ VE DERECELERİ
- TEKLİFE MUHÂTAP OLMAK
- AZİMET VE RUHSAT
- TAHARET BAHSİ
- ABDEST ÜZERİNE
- ABDEST'İN FARZLARI
- ABDEST'İN SÜNNETLERİ
- ABDEST'İN EDEBLERİ
- ABDEST'İN MEKRUHLARI
- ABDEST'İ BOZAN ŞEYLER
- ABDESTİN ÇEŞİTLERİ
- ABDESTİN ÇEŞİTLERİ
- GUSÜL NEDİR?
- GUSÜL ABDESTİNİ İCAB ETTİREN HALLER
- GUSÜL ABDESTİ'NİN ÇEŞİTLERİ
- SULAR VE HÜKÜMLERİ
- SULAR'IN TASNİFİ
- KENDİLERİYLE ABDEST VE GUSÜL CAİZ OLMAYAN SULAR
- ARTIK SULARLA İLGİLİ MESELELER
- TEYEMMÜM NEDİR?
- TEYEMMÜM'ÜN SIHHAT ŞARTLARI
- MESTLER ÜZERİNE MESH YAPMAK
- TEYEMMÜM NASIL YAPILIR?
- TEYEMMÜMÜ BOZAN ŞEYLER
- MESTLER ÜZERİNE MESH YAPMAK
- MEST'LER ÜZERİNE MESH'İN CAİZ OLMASININ ŞARTLARI
- MESTLER ÜZERİNE MESH NASIL YAPILIR?
- SARGILAR ÜZERİNE MESH
- KADINLARA MAHSUS BAZI HALLER
- HAYIZ'IN TARİFİ VE MÜDDETİ
- NİFAS'IN TARİFİ VE MÜDDETİ
- İSTİHAZE'NİN TARİFİ
- HAYIZ VE NİFAS HAKKINDA MÜŞTEREK OLAN SEKİZ HÜKÜM
- ÖZÜR SAHİBİ'NİN HÜKMÜ
- HAKİKİ NECASETLERİN (HABES'İN) KISIMLARI
- NECASETLER VE ONLARIN TEMİZLENMESİ
- İSTİNCA
- Namaz Bahsi
- Cihad Bahsi
- Oruç Bahsi
- Zekat Bahsi
- Hacc Bahsi
- Kurban Bahsi
- Nikah Bahsi
- Had ve Hudud Bahsi
- Rızk ve Kazanç Temini Bahsi
- Kerâhiyat ve İstihsan (Adab-ı Muaşeret Bahsi)
- Adâlet Bahsi
- Ferâiz (Miras Hukuku) Bahsi
- Çeşitli Meseleler