Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler

FİTNEYİ TANIMADA VE SAKINMADA ÖLÇÜ

Fitne; kargaşa, kavga ve gürültü, önlenmesi kabil olmayan umumi ayaklanma mânâlarına gelmektedir. Ferdin ve cemiyetin ahengini bozan ve huzurunu kaçıran hâdiseleri tanıtmada kullanılan bu terim, mutlak bir ifade ile kullanıldığı zaman fitnenin umumuna şâmil olur. Bizim ele almak istediğimiz fitne, dünya hayatının sonunu hazırlayan ve "âhir zaman fitnesi" denilen hâdiselerdir. Bu mânâdaki hâdiselerin çeşitli yönleri bulunmaktadır. Onları açıklamaya çalışacağız.
A) Fitnenin sebepleri:
a) İlim noksanlığı:
Her türlü kargaşa ve ayaklanma, cehâlet muhitinde yeşerir ve câhillerden faydalanır. Dinî ilimlerin noksanlaşması, kötü niyyetli kişilerin aradığı en müsait zemin olmaktadır. Karanlıkta uçuşan yarasalar gibi, ilim nurundan mahrum muhitleri tercih eden kişiler, yapmak iste:
diKleri tahribatı bu gibi vasatta rahatlıkla yaparlar.

Bu hususta dikkatli olmamız için bizleri uyaran Resûl-i Ekrem (s.a.v.)5 "(Âhir) zaman yaklaşır, ilim eksilir ve fitne açığa çıkar. (Kalplere) koyu cimrilik bırakılır, heremerç) çoğalır. (Ashap tarafından) "Ey Allah'ın Resulü! o (harç) nedir? denildi. Peygamberimiz "Dövüş (hadiseleri), katil (vak'alan)dır"(1) buyurdu.
b) Ayrılık ve ihtilâf hâdiseleri:
İslâm dini insanları birlik ve beraberlik etrafında toplanmaya çağırmaktadır. Fitne ise ayrılık ve ihtilâfa sevk etmeye çalışmaktadır. Bu durum karşısında cinayete ve kan dökülmesine varan ayaklanmalar olabilir. Âlemlere rahmet olan Peygamberimiz, "Öldürülmüş olma pahasına olsa da katil olmamaya gücün yeter ise onu işie"^ buyurmuştur.
B) Fitneni zararları:
Fitne ve fesat zuhura geldiği zaman şaşıran, korku ve telâşa kapılan insanlar, şaşkınlık içinde ne yapacağını bilemez. Kendini kurtarmak için imanını bile feda edenler olur. Rasûlullah (s.a.v.) bu tehlikeye karşı bizleri uyarmakta ve "Karanlık gece kıt'alan gibi fitneler gelip çatmadan (önce hayırlı) işlere acele ediniz. (Zira o sırada) kişi mü'min olarak sabaha erdiği hâlde kâfir olarak akşama girecek veya mü'min olarak geceye girdiği hâlde kâfir olarak sabaha ulaşacak. Dünya metâından küçük birşey karşılığında dinini satacak"(3) buyurmaktadır.
Bu tehlikeye işaret eden diğer bir hadîs-i şerifte "yakın bir gelecekte (kişiyi) sağır (laştıran), dilsiz (gibi bir hâle getiren), kör (e benzeten) fitneler olacaktır. Kim ona yaklaşırsa fitne ve kargaşa onu kendine çekecek. Ona dil uzatmak, kılıç (ile içine) düşme gibidir.^ Silahlı ayaklanmalara karışmak, önü alınmaz durumlar meydana getirir. Kan ve intikam birbirini takip eder. Evlâttan toruna intikal eden kırgınlık ve öfke, kıyamete kadar devam eder.
C) Fitneden korunmanın çareleri:
Kargaşalık zuhura geldiğinde en selâmetli yol, takatinin son haddine kadar fitneden uzak kalmaya çalışmaktır. Bu gibi ayaklanmalarda "oturan, ayakta durandan; dikilmekte bulunan, yürüyenden; yürümekte olan, koşturandan hayırlı olacaktır. Kim fitneye yönelirse, (fitne) onu kendine çekecektir. Kim barınacak veya sığınacak bir yer bulursa oraya sığınsın (da fitneye karışmasın)"^ Zira "Fitne (vaktin) de kişinin selâmeti evinde (oturmasına bağh)dır."^ Bu sebeple Resûl-i Ekrem (s.a.v.), "Evlerinizin (eşik) çulları (gibi) olunuz."^ buyurmaktadır.

(1) Ebû Dâvûd e. 4 s. 99.
(2) Bakınız: Feyz'ül-kadir c! 4 s. 101.
(3) Müslim c. 1 s. 76
(4) Ebû Dâvûd ç.4s.102.
(5) Buhârî c. 4 s. 177.
(6) Feyz'ül-kadir c. 4 s. 116.
(7) Bakınız: Ebû Dâvûd c. 4 s. 101.


Alt Konulari