Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler

ÖDÜNÇ ALIP VERMEDE DİKKAT EDİLECEK ÖLÇÜLER

İnsanlar gerek günlük yeme içme ihtiyaçlarını karşılamakta gerekse ticarî hayatlarında sıkıntıya düştükleri olur. Bu durumda sıkıntıdan kurtulmak için akla ilk gelen çare ödünç para alma yoludur. Bu istikamette bir imkân bulamazsa ya birşeyini satacak veya faizli kredi alma yanlışına saplanacaktır. Onu bu vebalden korumak, İslâmî ve insanî bir vazifedir. Bu durumda dikkat ve riâyet edilmesi gereken ölçüler vardır. Onları açıklamayı zaruri bulmaktayız.
A) Ödünç verenle ilgili şartlar:
a) Ödünç verecek kimse ergenlik çağına ulaşmış olmak. Çocuk, velisinin izni ile kendisi için bir mal alabilir. Fakat malını bir kimseye bağışlayamaz ve ödünç veremez.
b) Akıllı olmak.
Deli bulunan bir kimsenin ödünç vermesi geçerli olmaz.
c) Ödünç vereceğe şeyin mâliki (sahibi) olmak. Bir insan, Kendisine ait olmayan bir maldan b\r kimseye ödünç veremez. Meğer ki malın sahibi tarafından kendisine salâhiyet verilmis olsun. Küçük yaştaki çocuğun, ne babası ve ne de vasisi ona ait maldan bir kimseye ödünç veremezler,
B) Ödünç verilecek şeyle alâkalı şartlar:
aa) Ödünç verilecek şey misli bir mal olmalıdır.
Misli mal; ölçü veya tartı ile satılan mallardan olmalıdır. Gayri menkul mallar ve hayvanlar üzerinde ödünç alıp verme işlemi yapılamaz. Çünkü bunlar kıyemî mallardır. Yani standart eşyadan değildir. Helâk olduğu veya tüketildiği zaman benzerini ödemek mümkün olamaz. Ödünç alan, fiatı düşük bir mal verecek olsa alacaklı şahıs zarar görmüş olur. Ödünç veren, verdiğinden daha iyisini aldırtmak istese bu da ödünç alanı zarar sevk eder. Bu durum, uyuşmazlıklara ve münakaşalara sebep olur.(1)
bb) Karz-ı hasen olarak verilecek şeyin karşı tarafa teslim edilmesi gerekir.
Bu şart dikkate alındığında, ödünç olarak istenilen şey, karşı tarafa teslim edilmedikçe akit gerçekleşmiş olmaz. Sadece konuşmuş olmak, ödünç işlemi için yeterli değildir.
Bu şartlar ve ölçüler dikkate alınarak yapılan borç alıp vermede veren şahıs ecir kazanmış olur. Bu hususu açıklayan bir âyet-i kerimede şöyle buyrulmaktadır: "Kimdir o ki Allah'a güzel bir ödünç versin de (Allah da) onu kat kat arttırsın? Allah (kimini) daratır, (kimini) genişletir. Siz (hepiniz) ancak ona döndürü (lüp götürüleceksiniz."^
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) de şöyle buyurmaktadır: "Miraca çıkarıldığım gece cennetin kapısı üzerinde SADAKANIN KARSİLİĞİ ON MİSLİ (ecir verilecek)DİR. BORÇ KARŞILIĞINDA ONSE-KİZ MİSLİ (sevap verilecek)DİR ibaresinin yazılı olduğunu gördüm. Bunun üzerine: "Borç vermenin sadakadan daha faziletli olmasını hikmeti nedir yâ Cebrâil" dedim. O şöyle dedi: "Dilenen kimse, yanında birşey olduğu halde de isteyebilir. Fakat borç isteyen kimse, ancak ihtiyaçtan dolayı borçlanmak ister."^



(1) İbni Âbidin c. 4 s. 237.
(2) Sûre-i Bakara 245.


Alt Konulari