Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler

HARAM OLAN BİRŞEYLE TEDAVİDE DİKKAT EDİLECEK ÖLÇÜ

İnsanın hastalandığı zamanlar olmakta ve tedavi için çare aramaktadır. Hastalığın teşhis edilemediği veya şifa verici bir ilâcın arandığı safhada, tabip olan veya olmayan kimseler tarafından yapılan tavsiyeler arasında, haram olan birşeyin ilâç olarak içilmesi teklif edilmektedir. Bu durumdaki bir kimsenin yanlış bir yol takip etmemesi, dinî ölçülen iyi bilmesine bağlıdır.
Hasta olan şahıs tedavi çarelerini arayacaktır. Bu yolu takip, hayatını korumak için, ihmâl edilmemesi gereken bir vazifedir. Bununla beraber kullanacağı ilâcın dinimizce yasaklanmış birşeyle yapılmış olmamasına da dikkat edecektir. Cenâb-ı Hak, haram kıldığı şeyden şifa verici hassaları kaldırmıştır. Bir maddenin haram kılınmasının sebebi, insanın ya bedenine veya edebine zarar vermesidir. Bu sebepten dolayı bir hadîs-i şerifte "... Haramla tedavi olmayımz"(1) buyrulmuştur. Târık bin Süveyd, Peygamber (s.a.v.)'e şarapla tedavi hususunda bir sual sormuştu. Resûl-i Ekrem (s.a.v.) ona şu cevabı verdi: "O, şifa değil, hastalık
Şâyet bir hastalığın mubah bulunan birşeyie tedavisi mümkün olmazsa, tavsiye edilen ilâcı kullanmadan önce şu hususlara dikkat etmelidir:
a) Bu tavsiyeyi yapan şahsın o hastalığın uzman? bir tabip olma
sına dikkat edilecektir.
b) Bu Doktur'un Müslüman ve fısk-u fücurdan uzak bir kimse olup olmadığı araştırılacaktır.
d) Ö ilâç, bedeni kuvvetlendirmek için değil, hastalığı tedâvi maksadı île hazırlanmış olacaktır,
Bu şartlar bir araya geldiği zaman, haram olan birşeyie tedaviye müsaade edilmiş ve fetva verilmiştir.^
Müstahzaratın hazırlanmasında kimyevî ölçüler dikkate alınmaktadır, Kullanılmasında da dinimizin hükümleri nazar-a dikkate alınacaktı, alınmalıdır.


(1) Bakınız: Ebû Dâvûd c. 4 s. 7.
(2) Müsned-i Ahmed bin Hanbel c. 5 s. 293.
(3) Fetâvâ-i Hindiye c. 5 s. 355.


Alt Konulari