Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler

HUTBE UNUTULAN SÜNNETLER

Yetmişli, seksenli ve doksanlı yıllarda güzel dergiler çıkardı ülkemizde. Her biri bir cemaatin veya vakfın yayın organı olan bu dergilerimizde "Unutulan sünnetlerimiz" diye bir sütun bulunurdu. Bu sütunu hazırlayan arkadaşlar, her sayıda, unutulmaya yüz tutmuş bir sünneti gündeme getirirlerdi. Misvak kullanmak, sarık sarmak, şalvar giymek, yemeğe tuzla başlamak gibi... Bu sütunu hazırlayan arkadaşlara göre, sünnet denilince demek bunlar akla geliyordu.

Sünnet; sözlükte "yol, gidiş, tabiat, alışılmış yol" manalarına gelir. İslâm dininde sünnet denilince, Hz. Peygamber'in söz, fiil ve takrirlerinin bütünü akla gelir. Hz. Peygamber'in sözlü sünnetine "hadis-i şerif", diğer davranışlarına da "sünnet" denilmiştir. Biz, sünnet kelimesine yüklenilen manayı daraltmış, sadece Hz. Peygamber'in yeme içme ve bir de giyim kuşamına hasretmişiz. Sünnet denilince aklımıza bunlar gelmiş; Hz. Peygamber'i, yemesi içmesi, oturması kalkması ile mi taklid etmek daha önemli, yoksa Kur'an'ı anlaması, tebliğ ve irşad faaliyetlerini yerine getirmesi ile mi taklit etmek daha önemli? Elbette ki, ikincisi daha önemlidir. Ben, Hz. Peygamberimin yeme içme, oturma kalkma tarzlarını ve giyim kuşam şekillerini taklit etmeyi küçümsemiyorum; sünnetin sadece bunlardan ibaret olmadığını söylüyorum.
Bugün, içinde yaşadığımız dünyada yüzüstü düşmüş bir ümmet var. Bu ümmet neden yüzüstü düştü? Yemeyi içmeyi, giyim kuşamı beceremediği için mi, yoksa daha başka sebeplerden mi? Elbette ki yeme içmeden değil, ciddi sebeplerden dolayı yıkıldık. Bizi yıkan sebepleri araştırıp, işte o konularda Hz. Peygamberimize müracaat etmeli ve ona uymalıyız.

Hz. Peygamber Efendimiz sabah namazı da dahil, günde beş vakit namazı camide cemaatle kılardı. Namazdan sonra da cemaatine kısa sohbetler yapardı. Biz bugün camileri boşalttık. Aydınlarımız ve önderlerimiz, camide cemaatle namaz kılmayı avam tabakaya bıraktılar, kendileri çok önemli işlerle (!) meşgul oluyorlar. Allah'a karşı olan kulluk borcumuzun birinci rızasını işgal eden namaz konusunda Peygamberimizin sünnetine uymayan bir toplumun iki yakası bir araya gelir mi? Gelmiyor işte. Namaza öncelik vermeyen, namazı Hz. Peygamber Efendimiz gibi kılmayan bu ümmetin düştüğü yerden kalkması çok zordur.

Hz. Peygamber Efendimiz, yirmiüç senelik peygamberlik döneminde bütün Arap yarımadasını İslâm'a kazandırdı. Onun düşmanları bizim düşmanlarımızdan daha şiddetliydi. Onları alt etmesini nasıl becerdi? Kısa zamanda bu dini üç Türkiye büyüklüğündeki toprak parçasına nasıl yaydı? Bana göre asıl sünnet işte budur. Yani, Hz. Peygamber Efendimizin bu konuda takip ettiği siyaset, yol, yöntem ve metoddur, sünnet olan işte budur. Bunu sünnet olarak kabul etmek ve hayatımıza taşımak bize çok zor geldiği için, devamlı yeme, içme, yatma, kalkma, giyme gibi sünnetleri gündeme getiriyoruz galiba.
Hz. Peygamber, aileye ve aile çevresine çok önem verirdi. Hanımları, çocukları, torunları, yakınları ve çevresi ile olan münasebetleri bizim için çok önemlidir. İşte asıl sünnet budur.

Medine'de yaptırdığı mescidin girişindeki Suffe'de bir nesil yetiştirdi. Kendinden sonra İslâm'ı en uzaklara işte bu nesil götürdü. Bizim böyle bir derdimiz var mı? Kendi işlerimize verdiğimiz önem kadar Müslüman bir neslin yetişmesine de önem verebiliyor muyuz? Bu konuda sünnete neden tabi olmuyoruz?

Medine'ye hicretten sonra Mekkeli Muhacirler ile Medineli Ensar'ı birbirine kardeş yaptı. Bu iki nesil birbirleriyle kaynaştı; bir ümmet meydana geldi. Ümmet olmanın temelinde kardeşlik, dostluk ve muhabbet vardı. Hal böyle iken, biz neden birbirimizin aleyhinde konuşuruz? Hz. Peygamber'in hayatında ümmetin iki ana kolu Ensar ve Muhacir'dir. Savaşlarda her ikisinin de sancağı ayrı olurdu. Ama isimlerinin ve sancaklarının ayrı olması bir ve beraber olmalarına engel değildi. Neden bugün biz, cemaatler konusunda "sünnet olana tabi olalım" demiyoruz?

"Unutulan sünnetler" kavramını yeniden gündeme getirelim ve gerçekten unutulan sünnetlerimizi hayata taşıyalım. Ne dersiniz?


Eser: Cuma Sohbetleri

  • Yeni Ekle
Yorumlar (1)