Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler

İKALEDE KARŞILIKLI RIZA İLE SATIŞ AKDİNİ BOZMADA) ÖLÇÜ

İkâle, lûgat itibariyle, düşürmek ve satış akdini kaldırmak manâlarına gelmektedir. Fakih İstılahında ikâle, bir akd-i mahsustur ki İKÂLE ETTİM KABUL ETTİM gibi bir icâp ve kabul ile yapılır.
Bir şahıs bir malı satın aldıktan sonra bu mala ihtiyacı kalmaması, bedelini ödeyemeyecek duruma düşmesi veya başkaca bir sebeple pişman olup malı geri vermek istediği zaman satıcının bu teklifi kabul etmesine "ikâle" adı verilmektedir. Satıcı bu isteği kabul etmek zorunda değildir. Çünkü satış akdi kesinleşmiştir. Bununla birlikte kabul etmeye teşvik olunmuştur. Böylelikle alıcıya iyilik yapmış olur. Gösterdiği bu kolaylık sebebiyle, Cenâb-ı Hak da onun kıyamet günü hatasını bağışlar.
İkâlenin geçerli olmasında dikkat edilmesi gereken ölçüler vardır. Bunların bulunması hâlinde, satıcı veya alıcı tarafından gelen teklifi karşı tarafın kabul etmesi uygun olur. Zirâ ya satıcı yaptığı satıştan nâdim olmuş, veya alıcı satın aldığı malı beğenmemiş olabilir. Bu gibi durumlarda birbirine darılmadan bu akdi feshetmek uygun olur. İkâlenin rüknü, icap ve kabuldür. Akdi yapanlardan biri, "satışı ikâle veya fesh ettim" dese, diğeri de "ben de kabul ettim" derse ikâle sahih ve satım işi fesh edilmiş olur.
İkâlenin şartları:
a) Beyi gibi ikalede de meclisin ittihadı lâzımdır:
Bu şart muvacehesinde icap ile kabulün aynı mecliste yapılmış olması lâzımdır. Alış veriş akdini yapanlardan biri "satışı ikale ettim" deyip de diğeri o mecliste kabul etmeden meclis bozulsa veya iki taraftan birinden itiraza delâlet eden bir şey sâdır olsa, daha sonra diğerinin kabulü ile ikale vücuda gelmiş olmaz.
b) Satışın feshi sırasında ikale konusu bulunan malın müşterinin
elinde mevcut olması lâzımdır. Şâyet o mal tamamen telef olmuş ve
ya kaybolmuş ise ve teslimi kabil değilse ikale sahih olmaz. Satılan
mal, kısmen telef olmuşsa geri kalan üzerinde ikale yapılabilir.
Satış bedeli olan şey, ikaleden evvel veya daha sonra telef olsa ikaîenin sahih olmasına engel teşkil etmez. Çünkü satışta aslolan, satılan maldır. Satış bedeli ise mübadele vasıtasıdır,
c) İkale yapılacak şey altın, gümüş veya döviz gibi bir şey ise,
her iki bedelin ikaîe meclisinde karşılıklı olarak teslim edilmesi gere
kir.
d) İkalede hıyarı ayb, hiyârı şart geçerlidir:
Satılan bir mal müşterinin yanında ayıplanmış vey£satıcı bu aybı bilmeksizin ikalede bulunmuş olursa müşteri bu ayba muttali olunca muhayyer olur. Diler ise ikaleyi kabul eder, dilerse ret edebilir Aybm noksanlığı ile müşteriye rücû edemez^.
e) İkale zamanında satış akdini yapanların hayatta olmaları şart değildir. Onların vârisleri veya vasileri tarafından da ikale yapılabilir,
İkalenin hükmü, hadis kitaplarında "mendûb" olarak ifade edilmektedir. Peygamberimiz, Hz. Muhammed (s.a.v.) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmaktadır: "Kim bir müslümanın satış akdini kaldırma hususundaki isteğini kabul ederse, Allah da kıyamet günü onun hatasını kaldırır"(2).



(1) Hukuku İslâmiye ve Istılâhât-ı Fıkhiye
Kamusu c. 5 s. 29
(2)İbni Mace c. 2 s. 741


Alt Konulari