Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler

MÂL-İ MÜTEKAVVİMİ TESBİTTE ÖLÇÜ

İslâm dininin yenilmesini, içilmesini ve kullanılmasını meşru kıldığı ve fiilen elde edilmiş olan her şeye "mâl-i mütekavvim" adı verilmektedir. Taşınır durumdaki mallar ve gayr-i menkul emlâk, helâl olan yiyecekler, umumun istifadesine tahsis edilmiş "cibâl-i mubâha"dan kesilmiş bulunan odunlar ve avlanmış olan hayvanlar, değişik ve fakat mubah yönlerden elde edilmiş mütekavvim mal örnekleridir.
Gayr-i mütekavvim mal ise fiilen elde edilmemiş olan veya İslâm dininin ölçülerine göre, zaruret hallerinin dışında faydalanılması mubah olmayan şeylerdir. Fiilen elde edilmemiş mallara misal olarak havadaki kuşları, denizdeki balıkları ve ormandaki hayvanları gösterebiliriz. Bir kimse bunlara sahip olmadan önce satmaya kalkışamaz. İslâm dininin yasakladığı örnek şarap, domuz ve murdar olarak ölmüş hayvanlar gösterilebilir^. Bir müslüman, yenilip içilmesi haram olan bu gibi malların ticaretini yaparak menfaat temin edemez.
İslâm dini menfaat teminine izin verirken meşrûiyet çizgisinin dışına çıkmaya müsade etmemiş; yenilmesi içilmesi haram olan şeyleri değerli bir mal olarak saymamıştır. Allah Teâlâ'nın haram kıldığı ve hakir gördüğü şeyleri alıp satmak demek, bunlara değer vermek olur. Zararlı şeylerden yararlanmak dine, akla ve hikmete aykırı bulunmaktadır. Yenilip içilmesi haram olan ve gayr-i mütekavvim bulunan eşyayı alıp satmak asla câiz değildir.
Bir müslümanın kazanç temin etmede ilk hedefi, helâl yoldan ve meşru usuller ile kâr elde etmek olmalıdır. Bu usulle elde edilen malın kullanılması meşru, yenilip içilmesi helâldir. Kendisine zekât farz, sadaka-i fıtır ve kurban vacip olan mâl-i mütekavvim mal da işte budur.



(1) Mebsût-i Serahsi c. 11 s. 102; Hukuki İslâmiye ve Istılâhât-» Rkhiye Kamu-


Alt Konulari