Kitaplar | Yazarlar | İlmihal | Sohbetler | Hutbeler

NEZR

Allah´a itaatta mubah bir şey için yapılan nezrin yerine getirilmesi ge­rekir. "Hastam şifa bulursa namaz kılacağım veya oruç tutacağım, veya sadaka vereceğim" sözler gibi. Bu gibi durumlarda hasta şifa bulursa ne nezredilmişse onun verilmesi gerekir.

Günah bir iş için nezr olmaz. "Falanı öldürsem Allah için şunu nezret-tim" sözler gibi. Mubah bir şeyi terketmek için yapılan nezirler de hü­küm teşkil etmez. "Et yemem, süt içmem veya yemek yemem" gibi şeyler de yapılan nezrler için hiç bir şey icap etmez.

Nezr, Allahu Teala´ya tazim veya ona yaklaşmak için bir şeyi bir lafız­la kendi nefsine vacip kılmaktır. Nezr mubah bir şey üzerinde olursa onu yerine getirmekle kişi mükafat sahibi olur. Böyle bir işi nezreden kişi onu yerine getirmekle mükelleftir.



Nezrin Çeşitleri


1- Nezr-i Lucac veya Nezr-i Gadap. Öfke anında yapılan nezirlerdir.

2- Nezr-i Birr. Mükafat nezridir. Kişiyi Allah´a yaklaştıran ve karşılı­ğında mükafat alınan nezrdir. Bu da iki kısma ayrılır.

a) Nezr-i Muallak: Mesela kişinin, ´Eğer Allah hastama şifa verirse Perşembe günü oruç tutmayı nezrediyorum´ demesi gibi.

b) Nezr-i Gayri Muallak: Burada da mesela kişinin ´Perşembe günü oruç tutmayı nezrediyorum´ veya ´Hacca gitmeyi kendime nezrettim´ de­mesi gibi. Bu durumlarda kişi nezirlerini yerine getirmekle mükelleftir.

Nezr hayırlı bir vaadde bulunmaktır. Şer´an kendisine vacip olmayan Allah´a yaklaştırıcı bir ameli kişinin kendisine mecburi kılmasıdır.

Nezr eğer mubah bir şey üzerinde olsa onu yerine getirmesi gerekir ve ayrıca sahibi mükafat alır. Metinde geçen ´Hastam şifa bulursa namaz kı­lacağım veya oruç tutacağım ya da sadaka vereceğim.´ şekillerinde yaptı­ğı nezirde ölçü şudur. Namaz için belirli bir rekat sayısı kastetmemişse namazın en azı iki rekat olduğu için iki rekat namazdır. Oruç ve sadaka için de ne şekilde nezretmişse öylece nezrini yerine getirir. Haram olan şeylerde nezr yoktur. Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

"Allaha isyan hususunda nezr yoktur." [1]

Mubah olan bir şeyin terkinde nezr olmadığı gibi onu yapmakta da nezr yoktur. Mesela, kişinin ´Yemek yemeyeceğim.´ veya ´Su içmeyece­ğim.´ ya da ´Elbise giymeyeceğim.´ gibi sözlerde nezr geçerli değildir.

Bunun delili İbni Abbas´tan rivayet edildiğine göre Hazreti Peygamber hutbe okurken ayakta duran birini görünce,

"Bu ne yapıyor?" diye sordu.

Sahabiler, ´Bu Ebu İsraildir. Oturmamak, konuşmamak, gölgede durma­mak ve oruç tutmak üzere nezr etmiştir´ dediler. Bunun üzerine Hazreti Peygamber şöyle buyurdu:

"Ona söyleyin otursun, konuşsun, gölgeye git­sin ve orucunu tamamlasın." [2] Oruç tutmak ibadet olduğu ve Allaha yaklaştırdığı için Hazreti peygamber onu tamamlamasını emretmiştir. Oturmamak, konuşmamak ve gölgede durmamak gibi davranışlar ise mu­bah olduğundan onlar için nezrin geçerli olmadığı bildirilmiştir.

Nezr, yukarıda ifade edildiği gibi iki çeşittir:

1. Öfke anında yapılan nezir. Buna ´Nezr-i Lucac´ veya ´Nezr-i Gadab´ denir.

2. Mükafat nezri. Buna da ´Nezr-i Birr´ denir. Bu da kendi arasında iki kısma ayrılır: a) Nezr-i muallak. Kişi ´Eğer Allahu Teala üzerimden şu sı­kıntıyı kaldırırsa bir gün oruç tutmayı nezrediyorum.´ demesi gibi. b) Nezri gayri muallak. Burda da kişinin mesela, ´Perşembe günü oruç tut­mayı nezrettim.´,veya, ´Haaca gitmeyi nezrettim.´ gibi nezr şekilleri bu türdendir. Bütün bu şekillerde nezrin yerine getirilmesi gerekir. Hazreti peygamber nezrini yerine getirmeyen kişiler için şöyle buyurmuştur:

"Sonra sizin ardınızdan öyle bir kavim gelecek ki onların şehaadet et­meleri istenmeden şehaadet edip hıyanet edecekler. Kendilerinde hiç bir güven olmadıklarından dolayı kimse tarafından kendilerine itimad edil­meyecektir. Artık bunlar arsında tıkabasa yemek, içmek ve semizlenmek hayatın gayesi olacaktır." [3]

Nezrin meşruiyetini bildiren şu ayet-i kerimelerdir:

"(O kullar) adak­larını, (nezirlerini) yerine getirirler ve kötülüğü yaygın olan bir günden korkarlar" (Hacc: 22/29)

"Adaklarını (nezrlerini) yerine getirsinler." (Dehr: 76/7)

Hz. Peygamber nezrini yerine getirmeyen kişileri şöyle açıklamış­tır:

"Sonra sizin ardınızdan öyle bir toplum gelecek ki onların şehadet et­meleri istenmediği halde şehadet edecekler, hıyanet edecekler. Kendile­rinde hiç bir güven bırakmadıklarından dolayı kimse tarafından onlara itimat edilmeyecektir. Artık bunlar arasında tıka basa yemek, içmek ve semizlenmek hayatın gayesi olacaktır" [4]

Hz. Aişe peygamberden şöyle rivayet etmektedir:

"Kim Allah´a itaat olan bir şeyi yapmayı nezretmişse nezrini yerine getirsin, kim de Allah´a isyan olan bir şeyi yapmayı nezretmişse nezrini yerine getirmesin" [5]

Namaz, oruç ve sadaka ismiyle nezr eden kimse bunları da yerine geti­recektir. Ancak namazın en azı iki rek´at olduğu için kişi namazda rek´at sayısını belirtmemişse iki rek´at namaz kılmakla sorumluluktan kurtulur. Sadaka ve oruç için neyi, ne şekilde nezretmişse onu yerine getirecektir.

Hz. Aişe´nin rivayetinde belirtildiği gibi Allah´a isyan hususunda ya­pılan nezirler geçersizdir. Bir hadiste Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurur:

"Kim Allah´a isyan olan bir şeyi yapmayı nezretmişse nezrini yerine ge­tirmesin", başka bir hadiste

"Allah´a isyan hususunda nezr yoktur" [6]

Mubah olan bir şeyi terketmek için de nezr yoktur. Mesela yemek ye­meyi, su içmeyi ve elbise giymeyi nezretmek sahih olmaz. Bunun delili İbni Abbas´ın rivayet ettiği şu hadis-i şeriftir:

Hz. Peygamber hutbe okur­ken ayakta duran birini görerek,

"Bu ne yapıyor?" diye sordu.

Sahabiler, "Bu Ebu İsrail´dir. Oturmamak, konuşmamak, sölgede durmamak ve oruç tutmak üzere nezretmiştir" dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle buyurdu:

"Ona söyleyin otursun, konuşsun, gölgeye gitsin ve oru­cunu tamamlasın" [7]

Oruç tutmak ibadet olduğu için Hz. Peygamber ona orucunu tutmasını emretmiştir. Çünkü nezredilen ibadet olursa onu yerine getirmek vacibtir. Ebu İsrail´in diğer yaptıkları mubah olduğu için nezr teşkil etmemiştir.

--------------------------------------------------------------------------------

[1] Buhari, 1641

[2] Buhari, 6326

[3] Buhari, 2508; Müslim, 2535

[4] Buhari. 2508, Müslim 2535

[5] Buhari. 6318

[6] Buhari, 1641

[7] Buhari, 6326





Eserin yazarı: Kadı Ebu Şuca Eser: DELİLLİ ŞAFİ İLMİHALİ

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

DELİLLİ ŞAFİ İLMİHALİ

MollaCami.Com