Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler

HANGİ HALLERDE BİR ERKEĞİN KADININ YÜZÜNE VEYA AVRET SAYILAN BİR UZVA BAKABİLECEĞİNDE ÖLÇÜ

Dinimizin tesettürle ilgili emirleri, aslî hükümlerdir. Fevkalade bir zaruret bulunmadıkça erkeklerin yabancı bir kadının yüzüne bakması veya avret sayılan bir uzva nazar-ı dikkatini çevirmesi câiz değildir. Zaruret bulunması şartı ile sınırlı bir müsaade verilmiş bulunmaktadır. O hâlleri ve bu husustaki dinî ölçüleri açıklamaya çalışalım:
a) Ebeye tanınan müsaade:
Doğum yapan kadına yardım ve müdâhale eden "ebe"nin kadının avret mahalline bakması caizdir. Bu hizmeti lâyıkıyla yapabilmek için bunda zaruret vardır.
b) Erkek doktorun tedâvi ettiği kadına bakması:
Bu hususta gözünü tedavi ettiği mahalden başka tarafa çevirmekten sakınması Kaydıyla tedavisine müsaade vardır.(1) Biz bu hususta
bir misâl vererek, mevzuu daha açık ve anlaşılır hâle getirmek istiyoruz. Hasta bayanın gözü ağrıyorsa, tabibin gözü kadının göğsüne kaymamalıdır.
c) Hâkimin ve şahidin bakışı:
Aleyhine hüküm verilecek davalı kadının yüzüne hâkimin bakması, şahitlik yapacak erkeklerin yargıca doğru cevap verebilmeleri için o kadının yüzüne bakmaları câiz görülmüştür.
d) Erkeğin yaralı bir kadını tedavi için bakması:
Kadın vücudunun erkeğin bakması helâl olmayan bir yerinde yara bulunsa, sıradan bir erkeğin oraya bakması helâl olmaz. Şayet yaralı kadın, o erkeğin tedavide faydalı olacağını bilirse ve onu tedâvi edecek bir kadın da yok ise, ağrının artmasından veya helâk olmaktan korkuyorsa, önce yaralı yerin dışında kalan tarafları örter. Daha sonra tedavide faydalı olacak erkek yarayı (temizleyip sararak) tedavi eder. Bu hizmeti gören erkek, ancak yaranın bulunduğu kısma bakar, gözünü başka tarafa çevirmekten son derece sakınır.^
Dinimizin koyduğu bu kayıt ve şartlar, bağlayıcı değil, kadına hürmet sağlayıcı durum olmaktadır. "Zaruretler mahzurları mubah kılar" kaidesi bile "zaruretler miktarları ile takdir (ve tesbit) olunur" kaidesi ile sınırlamaya tâbi tutulmuştur.
e) Sünnetçinin bakışı:
Sünnet olacak çocuğun veya daha büyük bir kimsenin malum olan mahallinde ameliyat yapacak kimsenin adı geçen uzvuna bakması caizdir. Bu hususta yardımcı olacak kimselerin bakmaları doğru değildir. Çünkü onların işi zararı önlemekle alâkalıdır. Bu sebeple sünnet olan kişinin avret mahalline bakmaları câiz olmaz. Hâl böyle iken öyle yanlışlıklar yapılıyor ki, herkes bakıyor ve resimler çekiliyor. Bazı sünnetler de bu sahnenin video kasetine çekildiği bile görülüyor. Müşâhede edilen bu manzaralar, büyük bir gaflet ve mazur görülmeyecek bir halettir.
Zaruret karşısında kalan kimse, istediği gibi değil, dinimizin ölçüleri dâhilinde o sıkıntıyı bertaraf edecektir. Tehlikeli durum ortadan kalkınca yasaklama yeniden başlamış olur.



(1) Fetâvâ-i Hindiye c. 5 s. 330.
(2) Adı geçen eser, aynı cilt ve sahife.



Alt Konulari