Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler

TALÂK-I RİC'Î İLE TALÂK-I BÂYİNİ AYIRT EDEN ÖLÇÜLER

Talâk-ı bâyin ile talâk-ı ric'înin nikâhı izâlesinde aralarında büyük bir fark yoksa da, aynı kadını yeniden nikâhlamak istediğinde bazı farklar ortaya çıkmaktadır. Bunların bilinmesinde fayda bulunduğunu söylemeye ihtiyaç duymuyoruz. Bazı kimselerin bu mevzuda dikkatli olabilmesi için her iki boşamayı ve bunları ayırt eden ölçüleri açıklamaya çalışacağız.
A) Talâk-ı ric'î:
Yapılan boşamanın "talâk-ı ric'î" olabilmesi için şu hususların bulunması gerekir:
a) Boşadığı kadın ile hakikaten gerdeğe girmiş olmak.
b) Boşama işi, kadın boşamada kullanılan sarih bir lâfızla yapılmış olmak. (Arapça kelimelerden "talâk", Türkçelâfızlardan "boş" sözcüğü gibi).
c) Boşama bir ivaza, nas veya işaret yolu ile "üç" sayısına yaklaşmış olmamak.
d) Beynunete delâlet eden bir sıfatla tavsif edilmiş olmamak.
Bu şartları dikkate alarak bir misâl verelim, Bir erkek, kendisi ile gerdeğe girdiği zevcesine "Seni boşadım" veya "Benden boş ol" dese bir talâk-ı ric'î vukua gelir. (Bu tabir ve lâfızlarla talâk-ı bâyine niyyet etse itibar olunmaz.)
Talâk-ı ric'inin neticesine ve ondan sonraki tatbikata gelince: Bir adam; karısını talâk-ı ric'î ile boşadıktan sonra, iddeti tamam olmadan önce, dilerse nikâhı ivazsız (yani yeni bir mehir vermeksizin) devam ettirebilir. Kadın küçük ise (rüşt çağma ulaşmamış ise) velisinin, büyük ise kendisinin rızasını almaya da ihtiyaç yoktur. "Sana müracaat ediyorum" veya "sen, bundan evvelki gibi, benim zevcemsin" demek, nikâhın avdeti için yeterlidir. Şahitsiz olarak yapılan müracaat sahih ise de şahit bulundurmak menduptur.
Talâk-ı ric'î, boşamanın sayısını noksanlaştırır. İddet içinde yapılan ric'at, vuku bulan boşamayı izale etmez. Bu sebeple mehr-i müeccel, "muacceP'e dönüşür ve bekletmeden ödenmesi gerekir.
Talâk-ı ric'î de, erkek karısına müracaat etmeden önce, iddetin zamanı dolarsa "talâk-ı bâyine" dönüşmüş olur.
B) Talâk-ı bâyin:
Vuku bulan boşama şu şekillerden biri ile yapılmış ise "talâk-ı bâyin" olur:
1- Boşama "ibâne" kelimesinin teşekkül ettiği harflerden terekküp etmiş bir lâfızla yapılmışsa: "Sen mübânesin" sözü gibi.
2- Boşama, hakikaten gerdeğe girmeden önce vuku bulmuş ise.
3- Gerdeğe girdikten sonra, talâk veya boşama lâfızları ile yapıl
makla beraber, nas veya işaret yoluyla "üç" sayışma yaklaşmış olursa, yahut beynünete delâlet eden bir sıfatla mevsuf olursa.
4- Bir ivaza dayanmış olursa.
Bu şartları dikkate aldığımızda, bir adam, henüz kendisi ile gerdeğe girmediği nikâhlısına "boş ol" dese talâk-ı bâyin vukua gelmiş olur. Gerdeğe girdikten sonra, "Seni üç talâkla boşadım" dese veya üç parmağı ile işaret ederek "Seni bu kadar boşadım" dese, talâk-ı bâyin olur.
Bir erkek, hanımına hitaben "Sen bâyinesin", "Sen rnübânesin" dese, yahut "Seni on milyon lira karşılığında boşadım" dese, karısı da kabul etse "talâk-ı bâyin" vukua gelmiş olur.
Talâk-ı bâyinin neticesi ve hükmüne gelince: Evlilik tamamen ortadan kalkar ve kadın kocasına haram olur.
Talâk-ı bâyin ile boşama yapmış bulunan bir erkek, boşadığı kadını gerek iddeti içinde gerekse iddeti dolduktan sonra, kadının rızası ile ve yeni bir mehir üzerinde anlaşarak şahitlerin huzurunda tekrar nikahlayabilir.


Alt Konulari