Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler

HAMLİ ÖNLEMEDE ÖLÇÜ

Çeşitli sebeplerle çocuk edinmek istemeyen veya fazla çocuk sahibi olmaktan kaçınan kimseler, vicdânî tereddütlerden kurtulabilmek için, teşebbüs edecekleri işe fetva aramaktadırlar. Bu gibi kimselerin yanlış bir söze kapılmalarını önlemek ve hatadan sakınmalarına yardımcı olmak bakımından dinimizin hükümlerini açıklamak isteriz.
Önce bir hususu belirtmeyi zaruri görmekteyim. İslâm dini, "ben müslümanım" diyenleri evlât sahibi olmaya teşvik etmiştir. Evlenmeden önceki devre ile ilgili Peygamber (s.a.v.) Efendimizin tavsiyesi şöyle olmuştur: "Sevimli ve (dünyaya) evlât getiren kadınla evleniniz. Zira ben, kıyâmet günü, sizin çokluğunuzla sâir peygamberlere karşı iftihar ederim."^ Resûl-i Ekrem (s.a.v.)'in umumi mânâdaki teşviki de "Evlenininiz, çoğalınız. Hakikat ben, kıyâmet günü sâir ümmetlere karşı sizin (çokluğunuz) ile iftihar ederim"^ hadîs-i şeriflerinden anlaşılmaktadır.
Evlenmekteki asli gaye, "hayırlı evlâta sahip olmak"tır. Bu durum muvacehesinde hamli önleme teşebbüsü için şer'î esaslara uygun bir zaruretin bulunması lâzımdır. Aksi hâlde çocuk sahibi olmaya teşvik eden hadîs-i şerifler ile hamli önleyici tedbirlere verilecek müsaade arasında bir uyuşmazlık bulunduğu vehmi uyandırılmış olur. İslâm dininin hükümlerinde bir çelişki (tenâkuz) asla yoktur.
O zaruret ne olabilir? Akla ilk gelen, kadının geçirdiği sezeryan veya başka bir hastalık sebebiyle uygulanan karın ameliyatıdır. Bundan başka emmekte bulunan küçük yaştaki çocuğun bulunması, gebelik hâlinde anne sütünün terkibinin bozulması ve babanın sütanne tutmaya veya "mama" almaya maddî gücünün bulunmaması hatıra gelmektedir. Bu gibi mazeretlerin bulunması hâlinde hamli önleyici tedbirler nelerdir?
a) Azil:
Azil, cinsî münâsebet sırasında meninin dışarıya bırakılmasıdır.^ Bu tedbirin uygulanmasında kadının rızasının bulunması lâzımdır. Şayet bu uygulama zevcenin üzerinde rûhî veya fizyolojik yönde ters bir tesiri olacaksa o zaman başka bir çare aranacaktır.
b) Erkekle ilgili diğer bir tedbir:
Başkaca tedbirde mahzuru en az olan, erkeğin tenâsül uzvuna takacağı plastik kılıftır. Bunun kadın sağlığı açısından bir zararı yoksa, hamlin önlenmesinde bu tedbir, zararı asgariye düşüren bir çare olmaktadır.
c) Kadınla ilgili bir tedbir:
Rahim içi araç (spiral)den yararlanma yoludur. Şayet bu yol takip edilecekse, bu işi nisaiye mütehassısı Bayan Tabibe veya bir hemşireye yahut ebeye yaptırmalıdır. İslâm dininin verdiği müsaadeler, şartlı ve sınırlıdır. Bu sınırlamalar, zorluk çıkarma değil, kadının onurunu ve haysiyetini korunma düşüncesinden kaynaklanmaktadır.

(1) anıl-eimme c. 2 s. 52
(2) Feyz'ül-kadir c. 3 s. 269.
(3) Azil meselesi ilk defa Benî Mustalik harbi sırasında ortaya çıkmıştır. İslâm askerleri, harp ganimeti olarak hisselerine düşen cariyelerden esaretten kurtuluş bedeli alarak onları serbest bırakmayı düşünüyorlardı. Bu arada onlarla cinsî mukarenette bulunmaya da meyilleri vardı. Hâmile bulunan cariyeyi doğum yapmadan önce satmak câiz olmadığı için, azlin hükmünü Resûl-i Ekrem'den sordular. Peygamberimiz "(Bunu) yapmamanızda üzerinize bir vebâl yoktur. Çünkü Allah'ın kıyâmet gününe kadar yaratmayı yazdığı (takdir ettiği) her nefs muhakkak vücut bulacaktır" hadîs-i şerifi, azil yapmaya cevaz vermemektedir. Bu sebeple "yapmamanızda bir vebâl yoktur" buyrulmuştur. Yani Allah takdir etmesi ise hamilelik tahakkuk etmez demektir. Bu hadîs-i şerifte "azil yapmayın" şeklinde sarih bir yasakla olma-dığındar, zımnî bir müsaade bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu zımnî müsaadeden faydalanarak azil yapmak kerahetle câzi görülmüştür. Bahsi geçen mazeretler bulunmadıkça azilde Kerâhet vardır. (Bakınız: Tuhfet'ül-Ahvezî c. 4 s. 291).


Alt Konulari